Afganistan'da kim kimdir?
.
Afganistan başkanlarını tanıyalım, hepsi iyi eğitimli, Afganistan üst sınıfının içinden geliyorlar, ABD veya ABD tarafından kurulan üniversitelerde okumuşlar, az gelişmiş ülkeler üzerine düşünmüş, kelam söylemişler. Peki nasıl oldu böyle bir hezimeti görmediler veya göremediler?
Afganistan’ın ABD tarafından Taliban güçlerine teslim edilmesi üzerine çok konuşulacak. Sadece ABD değil, bütün Batı devletleri bu hezimeti konuşmak, anlamak ve açıklamak zorunda. Sadece Afganistan halkını değil, hepimizi ahmak ve aptal yerine koyan bu zihniyet ve anlayışın sorgulanması, sorumluların adalet önünde hesap vermeleri gerekiyor. Bu olmadan adalet ve eşitlikten söz etmek abesle iştigalden öteye geçmez.
Kabil Havalimanında yaşananlar tüm dünyanın utanç tablosudur. 'Bizi ilgilendirmez, sınırlarımıza duvar yaparız' demekle de çözüm olmaz. Bavulunu alıp kaçan devlet başkanları ile yönetilen bir dünya da sadece Afganistanlı göçmenlerine değil, hiçbirimize yer olmayacaktır. Aynaya bakma zamanımız çoktan geldi!
Liderler
Afganistan başkanlarını tanıyalım, hepsi iyi eğitimli, Afganistan üst sınıfının içinden geliyorlar, ABD veya ABD tarafından kurulan üniversitelerde okumuşlar, az gelişmiş ülkeler üzerine düşünmüş, kelam söylemişler, Dünya Bankası gibi prestijli kurumlarda bulunmuşlar, ödüller almışlar vb... Bu kişiler Afganistan ölçeğinde varsıllar, hatta dünya ölçeğinde bile öyle, hepsi Afgan ve Peştun asıllı, kendi ülkelerinde görev yapıyorlar, kendi halklarına hizmet sunmak için seçilmişler! Peki nasıl oldu böyle bir hezimeti görmediler veya göremediler? Aralarında Taliban ile görüşenler de var, ABD kararlarına karşı çıkamadıkları için bu hale geldi ülke. Öyle ise neden şerefleriyle görevlerinden ayrılmadılar? Halkını Taliban gibi bir yapılanmaya teslim ederek kaçan bir devlet liderinin hiç mi haysiyeti yok? Bu soruların yanıtlarını bilmeden Afganistanlı göçmenleri üzerinden siyaset yapmak bana haksızlığa uğrayan çaresiz bir halka, bir tekme daha atmak gibi geliyor.
Vijay Prashad’ın Counterpunch dergisinde 19 Ağustos 2021'de yayımlanan yazısından yapılan aşağıdaki alıntılara bir göz atmamızda yarar var.
“Afganistan’a yardım için verilen paraların nasıl yok edildiğini 2016'da Afganistan’ın Yeniden Yapılanması (SİGAR) adlı kurumun denetimini yapan kişi tarafından yazılan bu raporda gözlemlemek mümkün. 'Yolsuzluklar, Afganistan sivil idaresinin meşruluğunu ve ABD’nin ülkedeki misyonunu fena halde zayıflattığı gibi, başkaldırıyı örgütleyen gruplara para akmasını ve halkın da bu gruplara desteğinin artmasına neden oldu. SİGAR açgözlülere olanak yaratan bir kurum olarak çalıştı, yardım paraları ABD’nin büyük inşaat firmalarının cebine girmesini sağladı. Afganistan’a verilen 2 milyar dolar (veya daha fazlası) para ABD’nin Afganistan'ı işgali için orduya verildi, ülkenin altyapısına harcanmadı. Bu paraların ABD, Pakistan ve Afganistan zenginlerinin ceplerinin şişmesini sağlamaktan başka ne işe yaradığını bilen kimse de yok.”
Burada yazılanları doğrulamak açısından Taliban gelince ülkeye terk eden devlet başkanı Eşref Gani hükümetine yeni atanan Savunma Bakanı General Bismillah Muhammed’in twitter hesabından yaptığı ve Afganistan’da 2001'den bu yana Başkan olarak görev yapan kişilere ilişkin sözlerine bakalım: “Bizim ellerimizi arkamızdan bağladılar ve anavatanı sattılar. Zengin adam Gani ve onun etrafındakilere lanet okuyorum.”
