Diyarbakır’da 5 yılda, 200'den fazla petrol sahası faaliyete geçti
.
Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, son 5 yılda Diyarbakır kent sınırları içerisinde 200’den fazla petrol arama ve çıkarma sahasının faaliyete geçtiğini duyurdu.
Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, son 5 yılda Diyarbakır kent sınırları içerisinde 200’den fazla petrol arama ve çıkarma sahasının faaliyete geçtiğini duyurdu. Baro açıklamasında, “Yetkililere çağrı yapıyoruz; Amed’in doğasını petrole bulamayın. Bu talana bir an önce son verin" ifadelerine yer verildi.
Diyarbakır'daki tarım arazilerinin, mera ve ormanlık alanlarda petrol sahalarının kurulduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Son 5 yılda petrol arama, çıkarma faaliyetleri nedeniyle kentin tarımsal alan kaybı 35 bin hektardır. Bismil ve Ergani'de su kuyularına petrol karıştı. Yine Bismil ve Ergani ilçelerinde SİT alanlarında hukuki olmayan petrol aramalarına karşı dava açıldı" denildi.
"Bismil ve Silvan'da su kuyularına petrol karıştı"
Petrol arama ve çıkarma faaliyetlerinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu alınmaksızın çıkarıldığı belirtilen Diyarbakır Barosu açıklamasında, "Halk sağlığını ve kamuyu ciddi derecede etkileyen bu faaliyetin, çevreye olan etkisinin tespitine ve alınması gereken tedbirlere dahi gerek görülmeden uygulanması hukuka aykırıdır. Petrol kompleks yapısında barındırdığı benzen, toluen, etilbenzen ve birçok heterosiklik ve polisiklik bileşenler ile toksik ve zehirli etki yapmakta, petrolle beraber yeraltından çıkan sıvı ve gazların ise radyoaktif (radyasyon) özelliği bulunmaktadır. Petrolün doğadaki tahribatı 200 ile 500 sene sürebilmektedir. Petrol faaliyetlerinin; canlılar ve kaynaklar üzerinde kansorejen ve yaşamı yok edici özelliği bulunmaktadır. Petrolün; aranması ve çıkarılması esnasında da kostik gibi tehlikeli kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Yer altında patlatma yöntemiyle yapılan petrol arama faaliyetleri sırasında; kimyasalların, yer altı su kaynaklarına ve bölge halkının su kuyularına karışmaması için yer altı su etütleri yapılmalı ve Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliğindeki şartlara harfiyen uyulmalıdır. Fakat rant hırsını, halk sağlığından ve kanunlardan üstün tutan anlayış, maalesef su kaynaklarımızı ve doğamızı yok etmektedir. Nitekim Bismil ve Silvan İlçelerinde petrol arama, çıkarma faaliyetleri sırasında yurttaşların su kuyularına petrol ve kimyasal maddeler bulaşmış; su kuyuları kullanılamaz hale gelmiştir" denildi.
"Bismil ve Ergani'de karşı dava açıldı"
Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu, vatandaşlardan gelen şikayet üzerine, hukuki sürecin başlatıldığı ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:
"Resmi Gazetede büyük ova koruma alanı ilan edilen, tarımsal SİT alanı olması nedeniyle çivi dahi çakılamayacak Bismil ve Ergani ilçelerindeki 1.sınıf tarım arazilerinde; hukuksuzca ilan edilen petrol arama, çıkarma faaliyeti işlemlerine karşı Baromuzca iptal davası açılmıştır. Çermik ilçesinde Önemli Doğa Alanı (ÖDA) kapsamında kalan bir tarım arazisine 'ÇED Gerekli Değildir' işlemiyle yapılması planlanan petrol arama, çıkarma faaliyetine karşı Baromuzca iptal davası açılmıştır. Silvan ve Hazro ilçelerinde petrol faaliyetleri nedeni ile oluşan petrol sızıntısı sonucu meydana gelen 29.03.2024 tarihli çevre felaketine dair ortak suç duyurusunda bulunulmuş; ayrıca Sağlık Bakanlığı, DSİ, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yazılı başvuru yapılmıştır. Yine rant hırsıyla yürütülen bir petrol faaliyeti sırasında kamu oyuna da yansıdığı üzere; 23.02.2024 tarihinde Silvan İlçesinin Duru Mahallesindeki petrol kuyusunda devasa bir patlama olmuş; 1 işçi ölmüş, 1 işçi de ağır yaralanmıştır. Baromuzca bu süreçle ilgili de suç duyurusunda bulunulmuş ve faaliyetlerin durdurulması için Diyarbakır Valiliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne başvuru yapılmıştır."
Bu talana son verin!
Diyarbakır Barosu açıklamasının son bölümünde, yetkililere çağrıda bulunularak, "Hali hazırda, petrol sahaları için tam tersi bir politika izlenmekte, ulusal ve uluslararası hukuku ihlal edilerek su kaynaklarına, ormanlık alanlara, tarım arazilerine ve vatandaşlarının sağlığına tehdit oluşturulmaktadır. Petrolün kendisi ve petrol faaliyeti yapan şirketlerin rantı; içecek suyumuzdan, temiz havamızdan ve gıdamızdan daha değerli değildir! Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak rant sarmalına karşı şehrimizin doğasını sonuna kadar savunamaya devam edeceğiz. Yetkililere çağrı yapıyoruz; Amed’in doğasını petrole bulamayın. Bu talana bir an önce son verin" ifadelerine yer verildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.