Aparthaid'i ıskalayıp ayağına sıkmak
Ali K. Yıldırım
Taner Akçam'ın "Yüzyıllık Aparthaid" kitabı tartışmalara neden oldu. Bu durum kitaba ilgiyi arttırıyor görünüyor, bu nedenle kitap ikinci baskısını yapacakmış.
Bu kitabın ana teması yüz yıllık bir Aparthaid. Ben mesela dini azınlıklar için bu durumun daha eski olduğunu düşünüyorum. Ancak bunu ifade etmem kitabın ana teması olan APARTHAİD'in var olduğunu gölgelemiyor. Üstelik ismini Aparthaid olarak koymasam dahi böyle bir ayrımcılığın var olduğunu çok kişi gibi bende geçmişte yazdığım yazılarda ifade etmişim.
Öyle ise mesele ne?
Şeyh Sait hareketine Süryaniler katılmış mı? İdam edilenlerden Malak Borlom Şeyh Sait harekatına katılımı nedeniyle mi, yoksa suçlandığı adi suçlar nedeniyle mi idam edilmiş? Bu konuda kimin haklı olduğuna hiç girmiyeceğim. Osman Aydın'ın ve Ahmed Kardam'ın söylediklerinin doğru olduğunu kabullenerek devam edeceğim.
Her şeyden önce Taner de bir insan, yanlış yorum yapabilir. Ve hatta verdiği bilgi yanlış da olabilir. Ancak kitabın ana konusu ne? Bu adamın idamı mı? Yok! Öyle ise kitabın ana konusu hakkında fikir beyan edip ve hatta Taner'e kredi verip yanlışı işaret etmek daha yapıcı olmaz mıydı?
Burada Sn.Ahmet Kardam ile Sn. Osman Aydın'ın üsluplarının farklı olduğunu ve hatta niyetlerinin de farklı olduğunu belirtmem gerekiyor. Ahmed Kardam' ın ifadelerinde rijit bir durum yok. Sn. Osman Aydın'ın, Taner'in bilinçli olarak böylesi bir çarpıtmaya yer verdiği anlamına gelecek yazı üslubu zaten "Son Gece Hakkı" nedeni ile bilenmiş bir kesimi harekete geçirdi. Bunlar içinde hakaret eden kişilerin ayıp denilecek cinsten ifadelerine rastlandı. Bir rusıpi olmasını beklediğimiz Osman Aydın; "durun! Ne oluyor?" demedi?
Peki bu sekterliğin sebebi ne? İlki yenilgi ruhu, ikincisi güçsüz görülen ile uğraşma kolaycılığı, üçüncüsü dipte bulunan ve bastırılmaya çalışan gerçekle yüzleşme korkusu...
Gerçek ne? Ermeni Soykırımı. Bir Türk olarak Taner bu suçun baş müessiibinin İttihat Teraki olduğunu söylüyor. Onunla da yetinmeyerek bu soykırımın kitle desteği olmadan başarılı olamayacağını belirtiyor. Peki bu kitleler kim? Müslümanlar. Peki bunlar kim? En başta bugün kendisine Türk diyenler? Bu soykırımda Kürtler rol almış mı? Almamış diyemeyiz. Benim aşiretimin bir kolu Ermenileri korur iken, Alirıza Çelik'in kitabında yer verdiği bir başka kolu katliamda yer alıyor. Alevi Kürtler içinde durum bu iken, Hamidiye alaylarının etkili olduğu Sünmü Kürtler içinde durum daha mı iyi?
Peki soykırım suçunu işleyenler tecavüz suçu da işlemiş midir? Yok diyemeyiz. Tecavüz öldürmekten daha kötü bir suç mu? Yok! Benzer suçları Ermeniler'de işlemiş midir? Mutlaka. Bu tür insanın aklını ve vicdanını kayb ettiği durumlarda her şey mümkün. Bütün bu kötülükler sonucunda bir taraf başarılı oldu, diğer taraf yok oldu? Bu yok oluş bir şey anlatmıyor mu? Bu yok oluşun nedeni eylemin planlı ve programlı olarak gerçekleşmiş olmasından kaynaklanıyor. Soykırım denilmesinin sebebi de budur. Baş Müessibi de İttihat Teraki'dir. Olay zaten uluslararası platformlarda bu şekilde gündeme geliyor. Bu platformlarda Kürtler'in falan ağasını konu eden var mı?
Var sayalım benim dedem kötü bir cürümde bulunmuş olsun? Bu konuda suç ona aittir, bana değil. O nedenle hiç kimseye kefil olamam. Bu tür tekil suçları çeşitli kesimlerden gücü elinde bulunduran çok kişi işler. Kaldıki Kürtler'in Kürtlere veya Türkler'in Türkler'e karşı işlediği tecavüz türünden suçlar az değildir. Çok uzağa gitmeye gerek yok 12 Eylül öncesi Malatya'da Fendoğlu'nu öldürüp Aleviler'in üstüne atmadılar mı? Galyana gelen Sünnü çoğunluk, içinde soydaşları Kürtler'in de bulunduğu Alevilere saldırdı. Mehmet Ali Ağca'nın kendisi Kürt kökenli. Maraş'da olanlar farklı mı? Bazı Sünnü Kürtler Kürt Alevilere karşı saldırılarda yer aldılar. Dolayısı ile çok uzağa gitmeye gerek yok. Bu icraatlara müsade eden dini pratiği, hükümleri ve tarihi yargılamak lazım. Yoksa Aparthaid zihniyetinden kurtulmak mümkün olmaz. Aparthaid zihniyeti Emevi zihniyetidir. Emeviler sonradan İslam'a geçen, içinde Kürtler'in bulunduğu İraniler ille sokağın aynı tarafında dahi yürümez idi.
Konuya tekrar dönecek olursak; Taner Akçam'la "Yüzyıllık Aparthaid" hakkında yapılan bir kaç söyleşiyi dinledim. En sonuncusu Selim Çürüklaya ile idi. Onun anlatımlarında bir art niyet var mı? diyede sorgulayıcı bir şekilde dikkatlice dinledim. Çünkü belki benim anlamadığım veya kaçıdığım bir husus olabilir idi. Aksine Taner'in ifadelerinde Kürtler'in haklarını yok sayma gibi bir şeye rastlamak mümkün değil. "Eşit vatandaşlık" herkes için olması gerekli olan asgari koşulu var sayar. Eşit vatandaşlık; referandum hakkını, tam demokrasiyi, resmi dil hakkını, örgütlenme özgürlüğünü v.s kapsar, kapsamalıdır.
Bir Kürt, bir Alevi, bir Ermeni, bir Yahudi ve daha nicesi kendi kimliğini bastırmadan bakan, general olamaz Türkiye'de. Zengin olma hakkı da Türk olanlara, iktidar taraflılarına aittir
Önce bu ayırımcı Aparthaid ile uğraşmak gerekiyor. Aparthaid ile uğraşmak yerine dostlarla uğraşmak karanlığa yumruk sallamak, ayağına sıkmaktır. Kürtler için Aparthaid zihniyetine karşı mücadele, eşit ulusal haklar için mücadelenin aleyhine değildir; aksine hak talebini güçlendirici bir durumdur.
Peki Kürtler neden ayağına sıkarlar?
Bu "masumane" yanlışlığı Kürtler neden tekrarlarlar?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.