Hamid Karzai
1957 doğumlu, Peştun asıllı Afgan siyasetçi. Babası Abdul Ahad Karzai, 1960’larda meclis başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Büyükbabası Hayr Muhammed Han, 1919’da Afganistan’daki bağımsızlık savaşı sırasında ve aynı zamanda senatoda Başkan Yardımcısı olarak görev aldı. Amcası Habibullah Karzai, BM’de Afganistan temsilciliği yaptı.
İlk ve ortaokulu Afganistan’da okudu. 1979-1983’e kadar Hindistan’da, Shimla’daki Himachal Predesh Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi yüksek lisansını tamamladı.
1980’lerde Afganistan’da Sovyet Savaşı sırasında anti-komünist mücahitler için çalışmaya gönüllü olarak Pakistan’a taşındı. Mücahitler ABD, Pakistan, Suudi Arabistan ve İran tarafından desteklendi. Bu süreçte Karzai, ABD merkez istihbarat teşkilatı (CIA) için çalışan bir mücahit oldu.
Sovyet kuvvetlerinin geri çekilmesinin ardından 1988 Ekim ayında Afganistan’a döndü. Başkan Necibullah’ın Sovyet desteğindeki hükümeti 1992'de çöktüğünde Peşaver Anlaşması kapsamında Afgan siyasi partilerin oylamasıyla Afganistan İslam Devleti kuruldu. Başkan Necibullah 1992'de istifa ettikten sonra Kabil'de ilk mücahit liderle birlikte çalıştı.
Burhannedin Rabani hükümetinde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Karzai, bu dönemde, Hikmetyar güçleri ve Rabbani Hükümeti arasında arabuluculuk yaptığını iddia edilen Gulbuddin Hikmetyar için casusluk yaptığı suçlamasıyla tutuklandı. Hikmetyar tarafından sağlanan bir araçla Kabil’den kaçtı.
Karzai’nin babası Abdül Ahad Karzai, Ketta kentinde camiden evine giderken vurularak öldürüldü. Raporlar, Taliban’ın bu suikastı yaptığını gösterdi. Bu olayın ardından Karzai, Ahmed Şah Mesud’ın önderliğinde Kuzey İttifakı ile çalışmaya karar verdi.
9/11 ve ABD’nin Afganistan’ı işgalinden sonra 5 Aralık 2001’de Bonn Anlaşması uyarınca geçici bir yönetim ve 29 kişilik yönetim kurulu seçildi. Karzai, başkan seçildi ve 20 Aralık günü lider olarak yemin etti.
Ekim 2004 başkanlık seçimlerinde aday oldu ve 22 adayı yenerek Afganistan’ın demokratik olarak seçilmiş ilk başkanı oldu.
2014 seçimlerinde yerine Eşraf Gani seçildi.
Karzai, halihazırda Taliban ile görüşmeleri yapan grubun içinde yer alıyor.
Muhammed Eşref Gani Ahmedzay
1949 doğumlu, Peştun kökenli politikacı, ekonomist ve antropolog.
İlk ve ortaöğrenimini Kabil’de tamamladıktan sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi ve Colombia Üniversite’sinden ekonomi ve antropoloji okudu. 2002'de Afganistan’a dönmeden önce Dünya Bankası’yla çalıştı.
Temmuz 2002- Aralık 2004 arasında Afganistan’ın maliye bakanı olarak görev yaptı. Daha önce Kabil Üniversitesi’nde rektör olarak görev yaptı. Taliban hükümetinin yıkılmasının ardından Afganistan’ın ekonomik olarak güçlenmesi için çalıştı.
2013'te Dış Politika Dergisi tarafından yapılan ankette, dünyanın en iyi 100 aydını sıralamasında ikinci sırada yer aldı.
BM Kalkınma Programı tarafından desteklenen bağımsız bir girişim olan Yoksulların Hukuki Olarak Güçlendirilmesi Komisyonu üyesi. 2014'te yapılan başkanlık seçimlerinde Afganistan Başkanı seçildi.
15 Ağustos 2021'de Taliban’ın Kabil’deki başkanlık sarayını ele geçirmesinden sonra özel bir helikopterle Afganistan’ı terk etti.
Abdullah Abdullah
1960 doğumlu, Peştun kökenli Afgan politikacı ve hekim. Afganistan Barış ve Ulusal Uzlaşma Yüksek Konseyi Başkanı. Bu konsey 2020 ve 2021'de başlayan ve Taliban ile yapılan barış görüşmelerini yürüten kurum.
