1916’yı BİLİYOR MUSUNUZ?
Dönemin başbakanı Talat Paşa anılarında bu tehcirle ilgili olarak tuttuğu notlarda 702.905 Kürdün tehcire tabi tutulduğunu ve tehcir edilen bu Kürtlerin yarısından çoğunun yolda türlü nedenlerle telef olduğunu yazıyor.
Osman Aydın
1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda İttihat ve Terakki iktidarı zamanında ve bu iktidarın siyasal kararı ve eylemsel uygulamasıyla gerçekleştirilen “Ermeni Tehciri” son yüzyılın en kanlı ve dramatik olaylarından biridir. Bununla ilgili olarak bilgi sahibi olan veya olmayan herkes yazıyor, konuşuyor. Demokratik devletler bunun jenosit olduğuna ilişkin -ki doğrudur- parlamentolarından kararlar çıkartıyor. Öyle görünüyor ki bu trajik olay tarihin derinliğinde hep kanayan bir yara olarak kalacaktır.
Bu olaydan tam bir yıl sonra, yani 1916 yılının Nisan ve Mayıs aylarında bu olayı aratmayacak boyutlarda, yine aynı iktidar tarafından “Kürt Tehciri” gerçekleştiriliyor. İttihat ve Terakki iktidarı “Kürtleri Türkçe konuşan bir bölgede iskân etme” kararı alıyor ve Kürtlerin Ege bölgesindeki Türkçe konuşan şehir ve bu şehirlerin kırsal kesimlerine iskânı için “Kürt Tehciri” uygulamasını başlatıyor.
Dönemin başbakanı Talat Paşadır ve iktidarın en güçlü kişisidir. Bu adam anılarında bu tehcirle ilgili olarak tuttuğu notlarda 702.905 Kürdün tehcire tabi tutulduğunu ve tehcir edilen bu Kürtlerin yarısından çoğunun yolda türlü nedenlerle telef olduğunu yazıyor. Yani dört yüz bin Kürdün telef edildiği ortada. Bu bilgiyi, HUDUDU ŞARKİYE MENATIKI HARBİYE RİYASETİ isimli devlet kurumunun belgelerine dayanarak açıklıyor.
Bu olayı doğrulayan başka kaynaklar da var: AŞAİR VE MUHACİRİN UMUMİYESİ -ki bu kurum de devletin resmi bir kurumudur- 1918 yılında yayınladığı bir raporla bu olayı doğruluyor ve sayıyı 707.905 olarak veriyor. Yine Gazeteci Ahmet Emin Yalman, OSMANLI NÜFUS İDARESİ VE İSKÂN-I AŞAİR VE MUHACİR MÜDÜRİYETİ’nin kaynaklarına dayanarak bu sayıyı 862.000 olarak veriyor.
Neresinden bakılırsa bakılsın, resmi kayıtlara göre sürgün edilen Kürt sayısı yedi yüz binin üstündedir ve dört yüz bin kadarı telef olmuştur. Aynı kurumların belgelerine göre bu sayı, tehcir edilen Ermeni nüfusundan biraz fazladır. Ancak bu konuda Kürtler üç maymunu oynamaktadır. Kimse bunu yazmıyor gündeme sokmuyor. Kendilerine yapılanlara bu kadar duyarsız olmak aklın alacağı bir şey değil.
Bununla da yetinilmemiş, sürgün tehcir ve jenosit uygulamaları I. Cihan savaşından sonra Kürtleri paylaşmak için kurulun devletler de aynı uygulamayı sürdürmüşlerdir. Türkiye Cumhuriyeti bu uygulamaları ŞARK ISLAHAT PLANI ile, Irak bunu ENFAL ile, Suriye bunu EL HİZAM EL ARABİ (Arap Kemeri) programları ile hayata geçirmişler.
Biz hala kendisine ağlamayan. Ama başkalarının derdi ile yanıp tutuşan sersemler gibiyiz.
Başkasının derdine yanmayanın insanlık yönü sorunludur ama başkasının derdine yanabilmek için önce kendi derdini bilmen ve acımayı öğrenmen gerek. Kendi acısını bilmeyen, başkasının yaşadığının acı olup olmadığını nasıl bilebilir ki?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.