Erdoğan Paris'e eleştirilmek için mi gitti?
Uzun zamandır Avrupa Birliği üyesi ülkelere elle tutulur ziyaret gerçekleştiremeyen Erdoğan, AB umuduyla gittiği Paris'te eleştiri oklarının hedefi oldu. Fransız basınından sokaklara, Erdoğan ziyaretine dair değerlendirmeleri derledik.
Haber/Yorum
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dostum Macron' dediği Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron'la gerçekleştirdiği ziyaret öncesi ve sonrası yapılan açıklama ve değerlendirmeler, Türkiye'nin Fransa'ya adeta eleştirilmek üzere gittiği yorumlarına sebep olmakta.
Eleştiriler Erdoğan Paris'e varmadan başladı
Erdoğan ziyaretinden önce, içerde 'Erdoğan'ı basın özgürlüğü, temel insan hakları gibi konularda yeterince eleştirmemekle suçlanan Cumhurbaşkanı Macron, yaptığı açıklamada "Basın özgürlüğü yalnızca diktatörlüklerde değil, bazı Avrupa ülkelerinin aralarında olduğu demokrasilerde de zarar görmekte" demiş ve Erdoğan ile yapacağı görüşmede basın özgürlüğü konusunu da gündeme getireceğini söylemiş, Macron'un bu açıklamaları Ankara'da tatsızlık yaratmıştı. Macron eleştirilerinin dozajını arttırarak "Türkiye’de hâlâ, aralarında Avrupalıların da bulunduğu tutuklu gazeteciler var. Bu konuyu Türk makamlarının gündemine getirmeye devam edeceğim, inandığımız değerler böyle gerektiriyor" diye konuştu.
Erdoğan protestolarla karşılandı
Eleştiriler Macron'la sınırlı kalmadı. Fransa ziyaretindeki Erdoğan, başkent Paris’te protesto edildi, Türkiye’deki insan hakkı ihlallerine yönelik tepkiler dile getirildi.Demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla yapılan protestoda Erdoğan’ı eleştiren sloganlar ve KHK ile yürürlüğe sokulan cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulamasına tepki gösterildi.
Öte yandan Erdoğan'ın ziyareti sırasında Sınır Tanımayan Gazeteciler, Türkiye’de tutuklu bulunan gazetecilerin maketleriyle eylem yaptı ve Macron’un Erdoğan ile görüşmesinde tutuklu gazetecilerin durumuna dikkat çekmesini talep etti. Örgütün genel sekreteri Chritophe Deloire “Erdoğan’ın gerilim stratejisi jem Türkiye hem Avrupa için tehlikelerle dolu. Türkiye’nin bu kadar öngörülemez hale gelmesi kimsenin çıkarına değil” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bir diğer protesto ise FEMEN tarafından gerçekleştirildi. Garson kostümü giyinen FEMEN üyeleri, bedenlerine "Erdoğan insan haklarını yiyor" ve "Erdoğan Kürtlerin haklarını yiyor" gibi ifadeler yazdı.
Erdoğan'a eleştiri okları Fransız basınından da geldi
Le Figaro, "Erdoğan Paris'te AB'ye el uzatıyor" başlıklı yazısında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra binlerce kamu çalışanın tasfiyesine ve insan haklarına ilişkin kaygıların Macron tarafından dile getirileceği, Erdoğan'ın gündeminde ise Suriye'deki gelişmeler ve Kudüs olacağı ayrıca Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkileri geliştirmeyi hedeflediği belirtildi.
Le Figaro bu ziyaretin, PKK kurucularından Sakine Cansız'ın da aralarında bulunduğu üç Kürt kadının öldürülmesinin beşinci yıldönümüne geldiğine dikkat çekip insan hakları savunucuları ile Fransa Komünist Partisi'nin Erdoğan'ın ziyaretini protesto ettiklerini yazıyor.
Gazetenin Brüksel muhabirinin haberinde de Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin belirsizliğini koruduğu yazıyor.
"Türkiye'de otoriter rejim ve insan haklarında gerilemeden kaynaklanan 18 aylık duraksama sürecinden sonra Avrupalılar reel politiğe dönüyor." yorumu yapılan gazetede Türkiye'nin (AB üyeliğine) "'Hayır' diyenler ise Almanya, Avusturya, Hollanda ve tabii Fransa." diye yazdı.
Le Monde gazetesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretini "Uluslararası sahnede giderek yalnızlaşan Erdoğan Paris ziyaretinde" başlığıyla verdi.
Gazete, Osman Kavala'nın hapiste olduğunu, Fethullah Gülen'i destekledikleri veya 'terörü destekledikleri PKKlı oldukları suçlamasıyla 50 bin kişinin gözaltına alındığını, 140 bin kamu çalışanının görevine son verildiğini hatırlattığı haberinde, çok sayıda insan hakları örgütü, sivil toplum kuruluşu ve medya organının da kapatıldığını yazdı.
Le Monde, AB sürecinde de Türkiye'nin Almanya'yla ilişkilerinin gerildiğine dikkat çekip Avrupa ülkeler arasında ilişkilerin en olumlu olduğu ülkenin Fransa olduğu belirtti.
