Haber Merkezi - Burgess, aşırı sağcıların oluşturduğu “küçük hücrelerin” düzenli olarak ideolojilerini paylaşmak için bir araya geldiklerini ve Nazi bayraklarını selamladıklarını ifade etti.

Burgess, yabancı ülkelerin casusluk faaliyetlerinin oluşturduğu tehdidin de Soğuk Savaş'tan bu yana en yüksek seviyesinde olduğunu belirtti.

İstihbarat Başkanı, bir yabancı 'uyuyan casusun' Avustralya'ya yerleştirdiğini ve yıllarca casusluk faaliyetleri yürüttüğünü de açıkladı.

Burgess, uzun bir dönem sessiz kalan bu ajanın daha sonra çalıştığı kişilere bilgi sızdırmaya başladığını ve bu bilgilerin Avustralya'da yaşayan yabancı uyruklu muhalifler için sorun yarattığını ve bu muhaliflerin yakalanmalarına neden olduklarını söyledi. Burgess hangi ülkenin Avustralya'ya ajan yerleştirdiğine dair bir şey söylemedi.

ASIO binası önünde açıklama yapan Burgess, aşırı sağcıların oluşturduğu tehdidin “gerçek” olduğunu ve giderek “büyüdüğünü” ifade etti ve "Avustralya'nın kırsal kesimlerinde küçük hücreler düzenli olarak buluşup Nazi bayraklarını selamlıyor, silahları denetliyor, dövüş teknikleri eğitimi veriyor ve nefret ideolojilerini birbirleriyle paylaşıyor" dedi.

İki yıl önce Avustralya medyasının paylaştığı bir fotoğrafta Avustralya ordusuna ait bir araçta Nazilerin sembolü svastika bayrağının dalgalandığı görülüyordu. Fotoğraf 2007 yılında çekilmişti. Dönemin Başbakanı Malcolm Turnbull askeri bir araçta svastika bayrağı bulunmasının “kesinlikle kabul edilemez” olduğunu söylemişti.

Savunma Bakanlığı yetkilileri ise bayrağın “şaka amaçlı” olduğunu, aşırı sağcı radikal bir eylem olmadığını söylemişti.

Burgess, yabancı ülkelerin casusluk faaliyetleriyle ilgili de birkaç devletin Avustralya'da siyasetçileri, medyanın etkili isimlerini, iş insanlarını ve akademisyenleri etkilemeye çalıştıklarını ifade etti.