Dünya basını Kudüs'ü nasıl gördü?
Küresel ölçekte yankı uyandıran Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, Dünya basınının ilgi odağı.
Al Quds: Arap dünyası gücünü kullanmıyor
Arap liderlerin Trump'ın kararlarına tepkilerini faydasız bulan Filistin gazetesi Al-Quds, daha etkili adımlar atmalarını istiyor:
“Amerikan başkanının bölgeyi ziyaretinin üzerinden çok zaman geçmedi. Ziyaretin sonunda 500 milyar dolar ve ülkesinin ekonomisi için sayısız sözleşmeyle geri döndü. Arap ve İslam devletlerindeki protestolar ciddiyse şayet, yapılacak ilk şey ABD'yle ekonomik işbirliğinin durdurulması ya da sınırlandırılmasıdır. Bu ülkeler neden ABD elçilerini ülkelerine geri gönderip aleyhimize çalışan başkanlarıyla konuşmalarını istemiyorlar? ... Trump'ın kararının arkasında ABD'deki güçlü Yahudi lobisinin olduğu muhakkak. Haklarımızı savunmak için neden biz de bu yollara başvurmuyoruz?”
The Economist: Kudüs'e iki ABD büyükelçiliği gerek
Bu gelişmelerden sonra ABD'nin Kudüs'te iki büyükelçilik açması doğru olacaktır, diyor İngiliz The Economist:
“Donald Trump Kudüs konusuna hiç girmese daha iyi ederdi. Bu konu İsraillilerle Filistinliler arasındaki barış çözümünü taçlandırmak üzere elde tutulmalıydı. Ama Trump illa her şeyi altüst etmeye karar vermişse çok daha kökten bir tavır sergilemeli. Kudüs'te sadece bir değil, iki büyükelçilik açmalı. Bunlardan biri İsrail'le ilişkileri düzenler, Doğu Kudüs'teki diğeri de, ABD'nin tanıyacağı Filistin devletiyle ilişki kurar. İki devlet ve iki ulus için iki büyükelçilik: İşte bu gerçekten yenilikçi bir yaklaşım olur.”
Adevârul:Yeni arabulucu Rusya mı olacak?
Adevarul (Romanya), Orta Doğu'da arabulucu olarak ABD'nin yerini kim alabilir, diye soruyor:
“Filistin açısından Birleşmiş Milletler'in arabulucu olması artık söz konusu değil. O halde bu rolü kim üstlenecek? 'Hangi tarafsız' ülke, hangi kişi devralacak bu görevi? Bu konuda kimi ipuçları şimdiden görülmeye başlandı. Osmanlı döneminden beri Türklerin davranışlarını unutmayan pek çok Arap ülkesinin gözünde Türkiye de uygun bir aday olarak kabul edilemez. Bu yüzden bu ülkelerin çoğu gözlerini, Soğuk Savaş süresince istikrarın güvencesi olan eski sadık dost Rusya'ya çevirmiş durumda.”
Salzburger Nachrichten: Her iki taraf da at gözlüğü takmış
Salzburger Nachrichten (Avusturya), Trump'ın konuşmasında İsrail'in de Filistin'in de ne duymak istiyorlarsa onu duymuş olmalarından şikayetçi:
“Trump İsrail'in sınırlarını Kudüs'ün içinden geçirerek aslında şehri bölmüş oldu. Trump, hala anlamayanlar için sadece 'iki tarafın da kabul edeceği' bir çözümü desteklediğini tekrarladı. Böylece Filistinlilere Doğu Kudüs'ün geleceğiyle ilgili veto hakkı vermiş oldu. Ama çarşamba günü İsrail'de de, Filistin'de de bu ayrıntılar görmezden gelindi ve herkes dört elle kendi anlattığı hikayeye sarıldı. Trump'ın yardımcısı Mike Pence'in inceleme görüşmeleri yürütmek üzere Ortadoğu'ya yapacağı bildirilen ziyaret, Başkan Trump'ın konuşmasının gerçek içeriğini açıklamaya hizmet edecektir.”
El Mundo: Arabuluculuktan kundakçılığa
ispanyol El Mundo, Trump'ın karşı hamlesini sorumsuz ve akıl dışı olarak nitelendiriyor:
“[Trump] Dünyanın en güçlü devletinin başında geçirdiği bir yılın ardından, en önemli sorumluluğunun çatışmaları çözmek ve mümkün olduğunca yeni çatışma yaratmamak olduğunu hala anlamamış görünüyor. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaya karar vermesi, bugüne kadar yaptığı hataların belki de en büyüğü. Bu karar Ortadoğu'daki istikrarsızlığı daha da arttırabilir ve İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını öteleyebilir. Uluslararası bir koruyucu güç olarak ABD, iki taraf arasındaki bitmek bilmez anlaşmazlıkta daima hakem ve arabulucu olarak çalıştı. Ancak Tel Aviv tarafına geçmesiyle etkisini kaybedecek ve durumu daha da kötüleştirecektir.”
