Qadîm Kurdistan tarihi şehirlerinden biridir Cizre. Kurdistan Mîr ve Mirêmîra'ların; kültürü, hoşgörüsü ve adaleti, kuşların kanatlariyla dünyaya gönderen kutsal bir şehir. Mem û Zîn'nin Kurd ulusal bilinci; aşkı, insanı ve ihaneti betimleyen eserin yaratıcı şehri. Ahmedê Xanê'lerin tohum serptiği, geliştiği şehir.

Şimdi Kurderwerlerin mezarları üzerinde dolaşiyor kirli ve kanlı düşmanî rûhların kirli emelleri. Bu şehir bir kez dahaTürk haramilerin işgaline uğradı. Savaş ve işgal elbette bir yıkımdır. Savaşın görünen yüzü; binalar yıkılır, yakılır. Bombalar düşer, patlar insanın kulak zarları çocuk ve kadın çığlıklarından, insanlar parçalanır, ölür, öldürür. Cesetler sokaklarda kalır upuzun sahipsiz. Bu savaştır.. Bu savaşın görünen yüzüdür.

Ama sözkonusu Türk işgalı olunca durum değişir: Sadece binalar yıkılmaz, evler talan edilmez, insanlar öldürülmez, yakılmaz, onda insanlık da öldürülür; İnsanların onuruna, mahremine ve insan olmaktan kaynaklanan bütün değerlerine el uzatılır..Türklük bu y a! İşte Cizre'nin görünmeyen yüzü, ama gerçek yüzü bu.

 Bu görünmeyen yüzün çirkefliğinde kendini ifade ve tatmin ediyor Türklük! Bir kez daha işgal ordulariyla yürüyor qadim Kurd şehirlerin üzerine, ağzı salyalı ve namertçe!

Nurcan Baysal, Cizreye girdi ve gördüklerini yazmak istedi. Bu Cizre'nin görünen yüzü olacaktı. Ama bir kol, arkadan dokunur Nurcan Baysal'a ve "abla bu Cizre'nin görünen yüzü, gel sana görünmeyen yüzünü göstereyim" der. Nurcan Baysal, önce şaşkın şaşkın bakan, ama dokunan eli takip ederek Cûdî Mahallesi sokaklarına peşi sıra girer. Yüzhatları değişmiş, benzi sararmiş ve panik içinde Nurcan Baysal! Ne mı gördü; "Giriş kapısı tarafında koca harflerle "Türk Caddesi" yazılmış, hemen altına da "Bir ölür bin diriliriz"(!) yazıyor'u görüyor. Gencin ardından yola devam ediyor: "Yatak odası olarak kullanılan odada yerde kadın iç çamaşırları var. Yanımdaki genç Cizre'de tahrip edilen tüm evlerde öncelikle kadınların iç çamaşırlarının sergilendiğini söylüyor. Kadın iç çamaşırlarının arasında kadın resimleri de görüyoruz. Oraya buraya atılmış kullanılmış prezervatifler var." diyor. Türklük kendini esir kurdlerin cesetlerinde tatmin ediyor ya! Düşmanın namert olduğu zaman, kural yöntem ve insanlıktan nasibini almadığı zaman, durum büsbütün zorlaşır. Onun için Kurd ataları "düşmanın yiğit olsun, esir düşersen yiğide esir düş" derler. Biz kurdler, namertlere esir düşmüşüz: Savaşta, yağma ve talan peşinde koşan çapulcu, tecavüzcü, barbar ve bu yaptıkları ile övünen bir düşmana esir düşmüşüz. "Kin,insanı düşmanına benzetir", dilerim kurdler türklere benzemez!

 Nurcan Baysal gencin ardından yola devam ediyor: "Mutfak korkunç durumda. Mutfak dolabına oldukça güzel bir el yazısı ile yazılmış bir mektup bırakılmış. Mektupta şöyle yazıyor: "Tarih: 08. Şubat 2016 saat 11.01, (5 Türk liraüsı iliştirilmiş notta): Bizler TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin Asakir'i Mansure i Muhammediye ordusunun mücahidleriyiz. Devletin ve Milletin Bekâsı yolunda Allah için verilen mücadelede rehberimiz daima Kelemullah Kur'an-ı Kerim'dir. Görev icabı kullanıdığımız evinize karşılık olarak nacizane bedelini koyuyorum. Hüsn-ü Gayemiz vatan toprağının küffara karşı müdafasıdır. VATAN SAĞOLSUN Songur Tekir."(!)

Evet bu Türk harami sürüleri Cizre'yi yeniden işgal etti. Biz Kurdler Türk vahşetine yabancı değiliz, tanırız, biliriz. Yaptıkları barbarlıklarla övünen toplumlar, bilinen toplumlardır, aşikardırlar. Bu sefer Türk haramileri sadece kürdün kadim şehrini işgal etmediler. Kürdün onuruna, namusuna el attılar ve "Ne Mutlu Türküm Diyene"(!) diyerek. Evet Cizre'de "ortalık prezervatif, kadın iççamaşırları ile dolu"ydu. Türkler yaptıkları ile övünür ve "Ertuğrul Gazi'nin torunlarına selam olsun..." der. Kimisinin de gördüklerinden dolayi midesi bulanır..İnsanlığından utanır. Evet burası Cizre, kurdün kadim şehri. İnsanlığa ve kültüre beşik'lik etmiş! Cizre arka sokakları kan revan içindeydi.

Türk işgalı sonrası Kadim Cizre'nin esas yaraları, bu arka sokaklarda yatiyor upuzun kanlar içinde. Kürdün onuru ve namusu bu arka sokaklarda biçaklandı .. Ve bir kez daha Türkün barbarlığı bu sokaklarda tescil edildi... Kadim Cizre'nin "Türkün sokağı"nda!