Dersim Tertelesi’nde katledilenler anıldı
.
Dersim Tertelesi’nin 86’ncı yıldönümünde gerçekleştirilen anmada konuşan katliamın tanıklarından Raime Kızılkan, “Katliamcı zihniyet hala devam ediyor. 38 içimizde bir yaradır” dedi.
Dersim Tertelesi’nin 86’ncı yıldönümüne ilişkin Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde, katliamın yapıldığı yerlerden biri olan Nazımiye ilçesine bağlı Dallıbahçe’de anma düzenlendi.
Anmaya, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Dersim il ve ilçe örgütleri temsilcileri, kent milletvekili adayı Ayten Kordu, Diyarbakır eski Baro Başkanı Cihan Aydın, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanları Kadriye Doğan ve Musa Kulu, Alevi örgütleri temsilcileri, Pirler ve Dedeler katıldı.
İnsanların katledildiği Çır Deresi’ne doğru yapılan yürüyüşün ardından derenin yanında çıralar ve mumlar yakıldı. Daha sonra dönemin tanıkları yaşanılanları anlattı.
Katliamın tanıklarından Turan Gül, köylerinden 71 kişinin alındığını belirterek, “6’sını Kıl Köyü’ne götürdüler. Hüseyin Çavuş vardı, O’nun evinin aşağısında diğer hepsini öldürdüler. Çok feryat ettiler. O kadar çok çığlık geldi ki katliamın makinelerle yapılması istendi. Rivayete göre Akdoğan’a telgraf çekildi ‘süngüleri bırakın makineli tüfeklere geçin’ denildi. Küçük çocukları dahi okullardan alıp katlettiler. Annesinin kucağında olan bir bebek de nefes alamadığı için öldü” dedi.
‘Bu katliamcı zihniyet hala devam ediyor’
Daha sonra konuşan Raime Kızılkan, “Kara gün diye adlandırdığımız bugünde geldiğiniz için teşekkür ederim. Katliamda benim ailemden 11 kişi katledildi, birçoğu da sürgün edildi. Bu katliamcı zihniyet hala devam ediyor. 38 içimizde bir yaradır” ifadelerini kullandı.
Bir diğer tanık Hıdır Baran da “Aslanlar, Kılıçlar, Yıldızlar ve Yıldırım ailelerini toplayıp gece saatlerinde Çır Deresi’ne götürüp süngüyle katlettiler. Cesetlerin altında kalan bir kadın kurtuldu, 3 gün yaprak yiyerek hayatta kalıyor. İnsanlarımız o dönemde çok eziyet çekti” sözleriyle yaşananları anlattı.
Konuşmaların ardından katledilenlerin anısına dereye karanfil bırakıldı. Anma, Dersimli sanatçı Raber Diler’in okuduğu ağıtla sona erdi.
‘‘Birlik beraberliğimizi nasıl kurduk’ hikayesinin en kanlı sayfasıdır’
Dersim Tertelesi için Kadıköy’de de anma yapıldı.
Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF), Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi tarafından Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda protesto eylemi düzenledi.
Eyleme, Yeşil Sol Parti Eş Sözcü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Turgut Öker, Cengiz Çiçek, Hasan Cemal, Cemil Güngören ve çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Eylem, katledilenlerin anısına saygı duruşu ile başladı.
4 Mayıs’ı “kara gün” olarak nitelendiren DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Sebahat Babayiğit şunları kaydetti:
Dersim 37-38, ‘birlik beraberliğimizi nasıl kurduk’ hikayesinin en kanlı sayfasıdır. Gerçek bir birlik ve beraberlik Dersim 37-38 ile yüzleşmeden, onarmadan mümkün değildir. Dersim 37-38 sadece Dersimlilerin değil ülkemizde yaşayan herkesin sorunu olmalıdır. Bu sebeple Dersim’de devlet eliyle yaşatılan bu tertele bu güne kadar yalan perdesi ile üstü örtbas edilmek istendi. Bu yalan perdesini yırtıp atmak Türkiye halklarının ortak çabasıyla ancak mümkündür. Devletin olanaklarını ellerinde bulunduran bugünkü siyasilerin ileri demokrasi adına yapacakları en büyük iyilik, Dersim dosyasını siyasi malzeme olarak kullanmadan, Dersim’in önemli kara kutusu olan dosyayı açıklamasını sağlamaktır
‘Dersim halkından resmi olarak özür dilensin’
Türkiye’nin resmi olarak özür dilemesi gerektiğini belirten Babayiğit sözlerini şöyle sürdürdü:
Dünyada pek çok örneği vardır. Bu sebeple kurumsal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi geçmişte yaptığı bu hatayı, bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bir kanunla taleplerimizi yerine getirmelidir. Biz Dersimliler hiçbir şeyi unutmadık. Hiçbir şeyi affetmedik. Arşivler açılsın ve Dersim ismi iade edilsin. Dersim halkından resmi olarak özür dilensin. Ailelerinden alınan, evlatlık alınanlar açıklansın. Mezar yerleri açıklansın. Kızılbaş inancına özgürlük tanınsın. Dersim’de doğanın talanına yol açacak projeler iptal edilsin
‘Bu katliam bu ülkeye ve bu ülke halklarına ne sağladı?’
