Alman vekil: 'Hükümetimiz Afrin’deki durumu önemsemiyor, BM gözlemlemeli'
.
Rûdaw’dan Dilbixwin Dara’nın sorularını yanıtlayan Alman AfD (Almanya İçin Alternatif) milletvekili Martin Sichert, Suriye, Rojava ve özellikle de Afrin’deki durum hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Suriye’deki durumun “hala çok kötü” olduğunu belirten Sichert, IŞİD’in “yok edildiği” halde hâlâ bir çok yerde faaliyetlerine devam ettiğine dikkati çekti.
“IŞİD İslam'a inanan veya inanmayan insanların haklarını umursamıyor ve dünya çapında büyük bir insan hakları sorunu olmaya devam ediyor” diyen Alman vekil geçen ay Moskova’da 140 kişinin öldürüldüğü saldırıyı hatırlattı.
“5 binden fazla savaş suçlusu Almanya'ya göç etti”
Martin Sichert, “Raporlar 2014 ile 2019 yılları arasında çoğunluğu IŞİD’li olmak üzere Suriye ve Irak'tan 5 binden fazla savaş suçlusu cihatçının Almanya'ya göç ettiğini bildiriyor. Evet burada büyük bir sorunumuz var. Özgür bir dünyada birlikte yaşamak istiyorsak, sadece Avrupa ve Orta Doğu'da değil, tüm dünyada IŞİD'e karşı savaşmalıyız diye düşünüyorum” dedi.
Rojava Özerk Yönetimi’nin kontrolü altındaki bölgelerde insan hakları ile ilgili STK’lardan bazı raporlar aldıklarını kaydeden Sichert, “Alman hükümeti tüm bu raporlara erişmek istiyor ancak elimizde neler olup bittiğine dair net bir resim yok” diye konuştu.
“Afrin’de çok büyük insan hakları ihlalleri yaşanıyor”
Türkiye’nin güdünümdeki Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı silahlı grupların kontrolü altındaki Afrin’deki duruma değinen Alman vekil, “Burayla ilgili büyük bir sorunumuz var. Alman hükümeti Afrin'deki durumu izlemeyi önemsemiyor çünkü NATO müttefiki olan Türkiye ile birlikte iyi çalışıyorlar. Alman hükümeti Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediği için Afrin'deki durum hakkında konuşmamaya çalışıyor. Alman medyasında bununla ilgili pek fazla haber bulamazsınız. Konuyu Alman parlamentosunda gündeme getirmeye karar verdik, çünkü hükümetten kimsenin bu konuyla ilgilenmediğini görüyoruz. Ancak orada çok büyük insan hakları ihlalleri, cinsel saldırılar ve cinayetler yaşandığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Martin Sichert, Almanya'nın müttefiki olsa da Türkiye'nin bu olanlardan sorumlu olduğuna vurgu yaparak, “Artık bunları konuşmamız gerektiğini söylüyoruz. Sesimizi yükseltmeliyiz ve bu durumu artık kabul etmemeliyiz” dedi.
“Demografinin değişitirilmesi insan hakkı ihlalidir”
Sichert, Alman hükümetinin Afrin'deki olaylara ilişkin resmi tutumu hakkındaki soruya ise şu yanıtı verdi:
“Biliyorsunuz, Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk var ve hükümet onların seçmen olmasını istiyor ve NATO'da Türkiye ile birlikte çalışmak istiyor. Belki de birlikte Rusya'ya karşı çalışmak istiyordur. Dolayısıyla Türkiye'nin ayağına basmak istemiyor. Türkiye'nin veya Türk ordusunun yaptığı kötü işlerden bahsetmek istemiyorlar. Dolayısıyla Afrin'deki durumla ilgili hiçbir şekilde konuşmak istemiyorlar, Alman kamuoyunda bir anda tartışma konusu olmasın diye konuyu örtbas etmeye çalışıyorlar. Alman dış politikası feminist bir politika izlemek istediğini söylüyor ama Afrin'de kadınların cinsel saldırıya uğradığını, kadınlara yönelik çok sayıda insan hakkı ihlalinin yaşandığını görüyoruz. Ama eğer bunu görürlerse, buna karşı çalışmak zorunda kalırlar, bu yüzden görmemeye, medyaya yansıtmamaya ve hakkında konuşmamaya çalışıyorlar.”
“Demografiyi değiştirmek en büyük insan hakkı ihlalidir”
Afrin’in yanı sıra Girê Spi ve Serêkaniyê gibi diğer Kürt bölgelerinde Kürt nüfusunun yaşadığı durumu “büyük bir sorun” şeklinde nitelendiren Sichert, Türkiye’yi “bilinçli bir şekilde demografik değişim yapmakla” suçladı.
Sichert, “Almanya'da ‘Filka Mode’ dediğimiz şeylerden biri de bu. Bu IŞİD'in Suriye'de Ezidileri yaşadıkları bölgelerden sürmeye çalışması ile aynı. İnsanları kendi topraklarından sürüp yerlerine başka milletlerden insanları yerleştirmek, yüzlerce yıldır yaşadıkları bir bölgenin nüfusunu değiştirmeye çalışmak bu en büyük insan hakkı ihlalidir” yorumunu yaptı.
“Bu yüzden dünya böyle bir savaşı istemiyor” diyen Alman vekil, “Afrin'de işlenen büyük bir savaş suçudur. Eğer dünya özgür olmak, hak ve hukuk yeri olmak istiyorsa, o zaman tüm hükümetlerin geri durmamaları, duruma tepki göstermeleri ve Türklerin bunu yapmasını engellemeleri gerekiyor. Afrin'deki bu durumu kabul etmemeliyiz” şeklinde konuştu.
Afrin’de insan hakları savunucuları ile temasta olduğunu dile getiren Martin Sichert, ancak Türkiye destekli grupların bölgedeki insan hakları durumuna ilişkin bilgilerin dünyaya ulaşmasını engellemeye çalıştığını söyledi.
Sichert, “Parti olarak görüşümüz Kuzey Suriye'de Kürtler için Birleşmiş Milletler’in (BM) gözetiminde güvenli bir yer sağlanması için çalışmamız gerektiği yönünde. Birleşmiş Milletler'in nerelere gittiğini, örneğin Afrika'da ve diğer kıtalarda izleme faaliyetlerinin ne olduğunu biliyoruz. Halkın üzerindeki baskıyı kaldıran, onlara yaşam özgürlüğü veren bir hükümetin kurulması mümkündür. Bu yüzden BM'nin oraya gidip yaşananları görmesi, gördüklerini dünyaya raporlarla aktarması gerektiğini düşünüyorum. Oradaki insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmanın en iyi yolunun bu olduğunu düşünüyorum” yorumunu yaptı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.