Dışişleri Bakanlığından Avrupa Parlamentosu kararına yanıt: "Terör örgütü yuvalanması"
.
Dışişleri Bakanlığı Avrupa Parlamentosu'nun (AP) "demokrasinin bilinçli olarak geriletildiği" gerekçesiyle Türkiye'yle "üyelik müzakerelerini askıya alma" kararına karşılık verdi: "İlerleme raporu temelsiz" ve "AP, terör örgütü üyelerinin yuvalanmasına izin veriyor."
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nun dünkü birleşiminde kabul ettiği, Türkiye'de hukuk devleti, insan hakları ve demokrasi alanındaki gerilemeler başta olmak üzere pek çok alanda eksiklikler yaşandığı yönünde sert eleştiriler içeren ve "üyelik müzakerelerinin askıya alınması"nı öneren Türkiye raporunun "hiçbir hükmü bulunmadığı"nı açıkladı.
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu önceki akşam görüştüğü 2021 Türkiye Raporu'nu dün oylayarak kabul etmişti. Genel Kurul'daki oylamaya 622 parlamenter katılmış, 67 milletvekili "hayır", 448 milletvekili "evet" oyu verirken, 107 milletvekili de çekimser kalmıştı.
Dışişleri Bakanlığı, "Temelsiz görüşler, bizim için hükmü yok"
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan resmi açıklamada "Raporda yer alan ülkemize dair demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ilişkin iddialar ile Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında bir iki AB üyesinin dar görüşlü çıkar sağlama çabalarını yansıtan temelsiz görüşlerin bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır." denildi.
Dışişleri Bakanlığının resmi açıklaması şöyle:
Ülkemiz ve AB arasındaki ilişkilerin karşılıklı çabalarla güçlendirilmesi ihtiyacı ortadayken, AP'nin sığ ve vizyonsuz bir yaklaşımla bu ihtiyacı görmezden gelerek, raporda önyargılı ve gerçeklikten kopuk değerlendirmelerde bulunmasını kabul etmiyor ve reddediyoruz. AP'den öncelikli beklentimiz, dar görüşlü çevrelerin gündemine alet olmaması ve katılım müzakere sürecinin canlandırılması için AB kurumlarına yönelik teşvik edici bir tutum sergilemesidir. Maalesef AP bugüne kadar bunun tam tersi bir tutum takınmıştır. Terör örgütü üyelerinin AP içerisinde yuvalanmalarına ve terör propagandası yapmalarına dahi müsamaha gösteren AP'nin bu tutumu aslında şaşırtıcı da değildir. AP böylece Türk kamuoyu nezdinde hem inandırıcılığını hem de güvenirliğini yitirmiştir. Bu nedenle, raporda yer alan ülkemize dair demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ilişkin iddialar ile Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında bir iki AB üyesinin dar görüşlü çıkar sağlama çabalarını yansıtan temelsiz görüşlerin bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır. Bizim AB'den beklentimiz, öncelikle tüm AB kurumlarının Türkiye'ye yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi, bu çerçevede katılım sürecinin canlandırılması, Vize Serbestisi Diyaloğu'nun hızlandırılması, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılması, terörle mücadelede işbirliğinin artırılması, göç işbirliği kapsamında özellikle Gönüllü İnsani Geri Kabul Planı'nın hayata geçirilmesidir. Bu konularda atılacak adımları teşvik etmek yerine, Türkiye'yi sığ bir bakış açısıyla değerlendiren bu rapor AP'nin gerçeklerden kopuk, ideolojik ve yanlı tutumunun yeni bir örneğini teşkil etmekte ve sadece AP'nin itibarını zedelemektedir. |
Dışişleri Bakanlığı AP raportörünün çağrılarını ciddiye almadı
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi'n de katıldığı Genel Kurul'da tartışma öncesinde raporunu sunan Türkiye Raportörü Sanchez Amor, oylamanın hemen ardından Twitter üzerinden paylaştığı mesajda da, "Umarım Türk hükümeti verilen net mesaja sağır kalmaz: AB yolunun kapısını kapatmak bilinçli olarak aldığınız bir karardır" ifadesini kullanmıştı. Paylaşımında Türk toplumuna da mesaj veren Sanchez Amor, 'tarih daha yazılmadı' diyerek Avrupa'nın bu tavrının değişebileceğinin işaretini de verdi.
