Bir aile daha siyanürle intihar etti

Bir aile daha siyanürle intihar etti

İstanbul Bakırköy'de bir evde biri çocuk 3 kişinin cesedi bulundu. Bakırköy Kaymakamlığı, “Yapılan ölçümlerde olay yerindeki kokunun siyanür olduğu tespit edilmiştir” dedi.

A+A-

Haber Merkezi- Türkiye’de son günlerde siyanürle toplu intihar vakaları artış gösterdi.

İstanbul Bakırköy’de 3 kişilik bir aile siyanürle intihar etmiş halde bulundu. Olay yerinde  AFAD ekipleri de inceleme yapıyor. Ölenlerin karı - koca ve çocukları olduğu öğrenildi.

Bakırköy Kaymakamlığı’nın olayla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“15 Kasım 2019 Cuma günü saat 06.45’te 155 Polis İmdat Hattı'na yapılan İlçemiz Osmaniye Mahallesi Çoban Çeşme Sokak'ta şüpheli ölüm ihbarı üzerine bahse konu adrese ivedilikle intikal edilmiş, (Z.D), (B.D) ve (A.D) isimli biri çocuk 3 kişinin cansız bedeniyle karşılaşılmıştır.

Dairedeki koku nedeniyle AFAD (KBRN) ekipleri sevk edilmiştir. Ekip tarafından yapılan ölçümlerde olay yerindeki kokunun siyanür olduğu tespit edilmiştir.

Konu ile ilgili olay yerinde gerekli önemler alınmış olup, adli ve idari tahkikat başlatılmıştır.”

6 Kasım’da İstanbul Fatih’te aynı evde yaşayan 4 kardeş ve 9 Kasım’da da Antalya’da bir aile 5 ve 9 yaşlarındaki çocuklarıyla birlikte siyanürle intihar etmiş halde bulunmuştu.

Uzmanlardan uyarı: Durum hiçte iç açıcı değil

Psikiyatristler, Türkiye’de gittikçe artan intihar vakalarının “toplumsal bir huzursuzluk, çökkünlük ve deprasyon haline işaret ettiğini” buna bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti.

İstanbul'da dört kardeşin siyanür içerek intihar etmesi, Antalya’da da bir babanın kendisi ile birlikte ailenin diğer üyelerini intihara sürüklemesi, Türkiye'deki intihar meselesini bir kez daha gündeme taşıdı.

İstanbul ve Antalya’daki intihar olaylarının ardından ortaya çıkan mektuplar, intihar sebebibin “geçim sıkıntısı” olduğunu çıkardı.

Nitekim 2000'li yıllarda artış gösteren intihar olaylarının başlıca nedenleri; hastalıklar, geçim zorluğu, aile geçimsizliği, umutsuzluk ve ayırıştırıcı dil ve söylemler olarak gösteriliyor.

Konu hakkında Rûdaw’a konuşan Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi Uzm. Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, “Şehirdeki yaşam da insanları yorgun hale getirdi. Yani şehir yorgunluğu diye bir olay var. Burada birinci konu trafik, ikinci konu insanların geçim sıkıntısı, üçüncü konu ise tahammülsüzlük ve öfke hali. Olaya sadece psikiyatrik yönden, hastalık yönünden bakmamak gerekiyor” dedi.

Akcan, “Tamamen toplumsal bir huzursuzluk, toplumsal bir çökkünlük ve deprasyon hali” yaşandığını vurgulayarak, “Bu konuya el atılmalı” diye konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de 2000'lerin başlarında her yıl 2 binli rakamlarla ifade edilen intihar sonucu ölüm vakaları, 2012 yılından itibaren 3 binli rakamlara çıkmış durumda.

Rûdaw’a konuşan Prof. Sefa Saygılı da, “Gördüğüm kadarıyla durum hiçte iç açıcı değil. Burada toplumun önemli bir kesimi ile görüşüyor problemlerini dinliyoruz, tartışıyoruz. Toplumun hangi kesimlerinde ne tür problemler var inceliyoruz. Bir defa suç oranı artmış, insanlar birbirlerine güvenmiyor. İnsanlar mutsuz, tahammülsüz. Hem depresif halimiz var hem öfkeli, endişeli halimiz var. Hepsi birbirine karışmış” ifadelerini kullandı.

TÜİK’e göre 2018 yılında Türkiye'de 3 bin 161 kişi hayatına son verdi. Bu, günde ortalama sekiz kişinin yaşamına son verdiği anlamına geliyor.

Türkiye’de, Olağanüstü Hal döneminde KHK ile görevden uzaklaştırılan 46 kişinin yaşadığı bunalım nedeniyle hayatına son verdi. İntihar olayları ençok İstanbul, Ankara, İzmir ve Konya’da yaşanıyor.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.