Dargeçit JİTEM Davası: Cezaevindeki tanığa 5 yıldır ulaşılamadı
.
'5 yıl boyunca cezaevinde ve ev hapsindeki birinin bulunamadığına inanmak mümkün değil' diyen davanın avukatların Erdal Kuzu, 'Davayı bitirmek istiyorlar' dedi.
Mardin'in Dargeçit ilçesinde 1995 ve1996 yıllarında çok sayıda insanın 'kaybedilmesiyle' ilgili Dargeçit JİTEM Davası'nda tanık olan cezaevindeki eski savcının, 'adresi bulunamadığı' gerekçesiyle 5 yıldır ifadesinin alınmadığı ortaya çıktı.
Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan (57) ile uzman çavuş Bilal Batır’la ilgili dava Adıyaman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.Adıyaman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, tanık olan cezaevindeki eski savcının adresine 5 yıldır ulaşamadı.
CEZAEVİNDEYDİ, ADRESİNE ULAŞAMADILAR!
Dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in de aralarında bulunduğu 18 sanığın “taammüden öldürmek” suçundan yargılandığı davada, 30 Ekim 2014’ten bu yana çok sayıda tanık dinlendi. Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Aralık 2016’da dönemin Dargeçit Cumhuriyet Savcısı Adem Kul’un dinlenmesine karar verdi, ancak Kul bir türlü dinlenemedi.
Mart 2017’de “adresine ulaşılamadığı” iddia edilse de Kul’un, 21 Temmuz 2016’da Samsun’daki Fethullah Gülen Cemaati soruşturması kapsamında tutuklandığı ortaya çıktı. 18 Ocak 2018 tarihine kadar tutuklu olmasına rağmen “adresine ulaşılamadığı” gerekçesiyle dinlenemeyen Kul, “etkin pişmanlık yasasından” yararlandı.
EV HAPSİ DE BULAMADILAR
Adem Kul, 23 Mart 2018’de karara bağlanan ve “örgüt üyeliği” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verilen karar duruşmasına kadar ayağına elektronik kelepçe takılarak, “ev hapsine” alındı. Ancak Dargeçit JİTEM dosyasında tanık olarak dinlenmesi için yazılan müzekkerelere her defasında “adresine ulaşılamadığı” yönünde cevap verildi. 22 Ekim 2018’deki JİTEM davası duruşmasında mahkeme, bu kez Kul hakkında “zorla getirilmesi” yönünde karar verdi. Ancak Samsun’dan yine Kul’a “ulaşılamadığı” yönünde cevap geldi.
YAKALAMA KARARI
11 Ekim 2021’de görülen son duruşmada yine dinlenemeyen Kul’a, dair yeni bilgiler ortaya çıktı. UYAP kayıtlarına göre; Kul hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosu tarafından verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası nedeniyle yakalama kararı olduğu, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce “görevi kötüye kullanma” suçundan hakkında 2021 yılında kovuşturma başlatıldığı ortaya çıktı. Ancak Kul’un yakalanıp, yakalanmadığı konusunda bilgi edinilemezken, hakkındaki kovuşturma kapsamında ifadesinin alınıp alınmadığı da tespit edilemedi.
'5 YIL ADRES TESPİTİYLE GEÇTİ'
Davanın avukatlarından Erdal Kuzu, tanık olarak dinlenen dönemin Dargeçit Kaymakamının gözaltı işleminin, dönemin Savcısı Adem Kul’un talimatı ile yapıldığı ve savcının konuya daha vakıf olduğu yönündeki beyanlarını hatırlattı. Kuzu, bu beyanların gözaltında kaybetme dosyaları açısından çok önemli olduğunu belirterek, bunun üzerine savcının mahkemede beyanlarının alınması yönünde kararı alındığını söyledi. Mahkemenin 5 yıldır bu kişiyi dinlemek için kimi zaman tebligat yoluyla kimi zaman kolluk aracılığıyla işlem yaptığını ifade eden Kuzu, “5 yılımız bu kişinin adresini tespiti ile geçti” dedi. Bu süre içinde kendi yaptıkları araştırmada Adem Kul’un cezaevine girdiği ve tahliye edildikten sonra adli kontrol altında tutulduğunu öğrendiklerini ifade eden Kuzu, bu bilgileri paylaşmalarına rağmen mahkemenin bildiği şekilde savcıyı aramayı sürdürdüğünü belirtti.
