Diyarbakır’da engellemelere rağmen 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı dolayısıyla yapılan açıklamada Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması talebi yinelendi.

Diyarbakır’da Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen, siyasi partilerin temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin de katılım gösterdiği yürüyüş ve açıklama engellemeye rağmen yapıldı.

Bağlar’daki Koşuyolu Parkı’na gerçekleştirilmek istenen yürüyüşün güzergahı polis tarafından kapatılırken pek çok kere “Dil olmadan hayat olmaz” (Bê ziman Jîyan nabe) sloganı atıldı.

Kürt Dil Bayramı’na ilişkin pek çok pankart ve dövizin taşındığı yürüyüşün ardından ortak açıklama yapıldı.  

“Devlet Kürt halkından özür dileyecek”

Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) Eşbaşkanı Rıfat Roni, dilin yasaklanmasıyla farklı bir yaklaşımın söz konusu olduğunu belirtti ve devletin, yaklaşımını nedeniyle özür dileyeceğini söyledi:

"Bizler bir gün bu halkın ve toplumun özlediği barış resmini oluşturmak istiyoruz, barış içinde yaşamak istiyoruz. Dünyada bir sürü sorun yaşanmaktadır.

Almanya'da Berlin Duvarı halkları ayırıyordu. Başka ülkelerde benzer uygulama ve yasaklar söz konusuydu. Aborjin halkı Avustralya halkı tarafından 100 yıldır ayrımcı politikalara uğradı. Avustralya devleti Aborjinlerden en sonunda özür diledi. Bu devlet de elbet Kürt halkından özür dileyecek.”

Ortak açıklamayı yapan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizîrî, bayramı kutlamak için bir araya geldiklerini söyledi ve yürüyüşün engellenmesini kınadı.

Cizîrî, Hawar Dergisi’nin ilk sayısının çıktığı günün Kürt Dil Bayramı olarak kabul edildiğini hatırlattı.

“Kürtçe resmi ve eğitim dili olmalı”

99 yıldır süren baskı ve asimilasyon politikalarının Kürt dili ve kültürü üzerinde sürdüğünü belirten Cizîrî, şu ifadeleri kullandı:

"Bu inkar siyaseti büyük bir ayrımın ve savaşın nedeni olmuştur. Ortak yaşam isteniyorsa Kürt dili önündeki engeller kaldırılmalı, Kürtçe resmi ve eğitim dili olmalıdır.”

Rûdaw