Cumartesi Anneleri kaybedilen Ermeni aydınları için adalet istedi

Cumartesi Anneleri kaybedilen Ermeni aydınları için adalet istedi

.

A+A-

Cumartesi Anneleri, 890'ncı hafta açıklamalarında 24 Nisan 1915'ten sonra haber alınmayan Ermeni aydınlarını andı: "Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıplarımız gibi Diran Kelekyan ve Ermeni aydınlarını da unutmayacağız. Unutturmaya karşı hatırlamayı, inkâra karşı hakikati savunmayı sürdüreceğiz."

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 890’ıncısını pandemi nedeniyle internet üzerinden gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemlerinde, Diran Kelekyan şahsında 107 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Ermeni aydınları andı.

'İNSANLAR ASIL UNUTULUNCA ÖLÜR'

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Kelekyan hakkında araştırma yapan Barış Akademisyeni Faruk Alpkaya ilk olarak söz aldı. Alpkaya, Kelekyan’ı 2000’li yılların başında bir ansiklopedi karıştırırken tanıdığını söyledi. Kelekyan için, “İnsanlar asıl unutulunca ölür” başlıklı makale yazdığını hatırlatan Alpkaya, Kelekyan’ın 1915’te kaybolduğunu belirtti.

Bu haftaki açıklama metnini Cumartesi İnsanlarından Lori Demirci okudu. Demirci, 890’ıncı eylemlerinde Diran Kelekyan şahsında toplu gözaltında kaybetmelerin başlangıcı sayılan, 24 Nisan 1915 tarihinde evlerinden, işyerlerinden gözaltına alınan ve sonrasında bir mezar taşları bile olmadan yok edilen İstanbullu Ermeni aydınlarını andıklarını belirtti.

'BİR SAAT İÇİNDE DÖNECEKSİNİZ'

Demirci, 24 Nisan 1915 gecesi İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey'in emriyle İstanbul Emniyeti tarafından bir operasyon başlatıldığını anımsatarak, operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Bedri Bey’in yönettiğini söyledi. Polislerin gece yarısında Ermeni aydınların evine gelerek, "İfadeniz var bir saat içinde geri döneceksiniz" diyerek götürdüğünü belirten Demirci, “25 Nisan 1915 tarihinde Cezaevi Müdürü İbrahim Bey nezaretinde ve güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle yola çıkarıldılar. Tutuklular önce tren sonra at arabalarıyla Ayaş ve Çankırı’ya sevk edildiler. Daha sonraki günlerde İstanbul’da devam eden tutuklamalarla Çankırı’ya getirilenlerin sayısı 158 kişiye, Ayaş’a getirilenlerin sayısı 92 kişiye çıktı” diye belirtti.

RESMİ KAYITLARA 'FİRAR' OLARAK GEÇTİLER

“Gözaltına alındıkları andan itibaren devletin himayesinde olan bu insanlardan 174'ü bir mezar taşları bile olmadan yok edildiler” diyen Demirci, “Devletin gözetimi altındayken yok olan bu insanların akıbetleri resmi kayıtlara ‘firar ettikleri’ ya da ‘serbest bırakıldıkları’ şeklinde geçti” dedi.

Kaybolan aydınlardan birinin de Diran Kelekyan olduğunu söyleyen Demirci, Kelekyan’ın Osmanlı gazetesi Sabah’ın başyazarı olduğunu aynı zamanda Mekteb-i Mülkiye’de ve Harp Okulu’nda Siyasi Tarih hocası olduğunu anımsattı. Demirci, “Kelekyan, uzun yıllar devlet hizmetinde görev yapmış, çalışmaları ve eserleri ile Osmanlı modernleşmesi ve entelektüel mirasına büyük katkılarda bulunmuş bir şahsiyetti. Osmanlı okuru Batı’nın pek çok düşünür ve yazarı ile onun sayesinde tanışmıştı” ifadelerini kullandı.

'EVİNE BİR DAHA DÖNEMEDİ'

Kelekyan’ın gece yarısı alındığı evine bir daha dönemediğinin altını çizen Demirci, “29 Temmuz 1915 tarihli şifreli bir telgraf emri ile Kelekyan’ın İstanbul’a dönmemek şartıyla Çankırı’dan ayrılmasına müsaade edildi. Ancak tek başına yola çıkmanın can güvenliği açısından son derece tehlikeli olduğunu biliyordu. Bu nedenle Çankırı’da kalmaya devam etti ve güvenli bir biçimde Çankırı’dan ayrılabilmek için girişimlerini sürdürdü” diye belirtti.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Çankırı’da bulunan Diran Kelekyan Efendi’nin Diyarbakır Divan-ı Harbi’ne gönderilmesi" talimatının verildiğini hatırlatan Demirci, “Bu talimatın dönüşü olmayan bir yolculuğa işaret ettiğini bilen Kelekyan, kalanlarla vedalaşırken ‘Öldürülen arkadaşlarımız gibi ben de ebediyete gidiyorum, benim için dua edin’ dedi. Kendisi için hazırlanan ata bindi. İki askeri inzibat eşliğinde 26 Ekim 1915 tarihinde Çankırı’dan ayrıldı. Bir süre sonra Kelekyan’ın 2 Kasım 1915 tarihinde Sivas yolunda Kızılırmak üzerinde bulunan Çokgöz Köprüsü civarında öldürüldüğü haberi geldi” ifadelerini kullandı.

'MEZARTAŞI BİLE OLMADI'

“Osmanlı entelektüel hayatında derin izler bırakan 53 yaşındaki Diran Kelekyan’ı bugüne taşıyacak bir mezartaşı bile olmadı” diyen Demirci, “Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıplarımız gibi Diran Kelekyan ve Ermeni aydınlarını da unutmayacağız. Unutturmaya karşı hatırlamayı, inkara karşı hakikati savunmayı sürdüreceğiz. Kayıplarımızdan ve 191 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.