
Behistun Yazıtları: Darius’un Meşruiyet Aracı Olarak Propagandası
.
Kamil Kadir
Darius’un (Büyük Darius) tahta geçişi, Ahameniş İmparatorluğu tarihindeki en çalkantılı dönemlerden birine denk gelir. M.Ö. 522 yılında Bardiya’nın taht iddiasını ortadan kaldırarak yönetimi ele geçiren Darius, bu iktidar değişimini meşrulaştırmak için kapsamlı bir propaganda süreci başlatmıştır. Bu sürecin en somut ve kalıcı aracı, Behistun Yazıtları olmuştur.
Darius‘un iktidara yükselişi ve Behistun Yazıtı‘nda sunduğu anlatı, tarihçiler arasında tartışmalı bir konudur. Med İmparatorluğu’nun tahtına oturan Büyük Kureş‘in (Kyros) oğlu Bardiya‘nın ölümü ve yerine geçen kişinin kimliği hakkında farklı kaynaklarda çelişkili bilgiler bulunmaktadır.
Darius, Behistun Yazıtı‘nda tahtı ele geçiren kişinin Bardiya değil, ona fiziksel olarak benzeyen bir Med rahibi olan Gaumata (Gayemêda) olduğunu iddia etmektedir. Darius‘a göre Medli rahip Gaumata, halkın desteğini kazanabilmek için vergileri kaldırmış, seferleri durdurmuş ve halkı memnun eden politikalar izlemiştir. Ancak Darius ve destekçileri tarafından düzenlenen bir suikast ile öldürülmüş, böylece Darius tahta çıkmıştır.
Bu anlatı, Darius’un Bardiya’ya karşı giriştiği darbenin haklılığını ve kendi hükümdarlığını meşrulaştırmak için ileri sürdüğü temel tezlerden biridir. Ancak modern tarihçiler bu anlatının bir propaganda ürünü olabileceğini ve Bardiya’nın gerçekten de Kureş’in oğlu olduğunu tartışmaktadır.
Özellikle Medya halkı, Darius‘un anlatısına kuşkuyla yaklaşmış ve Bardiya‘nın gerçek hükümdar olduğuna inanmıştır. Darius‘un tahta geçişini takip eden yıllarda birçok bölge isyan etmiş ve bu isyanlar Darius tarafından sert bir şekilde bastırılmıştır. Behistun Yazıtı‘nda bu isyanlar “yalancı kralların” başkaldırısı olarak tasvir edilir ve Darius‘un onları “hak ettiği şekilde” cezalandırdığı belirtilir.
Ancak modern tarihçiler, bu ayaklanmaların temel nedeninin halkın Darius’un iktidara geliş şeklini meşru görmemesi olduğunu ileri sürmektedir.
Sonuç olarak, Darius‘un Bardiya‘nın yerine geçen kişinin bir sahtekâr olduğu iddiası, iktidarını meşrulaştırmak için oluşturulmuş bir propaganda olabilir. Medya, Asur, Babil, Elam, İonya ve hatta Parsua topraklarındaki yaygın isyanlar, halkın Darius‘un anlatısına inanmadığını ve Bardiya‘nın Kureş‘in gerçek oğlu olduğuna ve bir darbe sonucu öldürüldüğüne kanaat getirdiğini göstermektedir. Bu bağlamda, Darius‘un iktidar mücadelesi yalnızca bir bireyin değil, aynı zamanda imparatorluk içindeki güç dengelerinin değişimiyle doğrudan bağlantılıdır.
Darius’un Soylu Köken İddiası ve Meşruiyet Arayışı Behistun Yazıtları’nda Darius, kendisini Ahura Mazda’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak tanıtırken, aynı zamanda soylu bir Ahameniş ailesine mensup olduğunu iddia eder. Ancak tarihsel kaynaklar, bu iddianın doğruluğunu kanıtlayamamaktadır. Darius kraliyet ailesinden değildir. Darius‘un babası kral değildir ve ailesi de Ahameniş hanedanlığıyla bir ilgisi yoktur. Bu bağlamda Darius‘un Ahamenişlik iddiası sadece hayali bir iddiadır. Aslında Ahamenişler adına yazılan tarih tam bir hayaletler tarihidir. Aslında tarihte Ahameniş iktidarı olmamıştır. Darius’un soyluluk ve darbesinin meşruiyetini güçlendirmek amacıyla inşa ettiği Behistun anıtının bir propaganda unsuru olabileceği düşünülmektedir.
Darius’un Behistun Yazıtları’nda dikkat çeken ifadeleri şunlardır:
“Ben, Darius, Büyük Kral, Kralın Oğlu, Ahamenişlerden olan bir kral.”
