Dr. Adnan Güllüoğlu: Yaklaşan seçimler için neler yapılabilir
.
Dr. Adnan Güllüoğlu
Türkiye'de statükonun (Anayasanın ilk dört maddesi) devamından yana olan partiler tekçi çizginin dışına çıkmazlar. Bu nedenle sağda ve solda yer aldıklarını iddia etmelerinin hiç bir önemi yoktur. Çünkü bu partiler statükonun devamı için önce düşman kitle yaratırlar. Sonra sağ yada sol düşünceden alıntılar yaparak Türk Tipi sağ yada sol parti oluştururlar. Bilinen anlamı ile en solda olduğunu iddia edenler bile statükocudur ve tekçi düşünür. Gerekli görüldüğünde tekçi düşüncenin devamı için DSP+ANAP+MHP ya da DYP+SHP gibi koalisyonlar kurarak birlik olurlar.
Bu güne kadar bu anlayış ile gelindi. Büyük Orta Doğu Projesi sonrası dünyada ve Ortadoğu’daki gelişmeler sonunda statükonun devamı konusunda farklı ve uzlaşmaz çelişkiler ortaya çıktı. Rojava'daki direnişin yok edilmesinde fikir birliği olmasına rağmen, İŞİD ve Suriye'deki Nusayri inancına sahip yönetime karşı farklı bakış açıları statüko anlayışında çatlaklar oluşturdu. CHP'nin antidemokratik yasaların çıkmasındaki katkıları, yapılan hak ihlallerine sessiz kalması da yeterli olmadı. Yollar uzlaşmaz biçimde ayrıldı, CHP, SP ve İYİ Parti eskide statüko anlayışında direnirken AKP ve MHP özellikle dış politikadaki tercihleri ile yayılmacı ve fetih ruhu ile yeni bir statüko anlayışı oluşturma çabasına girdi.
Son yangından iktidar ve muhalefetin yaşanan felakette bile bir araya gelemeyeceği ortaya çıktı.
Muhalefet iktidarda olsa bir günde yangını söndüreceklermiş gibi ayakları havada açıklamalar yaparak iktidarı suçluyor. İktidar da beceremediği kriz yönetiminin üstünü örtmek için işin kolayına kaçarak yangının çıkmasını üstüne yıkacak birilerini arıyor. "Dış güçler" olamayacağına göre günah keçisi yapılmak ve kuşkular yaratmak için seçilen yine her zamanki gibi Kürdler oldu.
Oysa muhalefetin iktidara karşı yapamadığını yangın yaptı. Yangın sadece ormanları değil AKP'yi de yaktı.Türk Tipi Başkanlık Sistemi'nin çağın gerisinde bir anlayış olduğunu ortaya çıkardı. İktidar ve muhalefet yangına karşı birlikte çaba göstermek yerine birbirini suçluyor. Daha geçenlerde Almanya'daki yaşanan felaketi bölgesine giden Şansölye Merkel partisine muhalif olan Belediye Başkanı kadın ile el ele tutuşup kameraların karşısına geçti ve birlik mesajı verdiler. Türkiye'de belediye başkanları bakanların yangını durdurmak için alınacak önlemlerin tartışıldığı toplantılara çağrılmıyor. Yine yaşanan her felakette olduğu gibi halka yardım yapmak yerine ilk akla gelen İBAN numarası vermek oldu. Dersim`deki eş zamanlı çıkan, yada çıkarılan yangına müdahale edilmediği gibi belediye başkanı Maçoglu'na ve toplanan halka engel olunmasının nedenleri bilindiği için bir yere kadar anlaşılır. Ancak Akdeniz ve Ege bölgelerinde yüzlerce yerde çıkan yangına karşı günler sonra askerin yardıma gelmediği anlaşılır bir şey değil.
Artık acıda ve sevinçte bir araya gelemiyorlar. Kılıçlar çekilmiş ve halkında bölünmesi için ellerinden gelen çabayı yapıyorlar. Bu saatten sonra bir araya gelmek için oluşturabilecekleri miadı dolmuş asimile politikası dışında başka bir ortak hareket edebilecekleri zeminleri de kalmadı. Kürdleri dıştalayan iki anlayışın artık sorunlara çözüm getiremeyeceği ortaya çıktı. Kerhende olsa inanç için iktidara, yada faşizme karşı diyerek muhalefete oyları bölerek vermenin İnsan Hakları, Demokrasi, Adalet ve Eşitlik mücadelesine hiç bir katkısı olmayacaktır. Önümüzdeki seçimin sonuçlarını belirleyecek olan az sayıda kritik oyların olacağı beli. Bunun kıymetini bilerek İnsan Hakları, Adalet, Demokrasi ve Eşitlik ilkeleri ile parti ve kuruluşlar bir araya gelerek yurtseverleri toparlayacak bir birlik oluşturulmalı. Bu birlik ile iktidarı yada muhalefeti şartsız desteklemek yerine ortak ilkeri yazıya dökülmesi şartı ile ikisinden biri ile ittifak kurulabilir.
05.08.2021
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.