Aralık 2001’den Nisan 2005'e kadar Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Bakan olmadan önce Kuzey İttifakı’nın üst düzey yöneticisi ve Ahmed Şah Mesud’un danışmanıydı.
Abdullah, 2009 Afganistan Başkanlık seçimlerinde Karzai’ye karşı adaylığını koydu.
2010’da kurduğu Değişim ve Umut Koalisyonu daha sonra 2011’de Afganistan Ulusal Koalisyonu'na dönüştü. Bugün hâlâ Afganistan’daki muhalif güçlerin başını çekiyor.
17 Ağustos 2021’de Taliban’ın Kabil’de iktidarı ele geçirmesinden sonra Taliban’a yakın Hezb-e İslami Gülbuddin Partisi Başkanı Gulbeddin Hikmetyar ve Karzai ile birlikte Doha’da yeni bir hükümet oluşması için görüşmeleri sürdürüyor.
Zalmay Mamozy Khalilzad
1951 doğumlu, Peştun kökenli Afgan-Amerikalı diplomat. Eski ABD BM Büyükelçisi.
İlk ve ortaöğretimini Afganistan’da tamamladı. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde eğitim gördü ve Chicago Üniversitesi’nde doktora yaptı.
1985-89 arasında Khalilzad, Reagen yönetiminde üst düzey Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olarak görev yaptı. Sovyet işgalinden sonra Sovyet-Afgan Savaşı konusunda danışmanlık yaptı.
1990-92 yılları arasında, ABD Savunma Bakanlığı'nda Başkan George H. W. Bush'un altında Politika Planlama Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı.
Ronald Reagan ve George H. W. Bush başkanlıkları döneminde dışişleri ve savunma bakanlıklarında görev üstlendi.
1993-2000 yıllarında RAND Corporation'da Strateji, Doktrin ve Kuvvet Yapısı direktörüydü.
31 Aralık 2001’de Afganistan özel temsilciliğine atandı. Khalilzad, ABD’nin Taliban’ı devirmek üzere yaptığı çalışmalara bizzat katıldı.
Kasım 2003'e kadar bu görevde çalışan Khalilzad, yine 2003 yılında Afganistan’ın ABD Büyükelçisi oldu. Bu süre içerisinde Afganistan anayasasının ilk taslağının hazırlanmasında görev aldı.
Khalilzad’ın büyükelçiliği döneminde Afganistan Başkanı Hamid Karzai aldığı pek çok kararı kendisine danıştı.
Khalilzad 21 Haziran 2005’te ABD Irak Büyükelçisi olarak göreve başladı ve bu süre içerisinde yeni oluşturulan Irak Anayasasının çalışmalarına katıldı. Süleymaniye’deki Irak Amerikan Üniversitesi’nin kurucusu ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi.
2004-2005 yıllarında ABD Afganistan Üniversitesi'nin kurulmasında da etkili oldu. 2018'de Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından Afganistan Özel Temsilcisi ilan edildi.
Halilzad, 2020'de Başkan Trump’ın Taliban yetkileriyle Doha’da başlattığı barış görüşmelerini sürdüren ve Taliban’la müzakere eden özel temsilci olarak 11/13 Kasım 2020’de Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve diğer üst düzey Türk yetkililerle görüşmelerde bulundu. Afganistan’daki barış sürecinde ilgili taahhüdün sürdürülmesinden dolayı Türkiye’ye teşekkür etti. Büyükelçi Halilzad ve Türk yetkililer bu görüşmede Afganistan’da siyasi bir uzlaşmanın tesis edilmesinin ardından, bölgede görülmesi muhtemel ciddi ekonomik fırsatları özellikle Afganistan ile Orta ve Güney Asya’yı başka ülkelerle bağlayacak projeleri ele aldı.
Kendi adını taşıyan , uluslararası danışma hizmeti veren Khalilzad ve Ortakları şirketinin başkanı. Bu şirket aynı zamanda kardeş şirket Gryphon Capital Partners ile birlikte Irak ve Afganistan’da enerji, eğitim, inşaat ve altyapı projelerinde çalışıyor.
Son olarak ABD’nin Afganistan özel temsilcisi olan Khalilzad, Doha’da Taliban ile yapılan barış görüşmelerini ABD adına yürüten kişi.
18 Mayıs 2021’de ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilmesinde herhangi bir sorun olmayacağını çünkü Taliban’ın artık böyle bir gücü olmadığını ve Afgan güvenlik güçlerinin hem sayısal olarak hem de silah olarak Taliban’dan çok daha güçlü olduğunu söyledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.