Bu tür ifadeler, Darius’un Ahameniş hanedanına bağlılığını ve soyluluğunu vurgulamak için geliştirdiği bir strateji olarak değerlendirilebilir. Ancak Darius’un kökenleri incelendiğinde, onun aslında soylu bir Pers ailesine mensup olduğu ve Ahamenişlerle olan bağının tarihsel gerçeklerden ziyade meşruiyet kazanma çabasıyla ilişkili olduğu görülmektedir.
Darius’un Ahamenişlere bağlanma isteği, yalnızca onun hükümdarlığını meşrulaştırma amacıyla değil, aynı zamanda hanedanlık devamlılığını ve Medo-Pers ilişkilerini birleştiren bir siyasi stratejiyle de bağlantılıdır. Ancak bu iddialar, tarihi gerçeklikten ziyade bir meşruiyet anlatısı olarak şekillendirilmiştir. Aslında Darius Baktiriya Med eyaletlerinin doğu bölgesinden bir satrapın oğlu olup Kambyses’in mızrak taşıyıcısıdır (Josef Wiesehöfer).
Behistun Yazıtları’nda ise tüm soyunda sekiz kral olduğunu yazdırır.
„Kral Dareios der ki: Bu yüzden bize Akhaimenidler denir; çok eskiden beri asildik. Çok eskiden beri ailemiz kraldı.“
„Kral Dareios der ki: Benden önce hanedanımdan sekiz kral vardı. Ben dokuzuncuyum. Art arda dokuz kere kral olduk.“
Kureş (Kyros) Silindiri ile Behistun Yazıtı karşılaştırıldığında, krallığın kurucusu Akhaimeneş’in adı yalnızca Behistun Yazıtı’nda geçmektedir. Ancak Pasargadai’de bulunan iki yazıtta, Ben Kral Kyros, (bir) Akhaimenid (Kent, 1950: 107) ifadesinin yer alması dikkat çekicidir. Kureş’in ölümünden sonra Pasargadai Sarayı’nın inşasına Darius devam etmiştir. Bu nedenle, bu yazıtların Dareios tarafından, krallığını meşrulaştırmak amacıyla Kureş (Kyros) ile bir bağ kurmak için yazdırıldığı düşünülmektedir. Ayrıca, Kureş (Kyros) Silindiri’nde soyunu listelerken Akhameniş’ten bahsetmemesi, Akhaimeniş’in onun için önemli bir figür olmadığını düşünmektedir (Briant, 2002: 111; Waters, 1996: 11-16).
- Kuhrt, Behistun Yazıtı’nda anlatılan Gaumata olayının Darius tarafından uydurulmuş bir anlatı olduğunu öne sürmektedir. Ona göre, Darius, Kureş‘in oğlu Bardiya’nın tahta çıkmasını engellemek için onu öldürmüş ve kendi soyağacında Akhaimenişi anarak Kureş ile aynı aileden geldiğini vurgulamıştır (Kuhrt, 2009: 378).
- Brosius’a göre ise Darius kraliyet soyundan gelmemektedir. Babası Hystaspes, Kureş ve Kambyses dönemlerinde Parthia’da satraplık yapmış, kendisi ise Kambyses’in Mısır’daki mızrak taşıyıcısı olarak görev almıştır. Hanedanlığın devamı açısından tahtın, kraliyet ailesinin bir üyesine ya da önde gelen bir Med’e geçmesi beklenirken, Kambyses’in M.Ö. 522’de kaza sonucu ölmesi ya da Darius tarafından zehirlenerek öldürülmesi çok kuvvetli bir ihtimaldir. Kardeşi Bardiya’nın tahta geçtiği ve daha sonra Darius’un başını çektiği bir grup soylu tarafından düzenlenen saray darbesinde öldürüldüğü düşünülmektedir. “Sahte” Bardiya olayını en tartışmalı kılan unsur, Gaumata ile Bardiya’nın, Bardiya’nın eşi de dahil olmak üzere kimse tarafından ayırt edilememesidir. Özellikle de Bardiya yı eşi bile tanıyamamış olması çok ilginçtir. Brosius, Herodotos’un Gaumata olayını neredeyse Dareios’un anlattığı biçimde aktarmasını, hikâyenin sözlü olarak başarılı şekilde yayılan bir propaganda ürünü olmasıyla açıklamaktadır. Bununla birlikte, Darius Behistun Yazıtı’nda soyağacını listelerken Kureş ve Kambyses gibi tanınan Medo-Pers krallarını anmamış, bunun yerine atalarını Teispes’in babası olarak sunduğu Akhaimeniş’e kadar götürerek Kureş ile akrabalık bağı kurmuştur (Brosius, 2006: 17-18).
