Erdoğan, Saddam'la Esad'ın tam ortalamasını seçmiş
Suriyeli yazar Rauf Bekir, al Hayat gazetesinde çıkan yazısında Erdoğan'ın Saddam Hüseyin ve Hafız Esad'a benzeyen yönlerini yazdı
Bugün Türkiye Orta Doğu'daki en tehlikeli devlet gibi duruyor. Esad'in Suriye'sine ve Saddam'ın Irak'ına çok benziyor. İçerde, onbinlerce insana yönelik tutuklamalar ve işten atmalar, muhalif seslere yönelik sert baskılar... Dışarda ise çevresine yönelik alışılmadık bir rol; Washington ve Moskova arasında gidip gelen biat ilişkisi; ve Avrupa'ya yönelik kışkırtıcı politika.
Esad ve Saddam Sosyalist bloğa ve Batı bloğuna karşı ikili oynamış, bölgesel çatışmaları kullanmış, komplo ve saldırılarla karşılıklı olarak bölgenin huzurunu kaçırmış, hasımlarına karşı silahlı muhalefeti desteklemiş, terörist ihraç etmiş ya da ülkesinse bulundurmuştu.
Erdoğan da aynı usulle Türk modelini oluşturabileceğini zannediyor: kendisini önemli ve işe yarar hale getirmek için yangın çıkarıp sonra onu söndüren rolü oynayan bir devlet. Türkiye'nin Suriye'de oynadığı rolün kısa bir hesabı, olması gerekenin aksine, çoğunluğu Sünni bir topluma yönelik sistemli bir yıkım uyguladığını gösteriyor....
Erdoğan (Suriye) devrimini vuran İşid ve Nusra'nın ortaya çıkışını ve gelişimini destekledi. Ülkesi sadece (terörist) unsurların geçiş yolu olmakla kalmadı, onların lojistik ve mali kaynağı haline geldi. Duygusal konuşmaları Halep, İdlib ve sahil kısmındaki Sünnilerin yerlerini bırakıp Türkiye'ye sığınmalarında kritik rol oynadı. 'Ensar-Muhacir' benzetmesiyle ve 'misafir' tabiriyle akılları celindikten sonra, Avrupa'ya göç etmeleri hedefiyle çeşitli kanuni ve ekonomik baskı unsurları uygulandı. Böylece bir taşla iki kuş vurmak istedi: aynı anda bölgedeki stratejisini uygulamak ve AB'yi istikrarsızlaştırmak.
Bir yandan Türkiye'deki Suriyelilere vatandaşlık verilmesi söylentileri yayarken diğer taraftan Suriyelilere vize getirdi... Burada, altı yıl boyunca ortaya koyduklarıyla Erdoğan ve kirli bir toplumsal mühendislik yapan, yurtdışındaki muhaliflere pasaport vermekten kaçınan Esad ailesi benzerlik gösteriyorlar. Erdoğan, Şii Laik Mühefetin kaynaklarını kurutan; bir kalemde kimin Iraklı olduğuna, kimin Irak'ta ve Irak'ın neresinde yaşayabileceğine karar veren Tikrit Baaşçılığıyla da çok benzerliklere sahip.
Toplumsal ve siyasi facialar yaşayan Irak ve Suriye'deki devamını bildiğimiz hikayenin Türkiye'deki sayfası da benzer olabilir.
Ayrıca, Türkiye'deki sistemi tek adam sistemine dönüştürerek 2002 yılından 2029 yılına kadar 27 yıl iktidarda kalabilmek için çalışan Erdoğan'ın, 24 yıl iktidarda kalan Saddam ve 30 yıl kalan Hafız Esad'in tam ortalaması olması olması tesadüf mü? Dahası, 'ebu Adiyy' ve 'ebu Basil' gibi içerdeki ve dışardaki müridlerince 'ebu Burak' olarak mı isimlendirilecek?... Erdoğan'ın Sadam ve Esad ailesinin rejimlerini kopyalaması korkutucu bir durum.
haberdar
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.