Darbe ve Afrin
Kamuoyunda FETÖ darbesi olarak geçen ERDOĞAN'a yönelik darbe girişimi sonrası, üste geçen kesim ile ilgili değerlendirmemde, onların da darbeci geleneğin devamı olduğunu ve darbeyi darbe ile alt etmek istedikleri manasında sözler söylemiştim.
Geçen zaman maalesef beni haklı çıkarttı.
AFRİN "MAĞDUR" darbecilerin devam eden darbesidir.
TÜRKİYE darbeden darbeci çıkaran, "mağdurdan" diktatör çıkaran ender ülkelerden biridir.
İktidar olmak için kendi arkadaşlarını darbeye teşvik edip, darbeye yağdan kıl çeker gibi darbe yapan maharetin merkezi bir ülkenin, icraatlarının nereye kadar varacağını kestirmek zor.
Türkiye'de ırkçılık ve onu besleyen İslami Fetih ruhu dört nala kalkmış iken Kılıçdaroğlu'nun sesiz kalması cesaret ister. O asalet ve cesaret olmadığında demokrasi de olmaz.
Dünya şimdi ne insan haklarından ve ne de demokrasiden bahs ediyor. Her kes kendi çıkarının derdinde olup bir diğerine karşı kendi egemenlik alanını genişletmek istiyor.
Ortaya çıkan durum KANTON'u eleştirip bol keseden "BAĞIMSIZLIK" dağıtan HAMASET SEVER kesimlerin sadece gürültü yaptıklarını da gösterdi. Devlet hiç bir KÜRT kazanımına tahammül etmiyor. Düne kadar varlığını KÜRTLER'in varlığının inkarında gören güçten ne beklenir?
Başarısızlığın birincil nedeni şu ya da bu görüşü savunmaktan ziyade kendi ulusal birliğini sağlamamaktan ileri geldiğini belirtmek gerekiyor. Orantısız güç dengesi ile uğraşmak bir dezavantaj iken mevcut uluslar gibi örgütlenmenin ve diplomatik ağı güçlendirmenin zaruriyeti ortada.
Güney Kürdistan'da partilerin kendi hükümranlıklarını ulusa devretmemiş olmalarının yaşanan trajedide payı var. AFRİN henüz yeni olduğundan acele tespitlere girmeyeceğim. Ancak orada da Tek Parti hükümranlığının bir zaaf teşkil ettiği aşikar.
En büyük zaaf FETİH RUHUNUN MERKEZİ OLAN YERLERDE HUDA'YA secde edildiğinin sanılmasında. İktidarın bugünkü gücünde Dindar Kürtler'in AKP'ye verdiği desteğin önemli payı var. CHP desteği elbette başka bir handikap.
Emir ile okunan DUA, darbe zihniyetinin başka bir tezahürüdür.
VİCDANIN SESİ OLMASI GEREKEN DİN; şevkatsizliğin, başkalarının ızdırabından mutluluk üretmeye çalışan bir anlayışın tezahürüne dönüştüğünde ORADA TANRI KATLEDİLMİŞTİR.
Muktedirlerin elinde fetih ve ırkçılığın bir aletine dönüşüp, ruhsuzlaşan ve vicdanını yitiren bir inancı PUT PERESLİKTEN ne ayırır?
Bu farksızlığı anlamak için fazla zeki olmak gerekmiyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.