‘DAVAYA MÜDAHALE’
Dosyaya gelen son evraklarla birlikte Adem Kul hakkında ceza aldığı dosyadan yakalama kararı olduğunu öğrendiklerini söyleyen Kuzu, “Bu zaman zarfında herhangi bir ağır ceza mahkemesinin rahatlıkla ulaşabileceği bu bilgiyi dosyaya yansıtmamış olmasını tuhaf ve doğrudan bu davaya bir müdahale olarak algıladık. Elinin altında ciddi anlamda kolluk gücü olan, teknik imkanları olan bir mahkemenin bu kişi hakkında yakalama kararı olduğu bilgisine sahip olmamasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. Durumu, bu kişinin karar vericiler tarafından mahkemede dinletilmek istenmediğinin kanıtı olarak düşünüyoruz” diye konuştu.
SAVCININ ÖNEMİ
Adem Kul’un dosya açısından önemine değinen Kuzu, “Bu kişinin önemi 7 sivil yurttaşın kayıt dışı gözaltına alınması esnasında Dargeçit’te yer almıştır. Yine 2 kişinin resmi olarak gözaltına alınması esasında yazıların, talimatın altında imzası bulunan kişidir. Bunun anlatımları ortaya çıkan gerçeği biraz daha perçinleyecektir. Orada yaşananları biraz daha görmemizi sağlayacaktır” diye belirtti.
‘DAVAYI BİTİRMEK İSTİYORLAR’
Savcının nerede olduğu konusunda devletin bilgisinin olmadığına inanmanın mümkün olmadığını aktaran Kuzu, bizzat devletin cezalandırılacağı dava dosyalarında bu tür önemli tanıkların korunduğunu ve saklandığını söyledi. Kul’a dair son bilgilerin duruşma tutanağına yansıtılmasının nedenine dair de konuşan Kuzu, şöyle devam etti:
“Davayı bitirme isteğinden ileri geldiğini düşünüyoruz. Bu tür davalarda verilen kararların ne olduğunu bütün Türkiye kamuoyu bilmektedir. Benzer kararı vermek için de bu kişiyi aramaktan vazgeçmeye bir gerekçe oluşturmak için de bu durum duruşma tutanağına yansıtılmıştır. Bu açıkça bir müdahaledir. 5 yıllık zaman zarfında mahkeme heyetlerinin duruşmaya gereken ciddiyeti vermediği ya da mahkeme heyetine doğrudan bir etkinin olduğunu ya da mahkeme heyetinin görevini ihmal ettiğinin açık bir kanıtıdır. Net olarak belli bir uzlaşma var, bir anlaşma var. 90’lı yılarda yaşanan insan hakları ihlalleri davalarında gerçeğin üstü örtülmek istenmektedir. Bu devlet kararıdır. Bu ceza yargılamalarına bu amaçla bakmaktadırlar.” (Mezopotamya Ajansı)
DARGEÇİT'TE NE OLDU?
Cumartesi Anneleri Dargeçit'te yaşananlarla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
- 29 Ekim - 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/ Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alındı. Dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu bu kişiler Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü.
- Gözaltında tutulanlardan bazıları bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan için “Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler” cevabı verildi.
- Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Seyhan’ın bulunmasından iki gün sonra da onun bulunduğu yer hakkında ailesine bilgi verdiği ve taburda yaşananları üst makamlara aktarma potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle Dargeçit Jandarma Taburunda görevli uzman çavuş Bilal Batırır da kaybedildi. Evlatlarını aramaktan vazgeçmeyen aileler tehdit edildi, gözaltına alındı ve işkence gördü. Kayıplarına ulaşmak için yaptıkları suç duyuruları etkin bir biçimde soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.