Bir DalKurd sever olarak, DalKurd'un başarılarıyla birlikte sadece İsveç'te değil, dünyanın bütün uçra köşelerinde çılgınlar gibi sevinmek istiyorum. Her yerde hiç bitmeyen bir enerji ile DalKurd ile gurur duymak ve bir an bile tereddüt geçirmeden kendimi DalKurd'un başarı hikayesi içinde sadece bir Kürt futbolsever olarak ifade etmek istiyorum.

DalKurd benim için çok önemlidir. İlkin dilimi temsil ediyor, sonra Kültürümü ve en nihayetinde bağlı olduğum ulusun simgesel aklını ve başarısını temsil ediyor. Dolayısıyla DalKurdun başarılı olmasını istememden daha doğal hiç bir şey olamaz. DalKurd'un başarısı hem insan olarak beni çok tatmin eder hem de her ölçekte her kültür ve gelenek içinde elle gösterebileceğim bir sosyo/kültürel başarı hikayesine sahip olurum.

Bunca lafı bir tür iyi niyetimin beyanı olarak kabul edin. DalKurd'e en ağır eleştirileri yaparken de amacım ve niyetim sadece onun başarısı olmuştur. Kaldı ki hangi büyük başarılar büyük eleştiriler olmadan yakalanmıştır! Eleştiri esas itibari ile geliştirici bir ilk yardımdır. Eleştiri hem etkiler hem de etkilenir. Bu ikili bir süreçtir. Bir tür kopmaz bağlarla bir birine bağlı olanların alışverişi gibi.

Sezonun ilk yarısını geride bırakırken, geleneksel olarak bir ilk yarı değerlendirilmesi yapılır. bu yazının amacı da budur.Puan tablosuna bakıp bir performans değerlendirmesi yaptığımızda ortaya çıkan sonuç elbette ciddi biçimde insanı umutlandırıyor. Ama salt puan durumuna bakıp bir takım yargılara varmak bizi doğru ve gerçekçi sonuçlara taşımaz. Olan ile olması mümkün olan şeyler arasında ciddi bir fark var. DalKurd bu oyuncu havuzuyla çok daha iddialı bir yerde ilk yarıyı bitirebilirdi.

Şimdi sorulması lazım gelen soru şudur, DalKurd neleri iyi yapmadı da liderin 5 puan gerisinde 4. sırada ligi bitirdi. Ya da gerçekten de Lider olan takım hangi şeyleri DalKurd'den daha iyi yaptı da listede lider olarak varlığını korudu. Bu mukayese mutlaka bilimsel verilerin ışığında yapılmalıdır. İstatistikler ve derin analizlerle bu açık fark mutlaka bulunur ve yorumlanır.

DalKurd'un daha ilk maçında gözüme çarpan belirgin karakteri, hem hücumda hem de savunmada dengesiz bir takım görüntüsü veriyor olmasıydı. Yani şampiyonluğa inanmış olan bir takımda asla olmaması gereken bir arıza. Ne demek istiyorum? Demek istediğim şu; DalKurd hücum ederken,  topu kaptıracağı ihtimalini düşünmeden  yeterli, destekler sağlamadan öylesine, pozisyonun doğasına uygun olarak hücum ediyor. Böyle hücum ettiği için savunma ve hücum otomotik olarak ikiye bölünüyor ve top rakibe geçtiğinde savunma direnci doğal olarak çok zayıflıyor.

Lige ara verilmiş olması bu sorunun çözümü için altın fırsattır. Ve tam da bu noktada eleştiriden çok bir öneride bulunmak istiyorum. Eminim hepimiz benim gibi İspanya İtalya maçını izlediniz. O maçta takımın dengesi İspanya karşısında sağlamak için Conte De Rossi'yi çok farklı bir görevle görevlendirdi Ve De Rossi o görevi başarılı bir şekilde yerine getirdiği için İtalya İspanyayı eledi.

Conte, De Rossi'yi Üç defansın ön metre ilerisine yerleştirerek, top İspanyaya geçtiğinde Rossi hem defansı dörtlüyor hem de göbekten gelen atakların tümüne ilk o müdahale ediyordu. Buraya kadar olanda olağan bir şey yoktu. Ama top İtalyan takımına geçtiğinde. defans oyuncularına ilk seçenek olan  De Rossi, bir merkez oyuncu gibi derin iç paslar atarak topun hızla ve isabetli bir şekilde hücumcularla buluşmasını sağlıyor ve böylelikle henüz İspanya defansı toparlanmaya fırsat bulmadan İtalyan hücumcular İspanya ceza sahasına girebiliyorlardı.

 Eğer DalKurd üçlü oyun merkezi oluşturabilecekse, sözgelimi Dusan Djuric Rawez Lawanve Diego Montiel' den o zaman Rawez Lawan'ı tıpkı De Rossi gibi kullanmak pekala sorunların çözümüne katkı sağlar. Dusan Djuric ile Diego Montiel den her hangi biri, Lawan'ın pas bağlantısı olur ve DalKurd hem dengeli Hücum etme imkanı bulur hem de top kaptırıldığında bütün takım geriye doğru koşmak zorunda kalmaz. Savunmadan hücuma geçişte inisiyatif Lawan da olur. Hücumdan savunmaya geçişte ise ilk pres gurubunu Montiel ve Djuric üstlenir.

Adı üstünde bu bir öneri. Başkaca bir amacı ve hükmü yoktur. Bütün mesele sorunun anlaşılması ve o sorunu çözecek yaratıcı buluşların oyuna monte edilmesidir. Benim gördüğüm bu eksiklik giderilirse DalKurd elini kolunu sallaya sallaya şampiyon olur.