Biliyorum, birçokları 50 yıllık siyasi tarihlerinde nameler dizip, hikayeler anlatacaklarıdır. Biz şöyle büyüktük, yarın iktidar olacaktık, sonra cak ve cuklar çıktı ve hedeflerimiz bozuldu. Yani anlayacağınız şişeden cin çıktı, planlarımız bozuldu, A ve B planlarımız zaten yoktu olmadığı için de bir baltaya sap olamadık.

Bu, siyasi AHLAKTA olması gereken bir durumdur. Pazarda, tarlada, fabrika ya da ticari işletmede olması gereken prosedür de (yöntem, yol) zaten budur. Çiftçi ektiğinin, işportacı sattığının, politikacı sunduğunun, işçi ürettiğinin hesabını bilmek, tartmak durumundadır. Gelinen aşamada sunulan ürünün PİYASA’da alıcısı yoksa, akıntıya karşı kulaç atamanın da bir faydası yoktur? Bence yapılması gereken, günün ihtiyaçlarına gerçekçi bir şekilde cevap vermektir. Kibir, mutlak doğru, kariyer hırsı ve saplantılar bertaraf edilmeli, yeni bir yol haritası çizilmek zorundadır. Bunun için de ne ben az doğruyum ne de son çok doğrusundur.

Hassas günlerden geçiyoruz. Yıl 2018, aylardan yine Mart. Mart ayına iyi ve kötü yanları ile daha önceleri de Denge Kurdistan sitesinde birkaç yazımda değinmiştim. Kıştan Bahara geçiş sancılarını tüm ağırlığıyla iliklerine kadar hisseden bir ay. Kara kışın, zemheri soğuklarının kendisini Mart ayına teslim edişlerinin yalın öyküsü. Berfin çiçeğinin (kardelen) kara başkaldırısı ve toprağı yarıp yeni çıkacak tomurcuklara rehberlik etmesi. Herşeyin bir bedeli var der Mart ayı. Sonra tabiat tüm renklere bürünür, sarı, kırmızı yeşil ve beyaza durur Mart. Kuzular meleşir, bir başka akar çaylar ve dereler. Eşiktedir 21 Mart Bahar ve yeni yılın başlangıcı. Birçok destan, öykü, sıtran ve aşk hikayesine konu olan. Ve çekiç döver tüm görkemi ile örsü, kıvılcımlar dilana durur, gürleştirir NEWROZ ateşini. Genç kız ve delikanlılar rengarenk giysileri ile elde mendil el ele vererek sing, sing ateşi üzerinden atlayarak sazlar, davul ve zurnalar eşliğinde halaya koşarlar. Artık Newroz sıtrandır dudaklardan çıkan. Kimisine umut, direniş ve sevinç veren, kimisini ise kahreden, zıvanada çıkaran, korkunç bir travma.

Bu yıl Kurdistan’da her zamankinden daha da gür Newroz ateşleri yakılacak, acı ve göz yaşına rağmen milyonlar bu günü düşmana inat göğüslerini gere gere kutlayacaklardır. Bu yıl Afrin Newroz olup akacak. Yurt içi ve dışı her yer Afrinle bütünleşip, düşmana inat volkan lavları gibi akacaktır. Ve milyonlar hep bir ağızdan “Newrozladık şafakları ey halkım unutma bizi” diyip gece yarısı yani yirmisini, yirmibirine bağlayan gece imkanlarımız ölçüsünde meşale, m um yada çıra yakmalı Newroza durmalıyız....

Gelelim Türk devletinin Afrine yönelik saldırısının 50 günlük bilançosu ve Dünya devletlerinin pişkinliğine.

- NATO Genel Sekreteri Yardımcısı Rose Gottemoeller, TSK’nın Afrin’e yönelik operasyonunun kapsam ve zaman bakımından kısıtlanması gerektiğini belirtti.

- ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon, YPG’nin Fırat vadisinde kalacağını açıkladı.

- Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği Sözcüsü Stephane Dujarric, Türkiye'yi sevindiren bir açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler Sözcüsü'nün sivillerin engellendiği yönündeki açıklaması ikiyüzlülüğün daniskasıdır ve saldırganlığa, sivil ölümüne açık onaydır.

- Türk devletinin işgal amaçlı Efrîn’e yönelik düzenlediği saldırıların 47 günlük bilançosunu açıklayan QSD 1588 Türk askeri ve çetenin öldürüldüğünü belirtti.

- ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Daniel Coats, Amerikan yönetiminin Beşşar Esad rejiminin kimyasal saldırılarına karşı, rejime yönelik geçen yıla benzer bir saldırı düzenlenmesini konuştuğunu belirtti.

- PYD yetkilisi ABD’nin Türkiye ile müttefikliğini güçlendirmek için Kürtleri ve Doğu Fırat bölgesini pazarlık konusu yapmaması gerektiğini söyledi.

- Çavuşoğlu’ndan ‘ABD ile Minbiç için mutabık kaldık’ iddiası.

- QSD: Güçlerimizi Fırat’ın Doğusundan Afrin'e göndereceğiz

-Türk devleti, sürdürdüğü bombardımanlarda 3 aylık bir bebeği ve bir yurttaşı daha katletti, 8 yurttaşı da yaraladı.

Değerli okuyucular,

Başlıkları çoğaltmak mümkün. Görünen o ki söz konusu Kürdler olunca ülkesine T.C tarafından tecavüz edilse bile Esad buna fit. Buna günlük jargonda göz kırpma derler, yani Türkçe karşılığı “ben (Esad) gürlüyor gibi yapsam da, sen istediğini Kürdlere karşı yap'tır”. Buna bir de batılıların iki yüzlülüğü eklenince de sen gel ayıkla pirincin taşını. Batılılar ve Esad böyle davrandığı içindir ki TC ve onun şürekası Kürdler için baldıran zehirini bile gözünü kırpmadan içecek olan Erdoğan’ın başını döndürdüler. Bu yüzden de Erdoğan, Demirelin tabiriyle, “dün dündür, bugün bugündür” demeye başlayarak hızını Afrin’de almaya çalışıyor. Ağzından Allah, inşallah, maşallah, bismillahı eksik etmeden ne çocuk ne de yaşlı ayırımı yapmaksızın hepsine potansiyel suçlu muamelesiyle saldırarak kendisini Cennette hazırlamaktadır!

Batılılar temkinli olmaktan, çekincelerden bahsedip dursunlar. NATO, RUSYA ve BM kendilerine biçilen rol ve sorumlulukları yerine getirmede pasif ve iki yüzlü davranıp Afrini T.C'ye yem olarak sunmada bir sakınca görmüyorlar. İŞİD 'e karşı destanımsı mücadele gösteren Peşmerge ve Kürd direnişçileri ne çabuk derdest edildiler? Dün İŞİD yarın Haşdi Şabi, mehteran Osmancıkları ve Pasdaranlar boy göstereceklerdir. Bu günler hiç de uzak değildir. Kürdler hesaplarını gelecekte buna göre yapıp yol kat edeceklerdir.

Gün ola devran döne bay Erdoğan, bu siyasetin hiç de iyi sonuçlanmayacağını hepimiz göreceğiz. O günler hiç de uzak değildir. Sunni gündem, kaos ve maceralarla kurguladığın 2023 yılına zor varırsın. Seni bilmem ama bizler 2023 yılını mutlaka yaşayarak göreceğiz, hem de farklı bir biçimde..

Güzel günler göreceğiz Bahar renginden, NEWROZ gibi sıcak ve hür.

Her gününüz NEWROZ, NEWROZUNUZ kutlu olsun.