Biden ne dedi?
Mehmet Gül
Seçildiği günden itibaren gündemden düşmeyen Biden, nihayet yemin ederek göreve başladı.
Yapacakları hakkında 'niyete göre yenen meyve' kıvamında yorumlar yapılan Biden'ın bu kadar 'spekülasyon'a konu olmasının başlıca sebebi, Beyaz Saray'dan ayrıldığı bugün bile 'kısa bir süreliğine gidiyorum ama bir biçimde geri geleceğim' demek suretiyle kafaları karıştıran Trump'ın, gerek ABD özgülünde gerekse dünya ölçeğinde yakın bir süre öncesine kadar hüküm süren 'Pax America'nın yerleşik değerlerini, deyim yerindeyse, akçeye endeksli 'yer değiştirebilir' hale getirmesiydi.
İnsanlar gibi devletler ve milletler de "öngörülebilir şartlar altında" kendilerini güvende hissederler. Biden'ın bu kadar 'beklenmesi'nin birinci sebebi, yapmış olduklarıyla kanıtladığı gibi 'ne yapacağı belli olmayan' bir şahsın, basit anlamda, 'görünür tehlike' olmaktan çıkmasıdır.
Bu yersiz bir görüş değil; nihayetinde Trump, 'ABD kapitalizminin belli bir seksiyonunun Ali menfaatleri' için 'açlıkla terbiye etmedik' 'dost' bırakmadı. Paris Şartı'yla Avrupa'yı, NAFTA'dan çıkma tehdidiyle Kanada ve Meksika'yı, ambargo ile Çin'i, petrol fiyatlarına müdahale ile Rusya'yı, Türkiye ve Suidileri ve tabii ki bizi yeterince kızgın sacda yürüttü. Son icraatı Dünya Sağlık Örgütü'ne yaptığı ödemeyi kesmek oldu.
Bu nedenle hemen hemen 'bütün Dünya'nın ister 'ehven-i şer' ister 'görünür tehlike' olarak Biden'i 'olumlu' karşılaması normaldir. Her ne kadar 'gelecek günlerin daha iyi olacağına' dair güçlü bir belirti olmasa da artık 'hiç-bir şeyin eskisi gibi olamayacağına' dair en güçlü belirti, ABD tarihinde bir tür 'kutsallık' atfedilen 'Kongre Binası'nın silahlı kesimler tarafından basılması gibi görülmedik bir hadiseye öncülük yapan Trump'ın gidişidir. Ikinci sebep ise dünya genelinde sürmekte olan ekonomik krizin üzerine gelen Covid 19 Pandemisinin insanlarda yaratmış olduğu 'ortak savunma' psikolojisidir.
Hiç kuşku yok ki, 'gemisini kurtaran kaptan' misali 'işini gayri meşru usullerle halletmeyi kural haline getirmiş' devletler Trump'la beraber iyi bir 'dost'larını yitirdiler. Biden'ın gelişi bunları pek sevindirmeyecektir. Çünkü esası “sermaye” olan sistemin ‘hayati sıvısı parayı “temellük” eden yöneticiler devri geride kaldı. Bu durumda olanlar hızla etrafı toparlamaya, toparlayamadıklarını halının altına süpürmeye başladılar. Çünkü Biden, Trump'ın aksine, bugünkü konuşmasında da belirttiği gibi, sorunları, ‘demokratik sistem dahilinde dostlarıyla birlikte çözmekten yana' olduğunu bir kez daha belirtti.
'Dostlar' kelimesinin ihtiva ettiği politik anlam, özellikle II. Paylaşım Savaşı'ndan sonra Batı Dünyası’nı sistem olarak çekip-çeviren ekonomik-politik ve askeri kurumlardır. 'Kurum', herhangi bir devlete tabi olmaktan çok 'sistem'e hizmet eder ve bu itibarla 'özerk'tir. Türkiye somutunda tarif edersek hem NATO'da olacaksın hem de NATO'ya karşı geliştirilmiş S400 kullanacaksın, bu kabul edilir bir olay değildir. Ya da sistemin finans akışına kaynak yapmak... Bu da tolere edilir bir hadise değil. Bugüne kadar bu türden olayların gündeme gelmesinin başlıca nedeni, sisteme öncülük eden devletin komuta merkezinde birtakım sorunların tezahür etmesi ve bu sorunları sistem bazında çözmesi gereken karar merciinin 'yerel' çarelere başvurmasıdır.
Biden, bugünkü konuşmasında özellikle vurgu yaptığı gibi, ABD özgülünde yaşanmakta olan sorunların ancak Dünya ölçekli politikalarla çözülebileceğini belirtti. Sistemin içinde olduğu halde 'çuval dibi delmeye çalışan' TR'yi KAATSA'ya tabi tutmasının nedeni budur. Mesajı gayet doğru bir şekilde algılayan Türkiye'nin tez elden toparlanmaya çalışmasının sebebi de budur. Oldukça ciddî sorunlar yaşayan Dünya kapitalist sisteminin tek çaresi 'dünya ölçekli çözümler' üretmektir ve bunun anlamı da şudur: genel olarak çalışanlar özel olarak Türkiye gibi devletler daha çok bedel ödemek durumunda kalacaklar.
Fakat, Türkiye aleyhtarı kimi açıklamalara bakarak Biden ve ekibini 'Kürt dostu' olarak lanse etmek de doğru değil. Kimi insanların Biden'ı Kürt kıyafetleri içinde paylaşması olsa olsa hoş bir nazire olabilir. Bugünkü konuşması dikkatlice dinlendiğinde Biden şunu söylüyor: "Zor günler yaşıyoruz. ABD ulusu olarak birleşirsek bu zorluğu aşabiliriz. Tanrının yeryüzündeki sevgili kulları olarak bizler iyi insanlarız. Kötüleri yenme kudretine sahibiz!"
Mesaj gayet net: Biden, ABD'nin yanında. Başka türlüsü zaten düşünülemez. Üstelik unutmamalı, masaya oturulması durumunda bir hesap yapılırsa ABD çıkarlarına hizmet edecek bir Türkiye her zaman tercih edilecektir. Ayrıca Kürt kıyafetleriyle bize gelen İskender'i hatırlamalı... Geride kaldı diye düşünmemeli; bilince çıkarılmamış her hadise yeniden alevlenme potansiyeline her zaman sahiptir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.