Bırakın, Kürtler sorunlu Ortadoğu'da örnek bir demokrasi kursunlar!
Yukardaki sözler bir kürdün söyledikleri sözler değil!
Bin yıldır beraber yaşadığı, toprağından taşından, suyundan yaylasından, ormanından petrolünden faydalanan, ataları at sırtında Kürtlerin ülkesine geldiğinde onlara evlerini sofralarını açan Kürtleri hatırlayan, Türkmen ve Türklere de ait değil.
Dil ve din akrabalığı ile bilinen, binlerce yıl birlikte yaşadığı, mitolojide halk kahramanı demirci Kawa'yı, lanetli Dehaq'ı, semavi dinlerin ilk peygamberi Zerdüşt'e kadar giden dini inançları paylaştığı İran'da değil!
Yine beraber yaşamaya mecbur edildiği ve aynı dini inançları paylaştığı, daha sonra tarihte eşine ender rastlanılan, zalim Dehaq'ı aratmayan Saddam Hüseyin'in, Kimyevi Ali'nin zulmünü yaşamış Dicle ve Fırat'ın suyunda birlikte hayat bulmuş, Kerkük petrolünü 'paylaştığı' Araplar da değil!
Ben de değilim!
Düşünün ki, Kürtlerin ülkesi Kürdistan'dan altı bin kilometre uzakta yaşayan, Kürtlerin ne suyundan, ne dağından taşından faydalanmış, petrolünden pay almış ve ne aynı dini inançları, ne de mitolojilerini paylaşmış, İsveç'te geçen dönem hükümet ortaklığı yapmış, şimdi ise muhalefet partisi olan Liberal Parti'nin Güney Kürdistan bölgesinde ilan edilen bağımsızlık referandumu için söylediği sözlerdir.
Peki neden söylüyorlar bu sözleri?
'Bırakın' eski tarihi, geçmiş asırları, en azından şu yakın tarihimizdeki toplu katliamlara bakacak olursak, El-Enfal Operasyonu gibi sistematik şekilde yıkımlara, idam mangalarına maruz kalan…
Halepçe'de, ortalığa keskin bir elma kokusu yayan…
'Anne elma kokusu geliyor' diye dışarı koşan çocukları kimyasal silahlarla 'taş kesen'.
Şengal'de jenoside uğrayan Kürt halkı…
KANA KAN, İNTİKAM!
Yahudi ve Hırıstiyanlar cennette gider mi? Demedi, Ezidi ve Zerdüşt diye inanç ayırımı da yapmadı.
Asuri, Süryani, Keldani, Ermeni, Arap ve Türkmen diye milliyet gözetmeden son derece hoşgörülü davrandı.
Bağdat'ın, sıkboğaz etmesine, ekonomik ve politik ambargo uygulamasına rağmen kendi imkanları ile 2,3 milyon mülteciye kucak açan ekmeğini aşını paylaşan…
Güney Kürdistan halkının geleceği ile ilgili irade belirlemesine, bağımsızlık referandumuna tabii ki, EVET diyecekler.
Kürtler kimsenin malını talan etmedi, gaspa yeltenmedi, kimsenin çocuklarını küçük körpe Ezidi çocuklarına yapıldığı gibi ortaçağ düşüncesiyle rezilce köle pazarlarında satmadı…
Kimsenin ülkesine el koymadı. Sadece topraklarında bağımsız ve huzur içinde yaşamak için halk oylamasına gidiyorlar.
Kürtlerle aynı coğrafyada yaşayan, dağını taşını, aşını paylaşan, petrolünden pay alan, aynı mitolojiyi, dini değerleri paylaşan, sözümona, 'etle tırnak gibiyiz ayrılamayız' kardeşiz diyen, Türk, Farıs ve Araplar demiyor!
Dünyanın periferisinde kutuplara yakın yaşayan, Kürtlerle uzaktan yakından bir alıp veremediği olmayan vicdan sahibi İsveçliler söylüyor bu sözleri.
Asırların zulüm, inkar, asimilasyon ve sistematik soykırımı politikalarından dolayı ağır bedeller ödemesine rağmen, yaygarasını yapmadan, tüm acılarını bağrına basan intikam, kana kan demeden…
Kadim bir halkın ırkçılıktan uzak, çok sesli, renkli ve kültürlü bir yaşam kurma erdemine şahit olan İskandinavlar, bu onurlu duruşa ve analarının ak sütü gibi helal olan " Kürtlerin Kendi Kaderlerini Tayin Etme Hakkına' elbette evet diyeceklerdir.
Yol yakınken sizde erdemli ve onurlu olun! Kürt fobinizden vazgeçip Kürtlerin geleceklerine karar verme referandumuna destek verin, vermiyorsanız da, Liberallerin dediği gibi 'Bırakın Kürtleri yargılamayı onlara sorun yaratmayı'.
Bir çift sözüm de Kürtlere!
Sütten çıkmış ak kaşık sandığınız coğrafyamızda, ahkam kesmeyi bırakalım, dilimizi davranışlarımızı değiştirelim! Gün birbirimizi çekiştirme günü değildir! Düşmanların aramıza nifak sokmalarını boşa çıkaralım!
Kürtlerin makus tarihi bu sefer tekerrür etmeyecektir!
Çünkü Kürtlerin 25 Eylül'e aldıkları referandum kararı, bize tarihte ilk kez geleceğimizi belirleme fırsatı veriyor.
Bir an olsun dönüp geriye bakmamız, analarımızın ak sütünü düşünmemiz, elimizi vicdanımıza koymamız yetiyor hatta artıyor bile.
Saygı ve sevgilerimle.
Bilal Görgü
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.