- Briant ise Dareios’un, Kureş ile akrabalık bağı oluşturmak için Kureş‘in kızları Atossa, Artystone ve hatta torunu Parmys ile evlendiğini ifade etmektedir (Briant, 2002: 132).
Bardiya’nın kimliği ve iddialar
“Bardiya, Büyük Kiros’un oğlu ve II. Kambises’in küçük kardeşidir. M.Ö. 522 yılında Ahameniş İmparatorluğu’nu kısa bir süre yönetmiştir. Hayatı ve hükümdarlığı hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre Bardiya, Gaumata adlı bir büyücü tarafından taklit edilmiştir. Diğer kaynaklar ise Bardiya’nın gerçekten tahta geçtiğini ve Darius tarafından devrildiğini belirtir“. (Encyclopedia Britannica)
„İsim, Proto-İran dili kökenli “bardz-” (yüksek olmak) kelimesinden türetilmiştir. Behistun (Bīsotūn) Yazıtı’nın Elamca versiyonunda ona Pirtiya denirken, Akadca versiyonu ve Babil’den gelen özel belgelerde Med biçimi olan Barziya kullanılmıştır. Herodot onu Smerdis, Aiskhylos Mardos, Justin Mergis ve Hellanikos Merphis olarak adlandırmıştır. Öte yandan, Ktesias, Büyük Kiros’un küçük oğluna Tanyoxarces adını vermiştir (Eski Farsça tanu-wazraka, ‘iri yapılı’; ayrıca Xenophon’un Cyropaedia’sında ona Tanaoxares dediği görülmektedir). Hem Bardiya hem de Tanyoxarces isimleri, prensin olağanüstü fiziksel güce sahip olduğunu ima etmektedir ve muhtemelen Tanyoxarces, Bardiya’nın bir lakabıydı.“ (Encyclopedia Iranica)
Behistun Yazıtlarında Tehdit ve İlahi Korku
Behistun Yazıtları, yalnızca bir hükümdarın zaferini anlatan bir belge değil, aynı zamanda halkı itaate zorlamak için bir tehdit aracı olarak da kullanılmıştır. Darius, yazıtlarında açık bir şekilde, halkın kendisine itaat etmemesi durumunda ilahi bir cezayla karşılaşacağını ilan eder. Yazıtlarda şu ifadeler yer alır:
“Kral Darius ilan eder ki: Sen şimdi tarafımdan yapılmış olanlara inan. Bunu halka bildir, ondan gizleme! Bu bildirimi gizlemezsen, halka bildirirsen, Ahura Mazda senin dostun olur ve evlatların sayısız olsun ve çok uzun ömürlü olsun!”
“Kral Darius ilan eder ki: Bu bildirimi gizler ve halka bildirmezsen, Ahura Mazda canını alsın ve evlatların olmasın!”
“Ahuramazda’nın isteği buydu: beni tüm evrendeki adamı olarak seçti; beni tüm evrenin kralı yaptı.”
Bu ifadeler, Darius’un yalnızca ilahi otoritesini pekiştirmekle kalmayıp aynı zamanda halk üzerinde korku ve itaat kültürünü yerleştirmek için dini inançları araçsallaştırdığını göstermektedir. Halk, Darius’un propagandasına inanmak ve yaymak zorunda bırakılmış, aksi halde Ahura Mazda’nın gazabına uğrayacakları tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu durum, Behistun Yazıtları‘nın bir propaganda anıtı olmanın ötesinde, halk üzerinde manevi baskı kuran bir araç olarak kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır.
Darius, Ahura Mazda’yı kendi hükümdarlığını meşrulaştırmak ve isyanları bastırmak için bir araç olarak kullanmıştır.
Behistun Yazıtı’nda Darius, Ahura Mazda’nın ona krallığı bahşettiğini ve onun sayesinde zafer kazandığını vurgular. Bu, halkın gözünde kendi yönetimini Tanrı’nın iradesine dayandırarak tartışılmaz hale getirme amacını taşıyordu.
İsyanları Bastırma ve Meşrulaştırma:
Darius’un tahta çıkışı sırasında birçok isyanla karşı karşıya kaldığı biliniyor. Behistun Yazıtı’nda, isyan edenlerin “yalancı” (drauga-derewin) oldukları ve Ahura Mazda’nın yardımıyla bastırıldıkları belirtilir. Burada Darius, düşmanlarını sadece siyasi rakipler olarak değil, Ahura Mazda’nın düşmanları olarak da göstererek halkın desteğini artırmayı hedeflemiştir.
