Dünya Üniversite Sıralaması'nda Türkiye yokuş aşağı

Dünya Üniversite Sıralaması'nda Türkiye yokuş aşağı

.

A+A-

Türkiye eğitim alanında her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Uluslarası değerlendirmelerde Türkiye'deki üniversiteler sıralamalarda yer bile bulamıyor.

Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, üniversitelerdeki başarısızlık her geçen gün artıyor. Yüzde 62,5’i AKP döneminde açılan üniversiteler akademik başarıdan çok usulsüzlükler, akademisyen eksiklikleri, kadrolaşma ve atıl binalarla gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Zaman zaman haksız değerlendirmeler yapıldığını görüyoruz” dediği yeni kurulan üniversitelerdeki kan kaybı raporlarla ortaya konuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerin her geçen gün daha da güçlendiğini söylese de uluslararası değerlendirme kuruluşları, YÖK ve Sayıştay’ın raporları vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Eğitim kaliteleri itibarıyla gün geçtikçe daha da geriye giden üniversiteler, son yıllarda akademik başarılardan çok usulsüzlükler, öğretim üyesi eksiklikleri, atıl binalar ve kişiye özel ilanlarla gündeme geldi.

Uluslararası değerlendirme kuruluşu Times Higher Education’ın (THE), Dünya Üniversite Sıralaması 2022 raporu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerinin aksine akademideki yokuş aşağı gidişi gözler önüne serdi. Rapora göre Türkiye’den yalnızca bir üniversite ilk 500’e girebildi. Çankaya Üniversitesi, 401-500 aralığında sıralanarak Türkiye’deki üniversiteler arasında birinci olurken Koç Üniversitesi ile Sabancı Üniversitesi’nin sıralaması 501-600 aralığında ifade edildi.

Özel üniversitelerin yüzde 65,2’si 2003-2012 yıllarında açıldı. İktidarın, “Her ile bir üniversite” sloganıyla teşvik ettiği özel üniversiteler, ihtiyaca bakılmaksızın hemen her kentte adeta mantar gibi türedi. Uluslararası değerlendirme kurulu THE’nin yanı sıra, YÖK’ün vakıf üniversitelerine yönelik raporu da tehlikeye dikkat çekti. Rapora göre Türkiye genelindeki 77 vakıf üniversitesinden 29’unda öğrenci başına düşen açık alanların metrekaresi 20’yi geçmedi. En fazla açık alana sahip ilk üç üniversite ise sırasıyla Başkent, Bilkent ve Sabancı üniversiteleri oldu. Başkent Üniversitesi’nin sahip olduğu toplam açık alan metrekaresi kayıtlara, 3 milyon 879 bin 896 metrekare olarak geçti. En az açık alana sahip olan kurumun ise yalnızca 841 metrekarelik açık alan ile Ataşehir Adıgüzel MYO olduğu belirtildi.

Vakıf üniversiteleri, öğrenci başına düşen kütüphane alanı verileriyle de sınıfta kaldı. Öğrenci başına düşen kütüphane alanı itibarıyla İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, 7,39 metrekare ile ilk sırada yer alırken en yakın takipçisi Ostim Teknik Üniversitesi’nin öğrenci başına düşen kütüphane alanı 3,24 metrekare oldu. Verilere göre, 77 üniversiteden 65’i öğrenci başına 1 metrekare dahi açık kütüphane alanı sunamadı.

Planlama yapılmadan açılan fakülte ve bölümler, akademisyenlerin mağdur olmasına yol açtı. Hiçbir öğrenci tercih etmediği için boş kalan bölümlerin ardından birçok üniversitede de akademisyeni olmayan bölümler olduğu öğrenildi. Sayıştay’ın 2020 yılında üniversitelere yönelik gerçekleştirdiği denetimler ile Kocaeli Üniversitesi bünyesindeki Ulaştırma Yüksekokulu’nun 2014, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun ise 2010 yılından bu yana öğrencisiz olduğu açığa çıkarıldı.

Sayıştay’ın denetim raporlarında öğrencisi, akademisyeni ya da binası bulunmadığı için eğitim yapılamayan diğer bazı yükseköğretim kurumları ise şöyle sıralandı:

• Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Teknoloji Fakültesi'nde personel çalışmasına ve maaş ödenmesine rağmen öğrenci bulunmuyor.

• Muş Alparslan Üniversitesi'nde İletişim Fakültesi’nde bir öğrenci bile eğitim almıyor.

• Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü de öğrencisi olmadığı gerekçesiyle eğitim yapamıyor.

• Sinop Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne bağlı Kimya ve Fizik Bölümleri de öğrencisi olmadığı için eğitim faaliyeti gerçekleştirilemeyen bölümler arasında yer alıyor.

***

Kişiye özel kadro ilanları bitmek bilmiyor

Eğitim kaliteleri itibarıyla tartışılan üniversiteler, kişiye özel akademik kadro ilanlarıyla da tartışmaya açıldı. YÖK’ün, “Akademisyen ilanlarında belli bir kişiyi işaret eden özel başvuru şartlarına yer verilemez” uyarısı üniversiteleri durduramadı. Çok sayıda üniversite, akademisyen ilanlarına yerleştirdiği özel şartlarla “Bu kadarı da olmaz” dedirtti. Kişiye özel olduğu iddia edilen bazı akademisyen ilanları şöyle kaydedildi:

• Konya Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü için açtığı araştırma görevlisi ilanına, “İlahiyat Fakültesi lisans mezunu olmak” şartı koydu.

• İnönü Üniversitesi’ne bağlı Malatya Meslek Yüksekokulu, Finans-Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü için kadro ilanı açtı. Üniversite yönetiminin sınav için oluşturduğu jüride yer alan akademisyenlerden birinin sınavı kazanan adayın aile dostu, bir diğerinin ise adayın tez danışmanı olduğu ortaya çıktı.

• Isparta Süleyman Demirler Üniversitesi’nin yayımladığı, “Öğretim Üyesi Alımı İlanı”nda, Fen-Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Anabilim dalına öğretim üyesi alınacağı bilgisi paylaşıldı. Üniversite, kadro vereceği öğretim üyesinin, “Pers Askeri Teşkilatı ve Kurumları ile ilgili çalışma yapmış olmasını” istedi.

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.