Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bugün katıldığı partisinin 5.Olağan Kadın Kolları Kongresi'nde HDP'yi ve partiye destek verenleri hedef aldı. Erdoğan 24 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy veren yaklaşık 6 milyon seçmeni 'Parlamentoya girsinler diye onlara destek verenler de bunun hesabını verecekler' sözleriyle tehdit etti. HDP yöneticilerinden milletvekillerine, sanatçılardan akademisyenlere birçok kullanıcı yaptıkları paylaşımlarla HDP'ye sahip çıktı.
 

Böylesi bir anlayış çok konuşulacak. Aynı zamanda demokrasi ve insan hakları ile bağdaşmayan tehditkar bir üslupla HDP'ye oy verenlerden hesap sorulacaktır söylemi demokrasiyle yönetilen bir ülkenin Cumhurbaşkanına asla yakışmaz.

Cumhurbaşkanı seçim arifesinde kamuoyuna herkesin Cumhurbaşkanı olacaklarını defalarca tekrarlamıştı. Aslında olması gereken, her kim Cumhurbaşkanı olursa tüm vatandaşın cumhurbaşkanı olmasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamaları; ABD ambargosu, ekonomik kriz ve dış ekonomistlerin TC kredi derecelerini düşürmesi ve dış basında bazı bankaların iflas eşiğinde olduklarını açıklamaları ayrıca birkaç ay içinde tüm tüketim mallarının zamanlanması hedeflerinden şaşırtmaktan ibarettir.

Bu açıklamalar, bu vahim gidişatı, dış politikadaki şaibeli pazarlıkları ve oyunları örtmek için yapılmaktadır.

Ayrıca ABD, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Amerikalı Rahip Andrew Brunson'ın tutuklanmasındaki rolleri nedeniyle finansal yaptırımlar kapsamına alındığını açıkladı.

Aslında Erdoğan'ın öfkesinin bir nedeni de ABD'den ziyade 24 Haziran seçimlerinde Kürt illerinde umduğunu bulamamasıdır.

Şöyle ki; 24 Haziran seçimlerine giren siyasi partilerin aldığı oy oranları AKP referandumun aldıkları oyların çok altına düştmüştür.

Kürdistan'da 13 şehrin genelinde kayıtlı seçmen sayısının 5 milyon 32 bin 329 olduğunun belirten araştırmada şu tespitlere yer verildi:

Seçime katılım oranı: Milletvekili seçimleri için %82,6 Cumhurbaşkanlığı için %82,7 olmuştur.

13 şehirde toplam 70 milletvekili kontenjanı bulunmaktadır. HDP 40, AK Parti 27, CHP 2 ve MHP 1 vekil elde etmiştir.

HDP'nin 6 milyonu aşkın aldığı oylar ortalama 25 milyon vatandaş oyuna tekabül ediyor. Böylesi tehditler, nüfusun 3/1'i olan yasal parti kitlesine korku salmaktır. Vatandaşlar arasında birlik, beraberlik, kardeşlik böylesi ötekileştirici, kinci bir dille sağlanır mı?

Genellikle HDP'ye oy veren kitleler; demokrat, ilerici ve bir kısım Kürtler ile diğer dini ve inanç azınlıklarıdır. Böylesi baskıcı bir anlayışla, geçmişte SADDAM Şiilere, Kürtlere ve diğer muhaliflere uygulardı. Ama Saddam gibileri geldikleri gibi zamanı gelince gideceklerdir. HDP'nin birçok görüşünü paylaşmasak da oy veren seçmenin kendi hak ve hukuklarını koruma bilinci gereklidir. Bu anlamda ileri demokrasi ve insan hakları anlayışı ile böylesi tehditler hiçbir devrimci, demokrat ve yurtsever tarafından kabul edilemez.

Amerika'da yayın yapan Newsweek Dergisi, "Erdoğan, Osmanlı egemenliğini canlandırmak için Kürtleri imha etmek istiyor" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın iç siyasette, Kürtlere yönelik 2013'ten (çözüm süreci dahil) bu yana tehditkar bir siyaset izlediği belirtiliyor.

Özellikle, önümüzdeki süreçte yapılacak yerel seçime denk gelen bu mesaj HDP'ye oy veren kitleyi tehdidi ayni zamanda Kürtlere, ilericilere verilmek istenen uyarı ve gözdağıdır.