Adalet ve dürüstlük gibi Zerdüştlük ile ilişkilendirilen kavramları yönetim anlayışına dahil ederek, halkın gözünde ideal bir kral imajı yaratmaya çalışmıştır.
Merkezi Yönetimi Güçlendirme:
Medo-Pers İmparatorluğu geniş bir coğrafyaya yayılmış, farklı din ve kültürlerden oluşan ilk süper güç olarak bir cihan devletiydi. Darius Ahura Mazda’yı imparatorluğun merkezi ideolojisinin bir parçası haline getirerek, ortak bir yönetim anlayışı oluşturmaya çalışmıştır. Bu da dini, sadece manevi bir inanç olarak değil, devletin siyasi ve kültürel birleştirici unsuru olarak kullandığını gösterir.
Mag Katliamı ve Herodot’un Anlatısı
Herodot, Tarihler adlı eserinde, Darius’un Bardiya’ya karşı mücadelesinde yaşanan olaylara dair önemli bilgiler sunar. Herodot’a göre, Darius ve diğer darbeci arkadaşları, Gaumata’yı (Gayêmeda) öldürdükten sonra onunla bağlantılı tüm mag rahiplerini hedef almışlardır. Bu olay, tarihe “Mag Katliamı” olarak geçmiştir.
Herodot, mag rahiplerinin katledilmesinin ardından; “Pers halkının bu olayı büyük bir bayram olarak kutlamaya başladığını“ yazar. „Bu bayram, Magophonia olarak adlandırılmış ve Persler arasında geleneksel bir gün haline gelmiştir“ diye belirtir. Darius ve yandaşları, bu katliamla yalnızca Gaumata’nın destekçilerini ortadan kaldırmakla kalmamış, aynı zamanda iktidarlarının önündeki potansiyel tehditleri de bertaraf etmişlerdir.
Mag Katliamı, Darius’un hükümdarlığının ilk döneminde ne denli sert bir güç konsolidasyonuna ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Bu olay, yalnızca siyasi bir eylem değil, aynı zamanda Darius’un meşruiyetini güçlendirmek için kullandığı stratejik bir araç olarak değerlendirilebilir.
Behistun Yazıtlarının Propaganda Niteliği
Behistun kelimesinin etimolojik kökeni, Medce bihist kelimesinden türemiştir ve ‘duymak’ anlamına gelmektedir. Bu kelimenin kökeni, Med dilinde kullanılan bihistin fiiline dayanmaktadır. Bihistin kelimesi, günümüz Kürtçesinde herhangi bir değişikliğe uğramadan ‘duymak’ fiili olarak varlığını sürdürmektedir. Darius, bu kitabelerde Aryan halklarına hitaben bihistin kelimesini kullanarak ‘duyunuz’ ya da ‘işitiniz’ anlamında bir emir vermiştir. Bu kitabeler, Medce, Elamca ve Akadca olmak üzere üç dilde yazılmış olup, dönemin kültürel ve dilsel etkileşimlerine ışık tutmaktadır. Dolayısıyla, Behistun kelimesi hem dilsel sürekliliğin hem de tarihsel bir bağlamın izlerini taşımaktadır.
Behistun Yazıtları, içerik açısından incelendiğinde, bir propaganda aracı olarak tasarlandığı açıkça görülmektedir. Darius, yazıt aracılığıyla yalnızca hükümdarlığını meşrulaştırmakla kalmamış, aynı zamanda imparatorluk içerisindeki muhalif sesleri bastırmayı ve halk üzerindeki otoritesini pekiştirmeyi amaçlamıştır.
Yazıtlarda, Bardiya’nın sahtekar bir mag rahibi olduğu iddiası sürekli vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra, yazıtta yer alan tehditkâr ifadeler, Darius’un ilahi otoritesini pekiştirmek için korkuyu araçsallaştırdığını göstermektedir. Halk, yalnızca Darius’un iktidarını kabul etmeye değil, aynı zamanda onun propagandasını yaymaya zorlanmıştır. Bu strateji, halkın Darius’a olan bağlılığını artırmak için dini inançların manipüle edildiğini ortaya koymaktadır.
Akademik Değerlendirme
Behistun Yazıtları, günümüz tarihçileri tarafından hem birincil bir kaynak hem de siyasi propaganda örneği olarak değerlendirilmektedir. Yazıtın tek taraflı bir anlatı sunduğu ve Darius’un iktidarını meşrulaştırmak için yalan ve çarpıtma unsurları içerdiği düşünülmektedir. Özellikle Bardiya’nın kimliği ve gerçek ölümü konusundaki tartışmalar, Darius’un anlatısının güvenilirliğini sorgulamaktadır.
