Arap basınında geçen hafta: 'Erdoğan Suriye’nin taleplerini seçim sonrasına bırakmak istiyor'
.
Erdoğan, Rusya'nın Suriye'ye ilişkin istekleri karşısında boyun eğmiş ve zayıf olan taraf görüntüsü vermemek için bunları Haziran’da yapılması beklenen seçimlerden sonraya ertelemek istiyor.
Geçtiğimiz hafta Moskova’da Türkiye ve Suriyeli savunma bakanları ile istihbarat başkanlarının Rusya’nın arabuluculuğunda yaptığı görüşme Arap basınında geniş yankı uyandırdı. 12 yıl aradan sonra gelen görüşmeye dair yorumların çoğunda Türkiye’nin seçimler yaklaşırken başta mülteci krizi olmak üzere Suriye’yle ilgili birçok konuyu çözmek istediği belirtildi.
Arap dünyasında tanınmış ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden bazı yazarlar da, Türkiye’nin Moskova’daki bu görüşmeden ne beklediğinin yanı sıra Rusya’nın da Ankara-Şam’ı neden yakınlaştırmaya çalıştığına değindi. Farklı mecralarda yer alan yorumlarda, Rusya Devlet Başkanı Putin’in özellikle de seçimler yaklaşırken Erdoğan’a yardımcı olmak istediği belirtildi.
Türkiye ve Suriye arasında yapılan görüşmeler ve Türkiye’nin Şam’la yakınlaşma hususunda yaptığı açıklamalar karşısında Suriye muhalefetini temsil eden yapılar da eleştiri konusu oldu. Özellikle de Türkiye’nin etkili olduğu bölgelerde bu yakınlaşmaya dair öfke gösterileri yapılırken Suriye Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu gibi yapıların sessizliği, “Suriyeli muhalif yapıların bitmiş olduğu” şeklinde yorumlara neden oldu.
'MOSKOVA NEDEN ANKARA VE ŞAM’I BARIŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR'
Moskova’nın Ankara ve Şam’ı yakınlaştırma konusundaki hamasetinin nedeni ne?
Kremlin, ülkesinin çıkarının Türkiye’yi kazanmaktan geçtiğini düşünüyor. Özellikle de Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki ‘tarafsız’ tutumunun devam etmesini, Türkiye ve Batı arasındaki ihtilafların – başta ABD ile- daha da derinleşmesini, Türkiye’nin Rusya açısından bir tehdit olarak görülen NATO’nun faaliyetlerinden uzak durmasını istiyor. Bu durum, yani Putin’in Erdoğan’ın Şam ile ilişkileri normalleştirme çağrısına olumlu karşılık vermesi, seçimlerden kaynaklı bir yol ayırımına yaklaşan Erdoğan’a bir hizmet anlamına geliyor.
Kremlin uzun vadede Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt koridoruna karşı Ankara ve Şam’la birlikte koordineli olarak çalışmak istiyor. Bu, Kürtlere karşı bir tutum içinde olduğundan kaynaklanmıyor. Zira Astana 2 toplantısında Suriye'de federal bir sistem önerisinde bulundu. Ancak gelinen durumda Suriye Demokratik Güçleri Suriye’de Amerikan varlığının ana odak noktası haline geldi. Dolayısıyla Ankara ve Şam’ın SDG’ye yönelik ortak düşmanlığı Moskova açısından kendi yararına olacak bir durum. Zira bu ABD varlığını zora sokar ve oradan çıkmasını kolaylaştırır. Bu da Rusya ile ABD arasındaki küresel çapta bir çatışmaya ilişkin daha geniş bir vizyonun parçasıdır. (Oraib El Rintavi / alhurra.com)
'ERDOĞAN SURİYE’NİN TALEPLERİNİ SEÇİM SONRASINA BIRAKMAK İSTİYOR'
Öyle görünüyor ki Suriye dosyası, benzeri Ukrayna meselesine göre – kısa bir süreliğine de olsa – önümüzdeki günlerde daha fazla ön plana çıkacak. Özellikle de, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve Türk mevkidaşı Erdoğan arasında siyasi ve askeri alanda bir uzlaşmayı getirecek ve Suriye’nin çoğu talebini karşılayacak bir zirvenin kısa süre içinde gerçekleşmesi için yapılan hazırlıklar gündemdeyken.
Suriye ve Türkiye savunma bakanlarının Rusya çatısı altında bir araya gelmesi, Suriye ve Türkiye Cumhurbaşkanları arasında beklenen uzlaşma görüşmesi için önemli bir adım oldu. Zira bu görüşmede beklenen toplantının yapılmasının önündeki en önemli engel olan konular görüşüldü. Bu konuların başında da, Türkiye’nin mültecileri yerleştirecek bir alan açmak için yapmayı planladığı ve Rusya’nın muhalefet ettiği operasyon, İdlib’teki silahlı gruplar ve mülteciler vardı.
Bu uzlaşmanın sağlanması için aracı olmaya çalışan Rusya’nın bu günlerde en çok zorlandığı konu, Suriye tarafının, mültecilerin belirli bir program çerçevesinde geri dönüşü ve Türkiye sınırının korunması karşılığında Türkiye’nin topraklarından çekilmesi, İdlib’in Suriye kontrolüne girmesi şartına Erdoğan’ın muhalefet etmesidir. Zira Erdoğan, bu istekler karşısında boyun eğmiş ve zayıf olan taraf görüntüsü vermemek için bu şartların yerine getirilmesini Haziran’da yapılması beklenen seçimlerden sonraya ertelenmesini istiyor.