Libération gazetesinin başlığı:"Erdoğan Elize Sarayı'nda, müttefik olmayan bir misafir."
Birçok solcu siyasetçinin ve derneğin Erdoğan'ın Elize Sarayı'nı ziyaretini protesto ettiğini yazan gazete, darbe girişimi sonrası süreçte görevden alınanların, gözaltıların ve hapisteki gazetecilerin sayısına dikkat çekti.
Erdoğan'ın "diplomatik olarak yalnızlaştığı" yorumunu yapan Liberation, son haftalarda Avrupalı ortaklarıyla ilişkilerini canlı tutma amacında olduğunu yazdı.
Fransa'da Erdoğan'ı kabul edip ağırladığı için Macron'u eleştirenlerin sayısı da az değil.
Öte yandan İstanbul’daki televizyon söyleşisi sırasında, Erdoğan’a " bir danışmanının küçük bir panoda büyük harflerle yazdığı ‘’Adalet Suçluyu Cezalandırmayı Gerektirir!" suflesi de Fransız medyasının gözünden kaçmadı.
Erdoğan bunu hep yapıyor: Fransız gazeteciyi FETÖ ağzıyla konuşmakla suçladı
Basın toplantısında kendisine MİT tırlarıyla cihadistlere giden silahları soran Fransız Gazeteciye 'FETÖ ağzıyla konuşuyorsun' diye karşılık veren Erdoğan gazeteci Laurent Richard'den 'Ben gazeteci gibi konuşuyorum' cevabını aldı.
Hem de "MİT'in silah taşıma yetkisi var" deyip silah sevkiyatını itiraf ederek hem de o savcıların görevden alındığını söyleyerek mevcut adalet mekanizmaları hakkında Batı'ya ipuçları vererek.
Gazeteci Richard, twitter hesabından 'Ben Türkiye'de gazetecilerin soramadığı soruları sormaya çalıştım' diyerek Türkiye'nin basın, düşünce ve ifade özgürlüğü noktasındaki durumdan da ne denli haberdar olduklarını gösteriyor.
Suriye için gitti, et ve füze satın aldı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Erdoğan'ın Fransa ziyaretinni kapsamını 'Suriye'de siyasi sürece geçiş, Astana ve Cenevre görüşmelerini tek çatı altında birleştirme ve Irak'ta terörle mücadele' olduğunu belirtmişti. Tabi bür düğer gündem Türkiye'nin AB üyeliği idi.
Macron'un Erdoğan'a 'PKK'yi terör örgütü olarak görüyoruz' kıyağı, aslında mevcut kabulün tekrarından ibaret. Öte yandan Erdoğan, PKK'nin yanında YPG/YPJ'yi de terör örgütü olarak gördüklerini vurgulaması Macron'da karşılık bulmadı. Macron, ortak hedefin 'Suriye'de kesin bir barış süreci oluşturmak' olduğunu söyledi. Anlaşılan Erdoğan'ın Afrin'e yönelik tehtidi Fransa'da karşılık bulabilmiş değil.
Suriye'de politik çözüm için yürütülen Astana sürecine dahil olmayacaklarını dile getiren Macron, bu konuya ilişkin bir soruya, "Bizim bugün tek bir hedefimiz var. Suriye’de kalıcı barışın oluşturulması, tüm azınlıkların dahil edilmesi, tek bir Suriye içinde kalınmasıdır. Bu Türkiye’nin de çıkarınadır. Ancak Astana sürecinde herkes Sayın Erdoğan gibi düşünmüyor, onlar Suriye'de nasıl etkili olabileceklerini düşünüyor. Astana süreci, IŞİD'e karşı askeri bir yapılanma aşamasında önemli idi. Ancak bugün IŞİD'in tümüyle yenilmesine birkaç hafta kaldı. Ve Astana süreci barışı inşa edemez" diye konuştu.
Erdoğan ise "Suriye krizine yönelik Astana süreciyle alakalı olarak, 8'inci bölümdeki çalışmalar devam ediyor. Astana sadece Rusya ve İran'ın katıldığı bir süreç değil. Bu sürecin devamında Soçi çalışmaları başlatıldı. Bu süreçler Cenevre sürecine alternatif değil tamamlayıcı çalışmalardır. Bizim hedefimiz Esed'li bir çözüm değildir. Bizim hedefimiz Esed'siz ve Suriye halkının kendi demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir." dedi.
Macron Türkiye'nin AB üyeliği için: " İkiyüzlülüğü bırakalım, imkansız!
Fransa Cumburbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için ise Türkiye'nin mevcut durumda AB üyeliğinin imkansızlığını şu sözlerle dile getirdi: "Güncel gelişmeler ve tercihlerin, AB üyelik sürecinde ilerleme yaşanmasına izin vermediği açıktır. Yeni başlıkların açılması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır, açılır dersem yalan söylemiş olurum. Her iki tarafın da AB üyelik süreci süreç normal bir şekilde ilerliyormuş gibi sergilediği ikiyüzlülüğü ardında bırakması gerekiyor."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.