Bilim insanının namusu diye bir şey var

Bilim insanının namusu diye bir şey var

.

A+A-

o-005.jpg

Osman AYDIN

Ares Yayıncılık, Taner Akçam’ın “YÜZYILLIK APATHEİD” isimli kitabını bu yıl okuyucu ile buluşturdu. Kitapta Kürt aydınlarının tarihsel açıdan Kürt sorununa bakışında eksiklikler olduğu yönünde eleştirileri var. Bunlar dikkate alınmalı.

Ama kitabı okudukça kendisinin tarihi çarpıtan belirlemeleri benim için daha da dikkat çekici oldu. Özellikle 1925 Kürt Ulus Hareketi’nde Gayrımüslim ve Çerkezlerin katkıları konusunda yazıp belge göstermesi daha da ilgi çekiciydi.

Onun referans gösterdiği belgeleri araştırıp bulunca, karşıma korkunç bir felaket çıktı. Kitabının 94. Sayfasında diyor ki “Malak Barşom Midyatlı Süryani Safar ailesinin ileri gelenlerinden bir avukattır. 27 Şubat 1927'de, Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Şeyh Sait Ayaklanması'na katıldığı için idam cezasına çarptırılır ve aynı gün idam edilir.” Bununla ilgili Şark İstiklal Mahkemesi’nin kararını gösteriyor ve bu kararın tarih ve numarasını aynı sayfadaki 1 nolu dipnotta gösteriyor. Gösterdiği bir başka kararda da aynı şekilde harekete katılan Gayrımüslimlerin cezalandırıldığını söylüyor.

Bu iki kararı da buldum ve sunuyorum. Göreceksiniz ki kararlar hiç te onun yazdığı gibi değil. Bu Gayrımüslim olan bu kişilerin1925 Kürt Harekiti ile hiç bir ilgilerinin olmadığı ve adi suçlardan yargılanıp cezalandırıldıkları anlaşılıyor.

Akçam bu tahrifatı yapmakla hangi amacı güdüyor veya kime karşı esas duruşa geçiyor?

Çerkezler ile ilgili yazdıkları ise bir başka facia. 1925 Hareketi’nde Kürtler ve Çerkezlerle ilgili bütün belgelerin Emniyet Genel Müdürlüğü’nde olduğunu ve kamuya açılmadığını yazıyor ama isminin sahte olduğu çok açık olan Şaduman Halıcı isimli kişinin “Ethem” isimli kitabının bu gizli belgelere dayandığını söyleyerek referans gösteriyor. Yani bu kişinin yazdıkları üzerine hipotezini kuruyor. Ayrıca gizli ve açıklanmayan bu belgeler bu kişinin eline nasıl geçmiş olabilir acaba? Bir manipülasyon mu var acaba?

İsminin başında Prof. Dr. ünvanı olan bir kişinin bu kadar yanıltıcı davranması bilim insanı namusunun kabul edebileceği bir şey olmasa gerek. Bu açık çelişkiyi nasıl izah edeceğini merak ediyorum doğrusu.

Ahlaki olmayan bu durumu görünce kitap hakkında bir kritik yazmaktan vazgeçtim.

Dayandığı iki belgeyi aynen yayınlıyorum:

Belge :1

Mahkeme Dosya Numarası : 279

İlam Numarası : 161

Reis: Hacim Muhyiddin Bey, Aza: Ali Saib Bey, Aza: Lütfi Müfid Bey

Mülahazât : 12/12/1341’de Müddei-i Umumiliğe verilmiştir. Elaziz’de

Cizre’de vazife başında bulunan jandarma neferi Muharrem’in hemşiresi Kuddüs’e taarruz eylemek cürmünden maznun Günay karyesinden Mahmudoğulları’ndan Mehmed oğlu Muharrem hakkında icra kılınan muhakeme neticesinde: Asker ailelerine taarruz cürmünün merci-i muhakemesi İstiklal Mehakimi ise de taarruz edildiği iddia olunan kadının biraderi Muharrem’in jandarma efradından ve binaenaleyh memuriyet-i devletten ma’dut bulunması hasebiyle bu kabil deâvinin hal ve hasmı mahkemenin vazifesinden hariç ve mahakim-i adliyece rü’yeti muktazi mevadd-ı cürmüyeden bulunduğundan rü’yet-i davanın Elaziz Mahkemesine aidiyetine ve evrak-ı davanın mahkeme-i mezkureye li-ecli’t-tevdi’ makam-ı iddiaya tevdiine 3 Kanunıevvel 341 tarihinde müttefikan karar verildi.

Aza Ali Saib

Aza: Lütfi Müfid Bey

Reis Hacim Muhyiddin

Belge :2

Mahkeme Dosya Numarası : 940

Karar : 778

Heyet-i Hakime : Sabıka

Mülahazât 06/03/1927 de Havali Kumandanlığına verilmiştir.

Elaziz‘de

Emniyet-i dahiliyeyi ihlal cürmünden dolayı mahkememizce mukaddema Yozgad’ta üç ay hapsine ve ikmal-i müddetten sonra vilayet-i mezkure haricine çıkamayarak zabtiye nezareti altında bulundurulmasına karar verilerek sevk edilmiş olan Midyatlı Melik Barsum evvelce ika’ eylediği bir katl maddesinden dolayı Nusaybin Adliyesince ısdar olunan tevkif müzekkeresi üzerine Nusaybin’e gönderilirken esna-yı rahta firarla hududun cenubuna ve Haleb’e gidip Asi Haco ve saire ile münasebâtta bulunarak aldığı beyannamelerle hududu geçerek fiilen ifsadâtta bulunduğu ve Fransızlara casusluk ettiği ve keza 1340 senesinde İsa Zorey ve Akış karyeli Süleyman Keller’i katl ve ra’y etmekte oldukları hayvanâtını gasb ve yine Hüseyin Cevher’i hanesinde katl ve hayvanını ahz eylediği hasebiyle derdest ve sevk olunmakla merkum Melik Barsum hakkında yeniden icra kılınan muhakeme neticesinde ber-vech-i muharrer ceraime ictisar eylediği cereyan-ı tahkikât ve muhakemât ve evrak mündericâtı ile vasıl-ı mertebe-i sübut bulunmuş olduğundan azam-ı cürm itibariyle hadise-i isyaniyenin hem-fiili olmak üzere mücrimiyetine vicahen bi’l-ittifak karar verildi.

Aza Bozok Mebusu

Aza Kırşehir Mebusu Lütfi Müfid

Reis Kozan Mebusu Ali Saib

Cihet-i cezaiyesi hakkında icab-ı keyfiyet lede’l-müzakere: Mücrim Melik Barsum nam şahsın tarih-i ika’-ı cürm itibariyle hareketine temas eden eski Ceza Kanunu’nun birinci bab ve faslının zeyl-i ahiri ile kırk beşinci maddesinin hem-fiillere ait fıkrasına tevfikan idamına 27 Şubat 1927 tarihinde vicahen bi’l-ittifak karar verildi.

Aza Bozok Mebusu Avni

Aza Kırşehir Mebusu Lütfi Müfid

Reis Kozan Mebusu Ali Saib

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.