Diyarbakır’da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı
.
İstasyon Meydanı'ndaki kutlamalar Devrimci İşçi İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Genel-İş, Diyarbakır Tabip Odası ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon kurulu tarafından organize edildi.
Diyarbakır’daki 1 Mayıs kutlamasında konuşan Genel-iş 1 Nolu Şube Başkanı Kamuran Taş, Cahit Sıtkı Tarancı'nın “Memleket” şiiri ile sözlerine başladı.
Taş, şunları söyledi: "Ülkenin tüm kaynak ve imkânlarının bir avuç ayrıcalıklı zümre ve patronlara ayrılmadığı daha yaşanılabilir bir memleket istiyoruz. Ölümüne çalıştırıldığımız işyerlerinin, açlık ve yoksulluk altında alınan ücretlerin, taşeron köleliğinin, güvencesizliğin olduğu bir memleket değil; çalışırken ölmediğimiz, insanca yaşayabildiğimiz bir memleket istiyoruz. Emeğin ucuz iş gücü olarak kullanılmadığı, en yüce değer olarak görüldüğü bir memleket istiyoruz.
Bizim istediğimiz KHK'ler ve güvenlik soruşturmalarıyla binlerce kişinin ihraç edildiği, barış talep edenlerin cezalandırıldığı, hapishaneleri muhaliflerle, gazetecilerle, halkın iradesi ile seçilmiş belediye başkanları, siyasetçilerle dolu, devletin kendi hukukuna, kurallarına bile uymadığı, demokrasiden uzaklaşmış bir memleket değildir. Bizler; siyasi gerekçeli her türlü cezalandırmanın son bulduğu, devletin hukuka uyduğu bir memleket istiyoruz. Yasaların ve anayasal hakların herkese uygulandığı bir memleket istiyoruz. Demokrasinin olduğu, örgütlenme ve grev hakkının güvence altında olduğu bir memleket istiyoruz. Eğitimin, dağlığın metalaştırılmadığı, tüm kamusal hizmetlerin hak olarak görüldüğü bir memleket istiyoruz."
'BİZİM DEĞİL PATRONLARIN YÜZÜNÜ GÜLDÜREN BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ'
KESK MYK Üyesi Gönül Kural Şimşek, savaşın ve krizin emekçilerin omuzlarına bildirilmediği bir düzeni inşa etmenin yolunun birleşmekten geçtiğini söyledi.
Şimşek, şöyle konuştu: "Emeğimizle insanca yaşama mücadelesi veriyoruz. Güvenceli, kadrolu çalışma hakkımız yok sayılır. KHK ile kamu emekçileri hukuksuzca ihraç ediliyor. Kapitalist barbarlığın yarattığı tahribatın faturası halka kesiliyor. Savaşın alevleri işçileri yakıyor, milyonlarca insan yerinden yurdundan ediliyor. Seçmenin seçim hakkı yok sayılıyor, cezaevlerinde işkenceler yapılıyor. Savaşlar ve işgallerle ekmeğimiz küçülüyor. Kadına yönelik şiddet, iş yükü artıyor. İstanbul Sözleşmesi iktidarın hedefi oluyor. Barış isteyen akademisyenler AYM kararına rağmen işlerine iade edilmiyor. Bizim değil, patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez. Herkesin insanca çalıştığı, ekonomik krizlerin emekçilere fatura edilmediği, grevlerin yasaklanmadığı, düşünce özgürlüğünün suç sayılmadığı, işkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Kadınlara yönelik cinsel istismarın, şiddetin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Bu düzeni birleşerek değiştireceğiz.”
Ardından yerine kayyım atanan tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın mesajı okundu.
'BU SÖMÜRÜ DÜZENİ KADER DEĞİL'
TTB Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, iktidarın politikaları sonucu her geçen gün krizin giderek daha da derinleştirdiğini ve emekçilerin yaşayamaz duruma geldiğini ifade ederek, "Zenginleri daha da zenginleştiren, yoksulları daha fazla yoksullaştıran bu kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliklerin sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik büyürken diğer yanda patronlar, sermayedarlar servetlerine servet katıyor. Bu siyasal iktidarın politikaları nedeniyle her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Her gün ekonomik krizin ağır bedelini ödüyoruz. Milyonlarca kişi açlık sınırında yaşıyor. Bu düzenin çarkları hepimizi eziyor. Bu düzen bizleri öldürüyor. Ülke kaynakların bir avuç zengine peşkeş çeken bu bozuk düzen nedeniyle yoksullaşan emekçiler, geniş halk kesimleri, işçileri gibi biz hekimler, biz sağlık çalışanları da geçinemiyoruz. Aylardır alanlarda “Emek bizim, söz bizim” dedik. Demeye de devam ediyoruz. 29 gün sonra Ankara’da, Beyaz Miting’de, hep birlikte “Emek bizim, söz bizim, sağlık hepimizin” diye bir kez daha haykıracağız. Hastaneleri işletme, hastaları müşteri, sağlık çalışanlarını da köle gören anlayışa karşı toplumun sağlık hakkı için itirazı bir kez daha yükselteceğiz. Toplumda sağlıksızlık üreten tüm nedenlere karşı mücadele ediyoruz. Savaşlara, adaletsizliğe, baskılara, zulme, açlığa, yoksulluğa, bu gezegeni daha fazla kâar uğruna tüketim nesnesi görenlere, yaşamlarımızı tüketenlere, umutlarımızı hapsedenlere karşı mücadele ediyoruz. Bize dayatılan bu sömürü düzeninin kader olmadığını biliyoruz. Bizler, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini yaratanlarız. Birlikte değiştirecek gücümüz, bitmeyen umudumuz var" dedi.
Konuşmaların ardından 1 Mayıs mitingi konserle devam etti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.