Doğru Okuyup Doğru Çözüm Üretmek
Günlük yapılan vahşetler ve asıl sebepleri “Bataklığı kurutmadan sivrisineklerle Mücadele”
Değerli okuyucular, bir kadının boğazının kesilmesi elbette dehşet vericidir! Sizler olayın sonuçlarına göre değerlendirme yapıyorsunuz. Olayı yaratan nedenlere-Sebeplere bakmazsanız, olayı doğru bırakıp çözüm de öneremezsiniz. Biliyorsunuz “Çevre koşulları insanı âlim de yapar, zalim de” Eğitim sistemi bozuk, iletişim araçları geliştirici değil uyuşturucu, kör edici ve şartlandıran bir eğitim. Bilimden uzak, insan sevgisinden uzaktır. Ülkenin yönetim şekli bozuktur! Sömürgeci bir devlet politikası egemendir!
Devlet politikasıdır tüm bunları yaratan. Bir Ülkenin siyasi politikası şiddet, ölüm, istila üzerinde kurulursa, tvlerde Kurtlar vadisi gibi tamamıyla şiddet içeren filmler halka gösterilirse, o millet nasıl yetişir? Bir eti kapalı bir naylona bırakın ve güneşe bırakınız! O et bozulur, et olmaktan çıkar, başkalaşır ve kurtçuklar peyda olur. Gece gündüz, hep Kürdlerin Dünyada bir statü ve hak sahibi olmaması için için çalışıp mücadele ederler. Bu politika yüz yıldır sürdürülüyor, ölüm, yıkım ve gözyaşlarından başka ne getirdi? Oysaki Avrupa’da olduğu gibi, eşitlik temelinde iktidar paylaşılıp ülke yönetilir ve bu mesele de bitebilir. Herkes mutlu olup, tüm sorunların önü açılabilir! Türkiye devleti tüm politikasını Kürdlerin susturulup sindirilmesi üzerine projeleştirmiştir. Oysaki deve kuşu gibi kafayı kuma gömmekle olmuyor. Türkiyede Türklerin dışında 25 milyona yakın Kürdler de yaşıyor. Bunların ulusal hakları çözülmedikçe Türkiye’de hiç bir sorunun çözülemeyeceğini herkes bilmelidir. Yoksa hep böyle bataklıkta yürüyen ve bir türlü rahat edemeyen yabani yaratıklar gibi olunur. Bu sorun temel bir sorundur, bunu artık görme zamanı gelmiştir.
Sizler Ülkenin genel gidişatına bakmıyorsunuz? Suriye’de, Irakta masum Kürdlerin yurtlarını allak bullak edip, hergün askeri gösteriler yapılıyor, hep ölüm, ölüm üzerine ülke yönetiliyor. Bu gereksiz “ savaş yatırımları “ yüzünden, ülke iflas etmiş, insanlar yoksulluktan dolayı yıkıma uğrayıp, kafayı yemiş. Üretim ve vatandaşların refahı için hiç bir yatırım yapılmamaktadır. Aklıselim düşünemez olmuştur. Aklı başında olanlar da korkudan ya siniyorlar ya da ceza evlerini boyluyorlar.
Anlatılacak ve söylenecek çok şey vardır, ama buraya sığdırmak mümkün değildir.
Üç büyük şehrin belediyeleri gasp edilip Kürdlerin iradelerine el konulup kayyumlar atandı.Millet sinmiştir.Fakat bu uygulama PKK'nin elini güçlendirir..Şiddetten usanan tabanına,şöyle der: “Bakınız barışçıl yolları kapatıyorlar,bize silahtan başka yol bırakmıyorlar” deyip yine güç kazanmalarına sebep olacaktır.Bunun bu amaçla yapıldığını düşünüyorum. Hükümet de diyecek işte, PKK durmuyor deyip ,savaş politikasını sürdürecek gibi .Böyle giderse bugünleri ararız .Alman profesörün durumuna düşeriz! Hitler başa geliyor” Öğrencileri: Hocam darbe oldu, tüm komünistler yakalandı! Bana ne diyor ben komünist değilim. Ertesi gün, hocam sosyalistleri de tutukladılar, yine bana ne ben sosyalist değilim diyor. Ertesi gün, hocam sosyal demokratları da topladılar diyorlar! Ben bir profesörüm bana ne diyor!
Hoca diyor ertesi gün kapım da çalındı! Artık yapılacak bir şey kalmamıştı, çok geç kalmıştım!” diyor. Evet, ben PKKli değilim. Politikasını hiç benimsemem. Ama ben bir kürdüm. Kürdlerin millet olmaktan doğan tüm haklarını da savunurum. Hiç de şiddeti savunmuyorum! Sizler de Kürdleri vuruyorlar, bize ne diyorsunuz çoğunuz! Ama yarın sıra bize de, size de gelecek... Hiç sağa sola, hayallere kapılmayalım, Türkiye’ye demokrasinin gelmesi ve huzurun sağlanması için Kürd ve Kürdistan’ın halklarının hak, adalet, özgürlük ve eşitlik temelinde çözülmesine bağlıdır, başka yolu yoktur!
ŞEREF YALÇIN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.