Daha sonra söz alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili adayı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kurmanckî başladığı konuşmasına Türkçe devam etti. Uçar, “Şu soruyu sorarak başlamak gerekiyor. 4 Mayıs’ta başlayan bu katliam, bu tertele bu ülkeye ve bu ülke halklarına ne sağladı? Bu devletin üzerinde yükseldiği tekçilik bugün teklemeye başlamış durumda. Alevilerin inançları, yaşadığı bütün mekanlar Türkiye halkları açısından hak ve hakikate tekabül ediyor. Yok etmek istedikleri bu hak ve hakikatin kendisiydi. Geldiğimiz aşamada başaramadıklarını söylememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Katliam, katliamı yapanlar için bile bir travma’
Uçar sözlerinin devamında katliamın, katliamı yapanlar için bile bir travma olduğunu söyledi. “Birçok belgesel çekildi araştırma yapıldı. Bu katliamı gerçekleştirenler bile yaşadıkları travmayı uzun süre anlatmak zorunda kaldı. Bunu bir de yaşayanlar açısından düşünün” diye sürdürdü sözlerini
“Türkiye’ye giydirilmek istenen tekçilik gömleği en çok Dersimlilerin mücadelesiyle yıkılmış durumda” diyen Uçar tekçilik karşısında süren büyük bir mücadele olduğunu ifade etti.
Uçar son olarak şunları kaydetti: “Biz Seyit Rıza’mızın akıbetinin, Alevi önderlerin mezarlarının akıbetinin açıklanmasını talep ediyoruz. Alevi halkının ve inancının mücadelesi bizim mücadelemiz. Hakikate ulaşana kadar bu hakikatin yürütücüsü olmaya devam edeceğiz.”
Daha sonra eyleme katılanlar oturma eylemi düzenledi. Bu esnada sanatçılar da katliam sonrası yakılan ağıtları seslendirdi. Sonrasında ise denize karanfiller bırakıldı.
Ankara’da da anma yapıldı
Anmanın yapıldığı bir diğer adres de Ankara oldu. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Ana Fatma Cemevi’nde Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak üzere bir program düzenledi.
Burada konuşan DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak Alevilerin mücadeleyi yükseltmek zorunda olduğunu belirterek “Mezarsız, kefensiz yatanlarımızı bir kez daha saygı ile anıyor, devirleri daim olsun. Direnişiniz mirasımızdır!” dedi.
‘Bu destanın yazarı o dönemi yaşayan tanıklardır’
Karabudak’ın ardından Alevi Piri ve yazar Seyfettin Elaldı söz aldı. “Dersim Destanı” adlı şiir kitabını yazan Elaldı: “Yazdığım destanın yazarı ben değilim. Bu destanın yazarı o dönemi yaşayan tanıklardır. Ben sadece sözcükleri bir araya getirdim” dedi. Elaldı, konuşmasını ardından yazdığı “Dersim Destanı” adlı şiiri okudu.
Ankara Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği ise, şube bürosunda anma töreni düzenledi. Anmaya HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Yeşil Sol Parti Ankara 1’inci Bölge Milletvekili adayları Selma Gürkan, Bülent Kaya ve Hatice Göz, Partizan, İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
‘Yüzleşme gerekir’
Açıklamada konuşan Selma Gürkan demokrasinin inşasının ölçüsünün kazanımlar olduğu belirterek “Türkiye tarihi açısından acıları da yaşadığımız bir tarihe sahibiz. Bu yaraların kabuk bağlaması için de bir tarihle yüzleşmesi gerekir. Biz demokrasi mücadelemizin parçası olarak gördük bu hesaplaşmayı” dedi.
“Dersim 35-38’i soykırımdır” diyerek söze başlayan Kemal Bülbül şunları söyledi: “Bu askeri harekat Kürtlere, Alevilere ve dünya insanlığına karşı işlenmiş bir suçtur. Günümüzde Dersim’de yatak odaları izlenmekte, alınan nefes dinlenmektedir fakat buna rağmen hala kaybedilen Gülistan Doku bulunamamıştır. Çünkü devlet kendi kaybetmiştir. 1935’te çıkan Tunceli kanunu 1940’ta kalkacağı belirlenmiş olmasına rağmen yürürlükten kalkmamıştır. Dersim, Kürdistan hatta Türkiye bugün Tunceli Kanunu ile yönetilmektedir.”
Dersim Tertelesi
4 Mayıs 1937 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Bakanlar Kurulu “Dersim Tenkil Kararları” adında özel bir kararname çıkardı. Bu kararname soykırımın resmi belgesi ve başlangıç tarihi kabul ediliyor. Bu kararla birlikte Dersim’e yönelik, “Sel Harekatı” başlatıldı. Resmi verilere göre 13 bin 160 kişi öldürüldü, 11 bin 818 kişi sürgün edildi, köyler yakıldı. Katliam 1938 yılının sonuna kadar sürdü. Seyit Rıza ve oğlunun da aralarında olduğu Dersim’in önde gelen aşiret liderleri idam edildi.
Gazete Karınca
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.