Şu an önümüzde duran asıl soru, Rusya ve İran’ın baskıları Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ı Erdoğan’a can simidi atma konusunda ikna edecek mi? Yoksa bunu reddedip Körfez Arap ülkeleri tarafından desteklenen ABD ayartmalarına mı kapılacak? (Abdulbari Atvan / Rai Al Youm Gazetesi Başyazarı)
'SURİYE MUHALEFETİ BİTMİŞ'
Suriye’de 2011 yılında başlayan ayaklanmanın ilk günlerinde, gösterileri destekleyen ‘Sema’ televizyonu Şam’daki gösterilerden bir kesit yayınlayarak, ‘Yağmur’un altında bir sevinç alayı gibi’ ifadelerini kullandı. Ayaklanmanın başlamasından 12 yıl sonra Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu SMDK aynı çizgide yürümeye devam ediyor ve Kuzey Suriye’de birçok bölgede Türkiye ile rejim arasındaki yakınlaşmaya karşı çıkan gösteriler karşısında aynı tutumu takındı.
SMDK, Türkiye ve Suriye rejimi arasındaki ilişkilerle alakalı olarak yaşanan gelişmeler karşısında sadece sessiz kalmakla yetinmiyor. Aksine Suriye’nin birçok bölgesinde yaşanan bu gösterilerin asıl nedenini zikretmekten imtina etti. Gösteriler karşısında yaptığı paylaşım, öfke gösterilerinin nedeniyle ilgili herhangi bir ifadeden uzaktı. Koalisyon, ‘Kurtarılmış bölgelerin hepsinde gösteriler düzenlendi. Gösteriler Suriye Devrimi’nin temel ilkelerini, rejimin gitmesi gerektiği ve BM ile BMGK kararları gereği siyasi geçişi vurguladı’ şeklinde bir paylaşım yaptı.
Suriyeli muhalif koalisyonun yaptığı bu paylaşım ve bir tutum takınmaması, birçok Suriyelinin SMDK hakkında ne düşündüğünü teyit ediyor. SMDK gibi muhalefeti temsil etmesi gereken resmi heyetler fiili olarak bitmiş durumda ve sadece Suriye’de etkili olan tarafların ve başta Türkiye’nin kullandığı bir araçtan ibarettir. Belki de Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Moskova’da Türkiye ve Suriye savunma bakanları ile istihbarat başkanlarının bir araya geldiği toplantıdan sonra yaptığı açıklama da bu tip yapılara (muhalif koalisyonlar) gerek kalmadığını göstermektedir. Çavuşoğlu, ‘Sayıları oldukça az olan Suriyeli bazı gruplar çıkarları gereği Türkiye’nin Suriye’yle ilgili adımlarına yanıt verdi. Ancak Suriye muhalefetinin temsilcilerinden herhangi bir tepki gelmedi.’ dedi.
Ankara’ya göre kendi yörüngesinde dönen dört taraf haricinde Suriyeli başka muhalefet yok. Bunlar SMDK, Suriye Ulusal Ordusu, Müzakere Yüksek Komisyonu ve Anayasa Komitesi. Bu taraflar da Türkiye’nin Suriye ayaklanmasından arta kalan ne varsa tasfiye edilmesini hedefleyen adımları karşısında tamamen susmayı tercih etti. (Hüsam Kenfani / El Arabi El Cedid Gazetesi)
'ABD’NİN YARATTIĞI HAYAL KIRIKLIĞI TÜRKİYE’Yİ RUSYA’YA İTTİ'
Siyasi kesimlere göre, Çarşamba günü Moskova’da Rusya’nın gözetiminde Suriyeli ve Türkiyeli güvenlik yetkililerinin görüşmesinin Kürtleri kuşatma ve Suriye'nin kuzeyindeki Amerikan varlığını boğmanın yolunu açıyor.
Bu kesimlere göre, 20 Aralık’ta Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Bafel Talabani, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ve Irak ve Suriye'deki Uluslararası Koalisyon Güçlerinin şefi General Matthew MacFarlane arasındaki görüşme, Ankara ve Şam’ın Kürtler’e yönelik kuşatmayı daraltma ve Amerikan varlığını bastırmak için aralarındaki ihtilafları aşmaya itti.
Gözlemciler, ABD'nin kuzeydoğu Suriye'de art arda yaptığı hamlelerin, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine kara harekâtı başlatma tehdidi ışığında, Washington'ın yeni askeri ve güvenlik denklemler yaratmaya yönelik olduğunu belirtiyor.
Erdoğan hükümeti, yaklaşık bir milyon Suriyeli mülteciyi Suriye topraklarına yerleştirmek için güvenli bir bölge oluşturmaya ve seçimler açısından hassas bir konu olan PKK meselesiyle başa çıkmaya çalışıyor.
Öyle görünüyor ki, ABD’nin Fırat’ın Doğusunda PYD’ye destek vermeye devam etmesinin Türkiye’de hayal kırıklığı yarattığı ve bundan kaynaklı Rusya’nın Suriye’yle uzlaşma sağlama ve sorunları çözme şeklindeki önerisine yöneldi. (Londra Merkezli El Arab Gazetesi)
*Metinler kısaltılarak çevrilmiştir.
Kaynak: Duvar
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.