Yazıtların dini tehditlerle halkı baskı altına alması, Darius’un otoritesinin yalnızca askeri başarılarla değil, aynı zamanda manevi korku yoluyla kurulduğunu göstermektedir. Mag katliamı gibi fiziksel baskı araçlarıyla birlikte, bu manevi baskı stratejisi, Darius’un iktidarını hem psikolojik hem de fiziksel düzlemde konsolide etmesine olanak tanımıştır.
Behistun Yazıtları, Ahameniş İmparatorluğu’nun politik söyleminin bir yansımasıdır. Yazıtlar, yalnızca Darius’un zaferlerini ve düşmanlarını anlatmakla kalmaz, aynı zamanda imparatorluk genelinde ideolojik bir mesaj yayar. Yazıtların din ve tehdit unsurlarını birleştiren yapısı, dikkat çeken önemli bir özelliktir.
Tek Taraflı Anlatı: Yazıtlar, Darius’un hükümdarlığını meşrulaştırmak için Bardiya’nın kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışır. Bardiya’nın bir Medli mag rahibi olduğu ve halkı kandırdığı iddiaları, muhalifleri karalama stratejisine hizmet eder.
Dini ve Siyasal Gücün Birleşimi: Yazıtlardaki ifadeler, Darius’un ilahi bir figür gibi hareket ettiğini ve Ahura Mazda’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğunu ima eder. Bu, hükümdarlığın yalnızca askeri zaferlere değil, aynı zamanda dini otoriteye de dayandığını gösterir.
Halkın Manipülasyonu: Tehditkâr dil, halkın Darius’un propagandasını yalnızca kabul etmesini değil, aktif bir şekilde yaymasını da sağlar. Bu durum, halkın gönüllü bir şekilde iktidarın ideolojisine hizmet etmesini amaçlayan bir baskı mekanizmasıdır.
Tarihsel Güvenilirlik Sorunu: Yazıtların taraflı yapısı, Darius’un Bardiya ve Gaumata’ya dair iddialarının bir propaganda ürünü olabileceğini düşündürmektedir. Modern tarihçiler, Behistun Yazıtları’ndaki anlatıyı, Herodot’un ve diğer antik kaynakların tanıklıklarıyla birlikte değerlendirerek eleştirel bir yaklaşımla ele alırlar.
İktidar ve İdeoloji: Darius’un dini tehditleri, Ahameniş İmparatorluğu’nda dini ve siyasal otoritenin nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyar. Bu tehditler, halkın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda manevi olarak da hükümdara boyun eğmesini sağlar.
Behistun Yazıtları, günümüz tarihçileri için yalnızca birincil bir kaynak değil, aynı zamanda Ahameniş İmparatorluğu’nun siyasi ve ideolojik mekanizmalarını anlamak için önemli bir belgedir. Ancak, yazıtların içerdiği tehdit unsurları ve dini manipülasyon, Darius’un meşruiyetini sorgulatan unsurlar olarak öne çıkar.
SONUÇ
Behistun Yazıtları, yalnızca Ahameniş İmparatorluğu’nun bir belgesi değil, aynı zamanda dönemin siyasi propaganda tekniklerinin bir örneğidir. Darius’un Bardiya’ya dair iddiaları, iktidar mücadelesini haklı göstermek ve imparatorluk üzerinde mutlak otorite sağlamak amacıyla kurgulanmıştır. Yazıtlarda yer alan tehditkâr ifadeler ve dini otoritenin manipülasyonu, Darius’un halk üzerindeki baskıyı artırmak için farklı araçlar kullandığını açıkça ortaya koyar. Bu nedenle Behistun Yazıtları, tarihin yalnızca bir anlatısı değil, aynı zamanda dönemin güç dinamiklerini anlamak için bir rehberdir. Ancak, bu anlatının taraflı olduğu unutulmamalı ve tarihsel analizler daha geniş bir bağlamda ele alınmalıdır.
Kamil Kadir
Kaynaklar:
- Behistun Yazıtıları
- Herodotos, Tarihler
- Ktesia, Persika
- Briant, P. (2002). From Cyrus to Alexander: A History of the Persian Empire. Eisenbrauns.
- Waters, M. W. (2014). Ancient Persia: A Concese History of the Achaemenid Empire, 550-330 BCE. Cambridge University Press.
- Josef Wiesehöfer, Antik Pers tarihi
- Kuhrt, The Persian Empire
- Brosius, The Persians an Introducktion
- Kent, Old Persia
- Encyclopedia Britannica
- Encyclopedia İranica
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.