Cilo'daki buzulların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Cilo'daki buzulların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Hakkar’de, 4 bin metreyi aşan Cilo-Sat Dağları’ndaki yaklaşık 20 bin yıllık buzulların erimeye başlaması, çevrecileri endişelendirdi.

A+A-

Hakkar’de, 4 bin metreyi aşan Cilo-Sat Dağları’ndaki yaklaşık 20 bin yıllık buzulların erimeye başlaması, çevrecileri endişelendirdi.
 
Cilo-Sat Dağları, her yıl Türkiye ve Kürt kentlerinden yüzlerce doğasever ve dağcıyı ağırlıyor.
 
Bir grup doğasever ile Cilo Dağı'na çıkan Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ile Zirve Dağcılık Temsilcisi Hacı Tansu, 20 bin yıllık buzulların bu yıl birkaç metre eridiğini gördüğünü söyledi.
 
 
 
Cilo'daki buzulların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Tansu, şunları söyledi:
 
"Bizler her yıl çeşitli zamanlarda bu bölgeye dağcılık ve doğa sporları faaliyetleri yapıyoruz. Ancak buzulların erimesi ve değişimini görmek ve belgelemek için son 9 yıldır Cilo Reşko Keviya Pir ve Mergan buzullarını izliyoruz. İzlenimlerimizi fotoğraf ve videolarla kayıt altına alıyoruz. Buzullar son zamanlarda çok hızlı bir şekilde eriyor. Böyle giderse yakın zamanda bu muhteşem coğrafyanın en önemli faktörü olan buzullar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Ayrıca en büyük buzul olma özelliğini taşıyan Spihane (Erinç) buzulunun iç taraflarında buzlar üzerinde büyük buzul göller oluşmuş. Bu da erimenin daha çok iç taraflarda olduğunu gösteriyor.”
 
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi(YYÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Onur Köse ise buzul erimelerinin sadece Hakkari'de değil, Türkiye ve Kürt kentlerindeki yüksek dağların çoğunda olduğunu söyledi.
 
 
 
Köse, "Bu buzullar Ağrı'da da, Süphan'da da başka yüksek dağlarda da var. Bu buzullar yok olmak üzere. Tabi bu sadece Türkiye'de yaşanan bir problem değil, tüm dünyada yaşanan bir problem ve bu küresel ısınma ile ilgili bir sorun. Bu durumu ele alırsak, biz atmosfer dengelerinin çok iyi korunması açısından kendi ulusal katkılarımızı ortaya koymamız lazım. Bunun için de ülkemizde ve dünyada yapılan karbondioksit emisyonları önemli bir faktör. Bu emisyonların mümkün olduğunca az bir şekilde yapılması, dünyanın atmosferik dengesini korunması açısından önemlidir" diye konuştu.
 
Buzul erimelerinin ülkedeki atmosfer dengelerinin bozulmasıyla ilgili olduğunu belirten Dr. Köse, sözlerine şunları ekledi:
 
“Bizlerin atmosferin dengesini korumamız gerekir. Bu durumda insanlara önemli bir görev düşmektedir. O yüzden çeşitli gazlarla, atmosferin dengesinin bozulmasına izin vermemeliyiz. Cilo, Ağrı ve Süphan'daki buzullarda meydana gelen erimelere, biz kendi ülkemiz açısından atmosfere gaz salınımını engelleyerek katkı sağlayabiliriz. Onun dışında da yapacağımız hiçbir şey yok. İnsan kaynaklı faktörleri azaltmamız gerekiyor. Bu nedenle jeotermalleri, güneş enerjisini tercih etmemiz gerekiyor. Hem devlet destekli, hem de diğer sektörlerin rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarında artışa gitmemiz gerekir.”
 
 buzul-eriyor.jpg
 
Buzul erimelerinin dünyanın dengelerini de değiştireceğini kaydeden Dr. Onur Köse, şöyle konuştu:
 
"Buzullar o kadar hızlı eriyor ki; üzerinde akarsu şelaleleri oluşmuş durumda. Buzul erimeleri dünya dengelerini de değiştirecektir. Bu yeni savaşlara, yeni işgallere sebebiyet verebilecek bir doğal olay olacaktır. İnsanlık açısından kendi kendini yok etmeye çalışan, kendi kıyametini hazırlayan bir varlık topluluğudur. İnsanlara düşen görev, dünyayı kirletmeyi bırakmak. Biz buna katkı sağlamalıyız. Bu yapılmadığı taktirde zaten dünyamız zarar görecek. Hiç beklenmedik su, gıda ve toprak savaşları başlayacak insanlar arasında. Daha çevreci ve daha güzel bir dünya için uygulamalar yapılmalı. Küresel ısınmayla ilgili de üniversiteler, kurumlar eğitimler vermelidir."
 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.