Türkiye’nin bu niyeti son olarak Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Trablus'a yaptığı ziyaret sırasında Libyalılarla yaptığı bir dizi bağlayıcı anlaşmayla ortaya kondu.

Londra merkezli The Arab Weekly gazetesinin haberine göre Başbakan Fayez el Sarrac ve İçişleri Bakanı Fethi Başağa ile varılan askeri anlaşmaların Libyalılar için “aşağılayıcı” olarak nitelendirildiği ifade ediliyor.

Gazeteye göre anlaşma ile Libya'da bir Türk askeri üssü kurulmasına ek olarak Türk silahlı kuvvetleri mensuplarına herhangi bir kovuşturmaya karşı dokunulmazlık sağlanıyor ve ayrıca Sarrac hükümetini herhangi bir tehlikeye korumak için istediği an müdahale hakkı tanınıyor. 

Trablus merkezli Ulusal Anlaşma Hükümeti (UAH) tarafından yapılan açıklamada her iki taraftan üst düzey askeri heyetin katıldığı görüşmelerde Libya'daki gelişmelerin gözden geçirildiği ve geçtiğimiz yıl Kasım ayında Ankara ve Sarrac hükümeti arasında imzalanan mutabakat zabtı çerçevesinde “askeri ve güvenlik işbirliğinin” ele alındığı belirtildi. 

UAH Savunma Bakan Yardımcısı Salah Namruş askeri eğitim konusunun da gözden geçirildiğini belirtti. 

Namruş’a göre görüşmelerde “profesyonel bir ordu kurmak ve devletin yeteneklerini korumak için eğitim merkezlerinin açılmasının yanı sıra, askeri ve güvenlik işbirliği alanlarında meşru hükümete Türkiye'nin desteğinin devamı teyit edildi.”

Gazeteye göre Ankara, İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın birkaç gün önce bir araya geldiği ABD AFRICOM heyeti ile gündeme getirdiği Amerikalıların UAH güçlerini eğitme planlarını üzerine almak istiyor.

Yine gazeteye göre Akar'ın Trablus'ta Türk subay ve askerleriyle toplantılar yapması, Trablus’un Türk yönetimi altına girdiği ve UAH’nin Türkiye'nin Libya'daki mevcudiyetine meşruiyet kazandırmak için sadece bir ön cephe haline geldiğini göstermesinden dolayı birçok Libyalı bu durumdan oldukça rahatsızlık duyuyor. 

Anadolu Ajansı, Akar’ın Trablus Mitiga'daki askeri hastaneyi ziyareti sırasında yetkililer ve çalışan Türk sağlık personeli tarafından bilgilendirildiğini yazdı. Savunma Bakanı Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler akabinde helikopterle Mitiga’dan Türk askeri operasyon merkezinin bulunduğu Akdeniz'deki bir savaş gemisine geçti.

Gazeteye göre Türk heyetinin geniş kapsamlı ziyaretleri, Türkiye’nin Libya’da devlet içinde devlet gibi hareket ettiğini gösteriyor. 

Akar Misrata’daki Hava Koleji’ne geldiğinde de tıpkı Trablus’taki gibi davrandı, askeri operasyonların ve hava saldırılarının organize edildiği Türk Operasyon Odası’nı ziyaret etmeden önce Başağa ve bir dizi Türk subay tarafından karşılandı. Türk Operasyon Odası, Türkiye’nin Libya’daki operasyonlarının başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. 

Gazeteye göre Libya halkı gelecekteki muhtemel politik bir çözüm için orduya entegre edilmiş militanlar ve silahlı grupların ön şart olarak önlerine konmasından endişe ediyor. 

Gazeteye göre Libyalı uzmanlar UAH ile yapılan anlaşmalar. özellikle Sarrac hükümetinin Libya’nın mali kaynaklarını Türkiye’ye ipotek eden ekonomik anlaşmaların Ankara’ya fiili bir işgal için kılıf oluşturuyor.

Libya Ulusal Ordusu ahlaki rehberlik müdürü Halit el Mahçub, Ankara ile Sarrac hükümeti arasındaki askeri anlaşmaların ağırlıklı olarak petrol sahalarının kontrolünü sağlamayı, Sirte ve Cufra’yı kırmızıçizgisi olarak adlandıran Mısır’ı bypass etmeyi amaçladığını öne sürüyor. 

Mahçub, Sarrac hükümetinin meşruiyet kapsamı dışında hamleler ve anlaşmalar yaptığını vurgulayarak, Libya Ulusal Ordusu'nun bu tür tüm girişimleri engelleyeceğini belirtiyor.

Ahval