ABD'li uzman Rojava'yı değerlendirdi

ABD'li uzman Rojava'yı değerlendirdi

ABD’li Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Aliza Marcus, “Suriye'nin Esad’ın kontrolünde kalacağı ve Kürtler’e en azından kısa vadede bir tür özerklik verileceği” öngörüsünde bulundu.

A+A-

K24’de Emin Bozan'ın sorularını yanıtlayan ABD'li gazeteci-yazar Aliza Marcus, ABD’nin Rojava özelinde Kürtler’le ilişkileri üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

ABD’nin YPG’ye yardımının en önemli sebeplerinden birinin YPG’nin IŞİD'i  yenmekteki kararlılığı olduğunu belirten Marcus, şöyle konuştu:

“ABD'nin Rojava'daki Kürt güçlerine destek vermesi, (güçlerin isminin YPG veya Demokratik Suriye Güçleri olduğunun pek bir önemi yok) her zaman IŞİD ile mücadele kapsamındaydı. Destek, IŞİD’in Kobani'yi, Türkiye’nin de Suriye sınırının neredeyse tamamının kontrol etmesini önlemek için YPG’ye silah ve hava desteği vermekle başladı. ABD, YPG'nin IŞİD’i yenmek için ne kadar kararlı olduğunu gördü ve bu, Kobani'nin YPG tarafından geri alınmasından sonra ABD'nin yardımını sürdürmesinin de nedeniydi.”

ABD’li Ortadoğu uzmanı, “İster YPG ister SDG adı altında olsun, bu işbirliği her zaman askeri bir işbirliği olmuştur. Aynı desteği siyasal alanda PYD’ye sunmadı. Bazı çok küçük askeri olmayan yardımların dışında ABD, Kürt yönetiminin sahip olduğu toprakları yeniden inşa etmesine yardım edecek hiçbir taahhütte bulunmadı” dedi.

 

ABD Türkiye ile çatışmak istemedi 

ABD’nin PYD’ye ve üst yapılanması Demokratik Halk Hareketi’ne (TEV-DEM) veya Rojava yönetimine destek olmak istememesinin bir nedeninin de “Türkiye’nin PKK ile bağlantılı herhangi bir gruba tamamen karşı çıkması” olduğunu vurgulayan Marcus, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ve büyük ölçüde Türkiye'nin jeopolitik önemi, NATO'daki rolü ve ABD ile uzun süredir devam eden bağları nedeniyle ABD, bu konuda Türkiye ile çatışmak istememiştir. Başka nedenler de var. ABD, örneğin Suriye'nin bölünmesini destekleyen adımlar atmak istemiyor,  ama bunun çoğu Türkiye ile ilgili. Örneğin; ABD, PYD’nin Cenevre’de BM’nin düzenlediği görüşmelerinde yer alma talebini desteklemedi.”

Aliza Marcus, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Efrin'e girdiğinde, ABD harekete geçmek için bir sebep görmedi. Efrin'de bir IŞİD tehdidi yoktu ve ABD'nin burada YPG'yi desteklemesi gerekmiyordu. Aynı zamanda, pratik gerekçelerle, ABD'nin Türkiye'yi durdurmak için yapabileceği çok az şey vardı. ABD kesinlikle Efrin üzerinden Türkiye'ye karşı savaşa girmeyecekti. Böylece Türkiye istediğini yapabildi.”dedi.

ABD Kürtleri’i Sattı mı?

“Kürdistan’ın bağımsızlık referandumu, Kerkük, ardından Afrin şimdi de Minbic... ABD Kürtler’i sattı mı? Kürtler’in bir devleti olsaydı ABD böyle rahat davranır mıydı” şeklindeki sorumuza Marcus, şöyle yanıt verdi:

“Sorunuzun cevabı hangi Kürt devletinden bahsettiğinize bağlı…Kürtler’in Irak'ta bir devleti varsa, bunun Amerika'nın Rojava'daki faaliyetlerini etkileyeceğini sanmıyorum. Tüm pratik amaçlar için, Kürdistan Bölgesi Yönetimi (KBY) bir devlet olarak faaliyet gösterdi. ABD ile ilişkileri her zaman çok iyiydi ve ABD, KBY'nin IŞİD'e karşı mücadelesinin önemli bir destekçisi oldu.”

Marcus, “Referandumun feci biçimde sona ermesi, kesinlikle ABD'nin hatası değildir. Bu, bölgedeki diğer güçlerle (Türkiye, İran ve Bağdat) uzlaşmalı bir şekilde olmak zorundaydı  bunların hepsi, referandumu desteklemeyeceklerini önceden deklere etmişlerdi” 

“IŞİD’in yenilgisi YPG'ye fayda sağlayan birşey ve aynı zamanda Irak'taki Kürtler’e de fayda sağlıyor. IŞİD’in daha zayıf olduğu bölge, bölgedeki herkes için durumun ne kadar güvenli olduğunu gösteriyor. Öyleyse, ABD, Kürtler’i  IŞİD'i yenmek için kullanıyor ama bu Kürtler’in de istediği birşey. Ve bunun karşılığında silah ve eğitim desteği alıyor.”dedi

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.