‘Erivan radyosunun Kürtçe yayınını dinlemiş her Kürdün anlatacağı şeyler vardır’
Araştırmacı yazar Zeri İnanç’ın ‘Erivan Radyosunda Kürt Sesi’ başlıklı kitabı, İsmail Beşikci Vakfı Yayınları’ndan çıktı.
Araştırmacı yazar Zeri İnanç’ın ‘Erivan Radyosunda Kürt Sesi’ başlıklı kitabı, İsmail Beşikci Vakfı Yayınları’ndan çıktı. Türkçe ve Kürtçe olarak iki dilli basılan kitapta, 1955’te Ermenistan Radyosu’nda başlayan Kürtçe yayının serüveni ve Kürtler üzerindeki etkileri anlatılıyor. Kürtçe yayının kurucusu ve ilk sorumlusu Casimê Celîl’in yanı sıra Kürtçe yayında emeği geçen Casimê Celîl’in çocukları; Celîlê Celîl, Ordîxane Celîl, Cemîla Celîl ve Zîna Celîl’in yazı ve tanıklıklarının yanı sıra tarihçi-yazar Wezîre Eşo ile gazeteci Prîskê Mihoyî’nin yazılarının da yer aldığı kitapta, sosyolog İsmail Beşikçi’nin de ‘Erivan Radyosunda Kürt Sesi Üzerine Bir-İki Not’ başlıklı bir değerlendirme yazısı bulunuyor. Zeri İnanç’ın ünlü bir Kürdolog olan tarihçi Celîlê Celîl ile yaptığı söyleşi ise Ermeni-Kürt ilişkileri ve Ermenistan’da yaşayan Kürtler üzerine çok önemli saptamalar içeriyor.
Zeri İnanç ile kitabından yola çıkarak, Ermenistan’da yaşayan Kürtlerin dününe ve bugününe uzanan bir söyleşi yaptık.
Erivan Radyosu Kürtçe yayınının Türkiyeli Kürtler üzerindeki etkileri nelerdir?
Erivan radyosunda Kürtçe yayın, Kürtlerin dili, kültürü, müziği ile ilişkilerini canlı tutmuş, Kürt şarkı ve ezgilerinin, Kürt folklor ürünlerinin kayıt altına alınması, korunması ve bugünlere gelebilmesinde çok önemli katkı sağlamıştır. Radyonun arşivinde iki bin civarında Kürtçe şarkı ve ezginin kaydı vardır. Radyo arşivindeki kayıtlar haricinde de, Kürt folklor derlemeleri kapsamında on binden fazla şarkı ve ezginin kayıt altına alınıp arşivlendiği biliniyor.
Radyonun geniş bir alanda dinlenmesinde, 1955’te Erivan radyosunda Kürtçe yayın bölümünün başına getirilen Kürt yazar, şair, çevirmen, eğitimci, derlemeci, Casimê Celîl’in radyo yayınlarına Kürt müziğini, Kürt sözlü kültürü ve edebiyatını, dengbêjleri dahil etmesi çok önemli bir rol oynamıştır. Dengbêjlik geleneği, çok farklı ve birbirinden uzak coğrafyalarda yaşasalar da, Kürtleri bir araya getirip ortak duygularda buluşturmuş, aynı ezgilerle coşturmuş, aynı ağıtlarla hüzünlendirmiştir; ortak bir hafızanın oluşmasında, ortak bir dil yaratılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Kürt kelimesini kullanmanın, Kürtçe konuşmanın yasak olduğu zamanlarda, bir başka ülkeden yayın yapan bir radyodan kendi dilinde haber, müzik, şiir, radyo piyesi vs. dinlemek elbette müthiş etkileyici bir şeydir.
Sadece Türkiyeli Kürtler değil, Ortadoğu’nun diğer ülkelerinde yaşayıp da bu radyo yayınlarına ulaşabilen her Kürt, Kürt dilinde radyo yayınına çok değer vermiş, hatta gündelik hayatında Kürtçe yayın saatine göre düzenlemeler yapmıştır. Erivan radyosunun Kürtçe yayınlarını dinlemiş hemen her Kürdün bu yayınlara dair anlatacağı, söyleyeceği bir şeyler mutlaka vardır. Kürtçe radyo dinleyebilmek için hayatındaki en değerli varlığı olan atından vazgeçen Kürdün hikâyesi gerçekten etkileyicidir.
Çoğunluğu Ezidi, bir kısmı Müslüman olan ve Ermenistan’da, Erivan ve çevresinde yaşayan Kürtlerin önemli bir bölümünün 1918’de Kars ve çevresinden göç etmek zorunda bırakılmış Kürtler olduğunu da unutmamak gerek...
Kürtçe radyonun sorumlusu olarak görevlendirilen Casimê Celîl de, 1918’de, Kars’ın Digor ilçesinin Kızılkule köyünden kaçarken annesini, babasını ve diğer aile üyelerini kaybeden, “öksüz ve yetimler jenerasyonu”ndan ve yetimhanelerde büyümüş bir çocuktur. Radyonun, Türkiye’de yaşayan Kürtlerle bu anlamda da bir bağı var.
Devamı
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.