Colani: İran'ın bölgedeki projesini 40 yıl geriye götürdük
Suriye'nin yeni lideriyle röportaj yapanlara Şarkul Avsat da katıldı. HTŞ lideri, Körfez'e "Suriye devrimi, Esad rejiminin devrilmesiyle sona erdi ve yurtdışına ihraç edilmeyecek" güvencesi ile "İran projesini 40 yıl geriye götürdükleri" müjdesini verdi.
ABD'nin terör listesinde olmasına ve kafasına 10 milyon ödül koymasına rağmen üst düzey bir diplomatik heyeti ayağına gönderdiği Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed Colani (gerçek adıyla Ahmed eş Şera), bugün de Suudi medyasına konuştu.
Beşar Esad'dan kalma başkanlık sarayında Şarkul Avsat'ın kadın muhabiri Bisan eş Şeyh'in sorularını yanıtlayan Colani, Körfez krallıklarının endişelerini yatıştırmak için "Suriye devrimi, Esad rejiminin devrilmesiyle sona erdi ve yurtdışına ihraç edilmeyecek" mesajını verdi. HTŞ lideri, "İran projesini 40 yıl geriye götürdüklerini" söyleyerek Körfez krallıklarını memnun etti.
'DİPLOMASİ VE DIŞ BASKININ YAPAMADIĞINI, EN AZ KAYIPLA BAŞARDIK'
"Suriye, İran'ın önemli Arap başkentlerini kontrol etmesi, savaşları yayması ve Captagon gibi uyuşturucularla Körfez'i istikrarsızlaştırması için bir platform haline gelmişti" iddiasında bulunan Şam'daki yeni yönetimin lideri, "İran milislerini ortadan kaldırarak ve Suriye'yi İran etkisine kapatarak, bölgenin çıkarlarına hizmet ettik; diplomasi ve dış baskının başaramadığını, en az kayıpla başardık. İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti" manzarasını çizdi.
ESAD'IN ARAP BİRLİĞİ'NE GERİ KABULÜNE SİTEM
Son yıllarda Arap ülkelerinin "tavizler karşılığı Esad yönetiminin Arap Birliği'ne yeniden katılması dahil Esad'la bağları yeniden kurma çabalarını" eleştiren Colani, "Biz rejimin gerçek bir taviz vermeyeceğini veya bu girişimlere iyi niyetle yaklaşmayacağını bildiğimiz için bunun başarısız olacağından emindik" dedi.
'SURİYE ARTIK ARAP ÜLKELERİNE KARŞI KULLANILMAYACAK'
Artık Suriye'nin "tartışmalı kişiler için cennet" haline gelmeyeceği güvencesi veren HTŞ lideri, şunları söyledi:
"Artık devlet inşasına odaklandık. Devrim, rejimin düşüşüyle sona erdi ve başka yerlere yayılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye, herhangi bir Arap veya Körfez ülkesini tehdit etmek veya huzursuz etmek için bir platform olmayacak. Suriye devrimine pek çok insan katıldı, ama bugün devlet inşasının yeni bir aşamasındayız. Bu ülkelerle etkili stratejik ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Suriye, savaşlardan ve başkalarının çıkarları için bir platform olmaktan yoruldu. Artık ülkemizi yeniden inşa etmemiz ve güven sağlamamız gerekiyor. Çünkü Suriye Arap olaylarının merkezinde yer alan bir ülke."
'ARAP ÜLKELERİYLE BAĞLARI YENİDEN KURACAĞIZ'
"Şam'daki varlığımız kimseye tehdit anlamına gelmiyor. Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan, çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki, bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma işbirliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz."
'LÜBNAN'IN İÇİŞLERİNE KARIŞMAYACAĞIZ'
HTŞ lideri, Esad sonrası Şam-Beyrut ilişkileri sorulduğunda "Lübnan üzerinde hiçbir şekilde hakimiyet peşinde değiliz" dedi. "Lübnan'ın içişlerine karışmadan, karşılıklı saygı ve alışverişe dayalı bir ilişki istiyoruz. Tüm Lübnanlılara aynı mesafede duracağız. Onları tatmin eden şey bizi de tatmin eder" yanıtını verdi.
'GÖRÜŞLERİMİ EMPOZE ETMEK DEĞİL, HUKUK DEVLETİ İSTİYORUM'
Suriye için yeni anayasa ve ulusal diyalog konferansı vaadinin hatırlatılıp "Hangi mekanizmayı benimseyeceksiniz" sorusu üzerine, "sahada görüş farklılıkları olduğunu, ama kendisinin kişisel görüşlerini insanlara dayatmak istemediğini" söyleyen Colani, şu ifadeleri kullandı:
"Bunu deneyimli ve uzman hukukçulara bırakıyorum, böylece hukuk, insanlar arasındaki ilişkiyi formüle etmede ayrım çizgisi olacaktır. Suriye büyüklüğünde ve zenginliğinde, farklı bileşenleri olan bir ülkenin tek bir görüşün hakimiyetinde olmasını bekleyemeyiz. Bu farklılık iyi ve sağlıklıdır. Bu zafer bir grubun diğerine karşı zaferi değil, tüm Suriyelilerin zaferidir... Kısacası benim arzum, farklılıklarımızı çözerken başvurabileceğimiz kapsayıcı bir anlaşmaya ve bir hukuk devletine ulaşmaktır."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.