Yanlış hesap: "Jeopolitik olarak önemliyiz"
Yıllık raporların, tam üyelik müzakereleri yürüten ülkelerin AB değerlerine yaklaşımı hakkında düzenli bilgi aktarmayı amaçladığını belirten Sanchez Amor, "Bu raporların temelinde insan hakları, özgürlükler ve hukuk devletinin durumu analiz ediliyor. AB, demokrasilerin klübü olarak kalmaya devam edecek. Sanıyoruz Türkiye'de yanlış bir hesap hatası var. 'Biz jeopolitik olarak önemli role sahibiz, Batı'dan gelen tüm eleştiriler durmalı, üyelik süreci hızlanmalıdır' gibi bir anlayış içindeler. Bu son derece hatalı bir yaklaşım. Raporumuzun merkezinde Türkiye'deki demokratik standartların yıkıcı durumu var. Durum sadece yıkıcı olmakla kalmıyor, giderek daha da kötüye gitmesine yol açan kararlı bir tutum görüyoruz" diye konuştu.
Türk hükümetini sert eleştiren Sanchez Amor, ülkenin 3'üncü büyük partisi HDP'nin kapatılması, 100 kadar belediye başkanının yasadışı hale getirilmesine atıfta bulunarak, "Bütün bunlar seçimlere daha az engelle gidebilmek için. Eğer önümüzdeki seçimler bu eğilimi onaylarsa tam üyelik sürecinin 5 yıl daha sürebileceğine şahsen inanmıyorum" dye konuştu.
"Bilinçli gerileme güvenilirliği kuşkulu kılıyor"
Sanchez Amor, raporda ayrıca dış politikaya ilişkin durumun da analiz edildiğini belirterek, "Son dönemlerde ton daha iyiydi, küçük ilerlemeler oldu ancak temel sorunlarda bilinçli bir geriye gidiş var. Yunanistan ile tansiyon ve gündem yeniden tersine döndü. Bu Türkiye'nin güvenilirliğine ilişkin şüpheleri güçlendiriyor ve Türkiye'nin dünyada izole olmasına katkı sağlıyor. Buna ek olarak savaş Türkiye'ye önemli bir güvenlik aktörü olma şansını sundu. Sonuç alınamasa bile Türkiye'nin arabuluculuk çabaları memnuniyetle karşılandı. Ama bu jeopolitik rol, hükümette içeride baskıları arttırması ve dış eleştirilerin susması şeklinde yorumlandı. Bu parlamento, Kavala, Kaftancıoğlu, Kılıç ve Boğaziçi gibi olaylara sessiz kalamaz. Türkiye'nin jeopolitik rolü bu alanlarda temize çıkması anlamına gelmez" dedi.
Genişlemeden Sorumlu üye:
"AİHM kararlarının uygulanmaması ciddi sorun"
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi de, son 4 yılda hazırlanan raporlarda olduğu gibi Türkiye'nin demokrasi ve hukuk devleti alanlarındaki uygulamalarının kaygı verici olduğunu, bu nedenle katılım müzakerelerinin "askıya alındığını" vurguladı. Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulamamasının ciddi bir sorun olduğunu, Kıbrıs ve Akdeniz politikalarının AB'yi kaygılandırdığını belirtti. Buna karşın, Türkiye'nin Ukrayna krizinde üstlendiği yapıcı rolden memnuniyet duyduklarını, diğer alanlarda da Türkiye ve AB'nin yakın çalışmasını arzu ettiklerini söyledi.
Halkın demokrasi özlemi adına "üyelik süreci devam etsin;
demokratik değerlerin eksikliği nedeniyle "müzakereler askıya alınsın"
AP'nin 2022 Türkiye Raporu'nda, her ne kadar "jeo-politik, güvenlik ve terörle mücadele, göç, iklim, ekolojik dönüşüm ve ticari alanlarda Türkiye önemli bir komşu olmaya devam ediyor" ifadesi yer alsa da; "ülkedeki hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları alanlarında yaşananların kabul edilemeyeceği, bu alanlarda ilerleme olmadan AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlamasının mümkün olmadığı" dile getiriliyor.
Avrupa Parlamentosu'nun Türk halkının demokrasi özlemini desteklemek için "üyelik sürecine devam edeceğini" ancak bütün bu demokratik değerlerin eksikliği nedeniyle "müzakerelerin resmen askıya alınması" talebini yinelediği de belirtiliyor. Özellikle hükümetin, AİHM'in Osman Kavala hakkındaki kararını uygulamaması örneği verilen raporda, "AİHM'e açıkça meydan okuyan Türk hükümetinin, AB ile üyelik sürecini bilerek yok etmek istediği" iddiası da yer alıyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.