Tages- Anzeiger: İslamcı terör yuvalarının ekmeğine yağ sürülecek
Trump'ın kararı karşısında İslamcı teröristler ellerini ovuşturuyor, diyor İsviçreliTages-Anzeiger:
“Kriz bölgesinde yeteri kadar acı çekilmemiş gibi, şimdi yeni bir gerilimin eşiğindeyiz. Filistinliler üç günlük 'ulusal öfke' ilan etti, Hamas suikast tehditleri savuruyor. ... Yeni bir İntifada, barış sürecini bloke etmekle kalmayıp bunu yok edecektir. Bu krizden kârlı çıkacak olanlar IŞİD, El Kaide ve bütün diğer İslamcı terör yuvaları olacaktır. Arapların El Kuds dedikleri Kudüs, özellikle Sünniler için Mekke ve Medine'den sonra en kutsal üçüncü şehir. ABD elçiliğinin Kudüs'e taşınması, tıpkı Trump'ın Müslümanlar'a uyguladığı ABD'ye giriş yasağı gibi propaganda için bulunmaz fırsat. Avrupa da bu durumdan etkilenecektir. Trump bir kez daha dünyayı tekinsiz bir yer haline getirmeyi başardı.”
AFTONBLADET: Trump İsrail'in yerleşim politikasını destekliyor
İsveç basınından Aftonbladet, Kudüs kararı, İsrail'in yerleşim planının kesinleşmesidir, diyor:
“[Bu] Yerleşim planı, müzakerelerdeki esneklik alanını adım adım azaltıyor. Bu durum, özellikle Filistin'e ait bölümün İsrail'in yerleşim merkezleriyle dolup taştığı Kudüs için çok hayati. ... Trump'ın ABD elçiliğini Kudüs'e taşıma ve İsrail'in taleplerini tanıma kararı, öncelikle İsrail'in yerleşim siyasetinin tanınması, bu da ABD'nin uluslararası hukukun ihlalini kabul ettiği ve yaptırım uygulayacağı anlamına geliyor. Bu karar en kötü ihtimalle daha fazla şiddete yol açar. Gerçekleşmesi kesin sonuçlardan biriyse, küçücük olan umutların daha da ufalması ve ABD'nin bölgedeki nüfuzunu kaybetmesi olacaktır.”
The Daily Telegraph: Risk fazla abartılıyor
Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, İngiltere basınından The Daily Telegraph'a göre, İsrail ile Filistinliler arasındaki çatışmayı yeniden alevlendirmek zorunda değil:
“ABD başkanı öncüllerinin bu sorunu çözmeyi başaramadığını, bu yüzden şimdi başka bir şey denemenin yerinde olduğunu söyledi. ... Filistin sorunu artık Arap ülkelerinin olmazsa olmazı değil. İsrail'le uzlaşmayı Ortadoğu'daki bütün sorunların tek çaresi olarak da görmüyorlar. Suudi Arabistan gibi ülkelerin can düşmanı artık İsrail değil, İran. Nitekim bu yüzden Arap dünyasının siyasi liderleri daha çekimser bir tutum içerisinde davrandı.”
Die Welt: Doğru Bir Adım
Alman Die Welt gazetesi ABD'nin İsrail'in Kudüs'le ilgili taleplerini desteklemesini doğru bulmuş:
“İsrailliler hükümet binalarını, Kudüs hala ikiye bölünmüş haldeyken ve İsrail sadece kentin batısına sahip, Doğu Kudüs ise henüz Lübnan hakimiyetindeyken inşa etmişti. Demek ki Kudüs, İsrail'in Doğu Kudüs'ü de ele geçirdiği 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan önce de İsrail'in başkentiydi. Bunun tanınması hiç kuşkusuz İsrail ve Filistinliler arasındaki barış görüşmelerinin sonuçlarını önceden belirlemeyecektir. Tarafların anlaşması halinde Filistinlilerin de Doğu Kudüs'ü başkent ilan etmelerinin önünde hiçbir engel yok.”
Huffington Post İtalia: İran'a karşı yeni bir eksen
Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap dünyası Trump'ın ilgili kararına göz yumacak olursa Tahran'a karşı kurulacak bir ittifakın önünde hiçbir engel kalmaz, diyor Huffington Post Italia'nın yazı işleri müdürü Lucia Annunziata:
“İsrail hükümetinin inancı, iktidar mücadelesiyle geçen son birkaç yılın ardından Arap kamuoyunda, İsrail'in aslında iyi bir müttefik olduğu görüşünün yayıldığı, İsrail'in hem terörle mücadelede hem de İran karşısında fonksiyonel de olsa iyi bir ortak kabul edildiği yönünde. Dolayısıyla Kudüs de dahil olmak üzere yeni bir paylaşımın, bölgede yeni bir düzen kurmanın ve bu sırada İsrail'in aktif rol üstlenmesinin mümkün olduğunu düşünüyorlar. Bunu da, tıpkı İsrail gibi İran'ı her ne koşulda olursa olsun frenlemek isteyen reform taraftarı Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yardımıyla yapmayı planlıyorlar.”
(euro topics)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.