Ali Fikri Işık: Dalkurd gerçekliği

Ali Fikri Işık: Dalkurd gerçekliği

.

A+A-

Ali Fikri Işık/ K24

Kabul etmek lazım gelir ki, yeni Dalkurd yönetiminin tuhaf bir kararla, Dalkurd’un adını ve logosunu değiştirme önerisi, kelimenin tam anlamıyla bir yönetme krizidir. Üstelik üstünde iyi düşünülmemiş, söylemi doğru meşruiyetlerle gerekçelendirilmemiş, öylesine üstünkörü bir teklifti. Hangi tepkilerle karşılaşacağını öngöremeyen her teklif, ayaküstü düşünülüp hafife alınmış tekliflerdendir. Hele karşılaştığı tepkinin yoğun baskısı altında anında geri adım atmak ise teklif sahiplerini ciddiyetsizlikle itham etmemiz için yeterli sebep oluşturur.

Ama benim bu yazıda odaklanacağım asıl mesele teklifin kendisi değildir; tekliften daha çok teklifin gün ışığına çıkmasını sağlayan nesnel koşullardır. Hiç şüphesiz bu teklif gökten zembille inmedi. Bu teklif aslında bir başka düzeyde şekillenen kimi gerçeklere karşı bir reaksiyondu.

Nedir bu kimi gerçekler? Birinci gerçeklik Dalkurd’un yekpare bir kulüp ve kurum olma durumunu kaybetmiş olmasıdır. 2004 yılından 2016 yılına kadar Dalkurd’a egemen olan bir yönetim anlayışı vardı. Bu anlayış, kendi koşul ve imkanları içinde kulübü kurup, onu aynı zihniyetle 2016 yılına kadar getirdi. Kendi imkanlarının işaret ettiği düzeyde ve seviyede oldukça da başarılıydı. Ama her nesne gibi Dalkurd da büyüdüğü ölçüde ihtiyaçları da büyüyüp çeşitlendi. 2016 yılında tıkanıklık yaşayan kurucu yönetim zihniyeti bazı arayışlara girdi ve kendisine bir partner buldu.

Partnerliğin ilk yılı oldukça başarılıydı ve meyve olarak da Superettan şampiyonluğuyla taçlandı. Ama Allsvenskan sürecine hazırlanırken, partnerler arasında çok ciddi sorunlar doğdu. Öyle ki bu sorunlar, neredeyse çözülmesi imkansız sorunlar olarak kayıtlara ve sonuç olarak Dalkurd Allsvenskan’dan küme düştü.

Sorunların ve uzlaşmazlıkların içeriği ne olursa olsun ya da taraflardan kim haklı kim haksızdan azade olarak, bu süreçte Dalkurd radikal kurban olarak en büyük darbeleri aldı.

Sonuç olarak şu an Dalkurd da iki yönetim tarzı ve çizgisi, ciddi bir çekişme içinde. Ramazan Kızıl’dan miras kalma kurucu ve geleneksel yönetim tarzı ile Rekani kardeşlerin modernist, tepeden inmeci jakoben tarzı. Bu iki tarz nesnel olarak Dalkurd olgusunun yönetim krizini temsil edip derinleştiriyor.

Yukarıda Dalkurd yekpare değil demiştim. Örneğin Dalkurd’un en büyük sosyal medya mecrası, Dalkurd Suportter adını taşımasına rağmen fiilen Dalkurd yönetimlerinin tasarrufu altında değil. Fikir edinmeniz için söylüyorum, bu mecra bir milyon dört yüz bin kişinin beğendiği devası bir mecra ve yine benim anlayabildiğim kadarıyla da özellikle tekstil ürünleri promosyonu da yönetimin kontrolünde değil.

Bu yekparesizlik haline derhal son verilmelidir. Dalkurd’un bütün fırsat ve imkanları yönetim kurulunun inisiyatif ve kontrolüne bırakılmalıdır.

Anlaşılan o ki Allsvenskan ve Superettan seviyeleri Dalkurd’un seviyeleri değilmiş. Kulübün bütün dinamikleri, Dalkurd’u o seviyelerde tutmaya yetmedi. Demek ki gerçek seviye 3. ligmiş. Aslında üçüncü lig bu bakımdan büyük bir fırsattır. Kendi imkan ve köklerimiz üstüne kulübü çok sağlam olarak yeniden yapılandırma potansiyeli var. Bu fırsat ve potansiyel mutlaka sonuna kadar kullanılmalıdır.

Tekrar ediyorum; müstakbel bağımsız bir Kürdistan kuruluncaya kadar Dalkurd, Kürd sözcüğünü tekelinde bulundurabilir. Bunda hiçbir sakınca yoktur. Eğer bir gün kendi ülkemizin ligleri oluşursa, işte o gün fırsat eşitliği için Kürd sözcüğü isimden ve logodan çıkarılabilir.

Dalkurd’un çok ciddi bir kurumsallaşma reformuna ihtiyacı var. Dalkurd yönetim olarak da profesyonelleşmelidir. Dalkurd önüne en az beş yıllık perspektifler koyup, faaliyetlerini bu perspektiflere göre sürdürmelidir.

Son söz olarak sıkça akademiden söz edilir. Ama şimdiye kadar bu akademiden hiçbir oyuncu transfer piyasasının ilgi odağı haline gelmedi. Demek ki aslında akademilerde de yapılacak çok büyük işler var.

Kısaca dünü unutup, haklı haksız çekişmeleri bir tarafa bırakıp, topyekûn Dalkurd’a sahip çıkmanın tam zamanıdır. Hazır Kürt toplumunda Dalkurd’a karşı bu kadar büyük bir ilgi ve hassasiyet oluşmuşken, bu potansiyeli iyi ve doğru şeyler için kullanmak artık elzem olmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.