Erzurum Kongresi
Osmanlı Padişahı Vahdettin 5 Mayıs 1919 günü yazdığı resmi bir yazı ile, Mustafa Kemal ve bir grup subayların, Anadolu’ya gönderme kararı verilir. Adını unuttuğum bir askeri paşayla 15 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal, Padişah Vahdettin’in huzuruna çıkar. 16 Mayıs 1919 günü Damat Ferit Paşa Başbakanlıktan istifa eder. Aynı gün Mustafa Kemal bir grup, Osmanlı subaylarıyla İstanbul’dan hareket ederek 19 Mayıs 1919 günü, İttihat ve Terakki Parti’sinin ruhu ile Samsuna varır.
Samsun’da Amasya’ya giden Mustafa Kemal çalışmalarını sürdürürken, ciddi bir şekilde Kürt meselesiyle ilgileniyordu. Anadolu isimli kitabında Selahattin Selek’in belirttiğine göre o günlerde, Osmanlı Genel Kurmay Başkanlığına gönderdiği istihbarat raporunda, Kürt meselesi konusunda geniş yer verir. Örgütsel alanda Kürtlerin çalışmalarını engellemek için hayli uğraşır. Erzurum da bulunan 15. ve Diyarbakır da olan 13. Kolordu komutanlarıyla yaptığı görüşmelerin temel konusu Kürt meselesini oluşturuyordu.
29 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in, Genel Kurmay Başkanlığına gönderdiği kapalı telgrafta, Kürtler arasında meşhur olan bazı kişilere, resen veya kolordu vasıtasıyla telgraflar yazarak, durum ve kendilerince takınması gereken tutum hakkında, gereği gibi etkili örgütlerde bulunduğunu yazıyor.
O dönemde Yunan orduları, İzmir’i, işgal etmişlerdi. Mustafa Kemal, Yunan ordularıyla savaşırken, aynı zamanda da ciddi bir şekilde Kürt olayı üzerinde duruyordu. Kürtler konusunda, Mustafa Kemal’i endişelendiren olay, o dönemde, Osmanlı yönetiminde bulunan bazı milletlerin bağımsızlıklarını ilan etmekten korkuyordu. Kürtlerde, diğer milletler gibi bağımsızlıklarını ilan edecekler diye korkuyordu. Mustafa Kemal’i korkutan olay 17 Aralık 1918’de, Osmanlı senatörü Seyit Abdülkadir’in Başkanlığında kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin çalışmalarıydı. Diyarbakır. Elazığ, Malatya, Siirt, Bitlis ve Dersim’de örgütlenen cemiyetin çalışmaları, Osmanlı saltanatı da tedirgin ediyordu. Bu örgütlenmeden dolayı Kürdistan Teali Cemiyet ve çalışanları, Mustafa Kemal’in dikkatini çekiyordu. Balkan devletlerinden sonra, Araplar da, Osmanlı’dan ayrıldılar. Yalnız Kürtler, Osmanlı devletine bağlı kalmıştı. Kürtlerin konumu, İngilizlerden ve Yunanlılardan daha fazla Mustafa Kemal’i düşündürüyordu. Esas gayesi, Kürtlerin milli uyanışını boşa çıkarmaktı. Osmanlı ve Türk yöneticilerinin en büyük siyaseti buydu.
Mustafa Kemal 18Haziran 1919 tarihinde, Edirne’de olan Batı Cephesi ve I. Kolordu komutanı Cafer Tayyar’a çektiği telgrafın bir yerinde şunu yazıyor (………) İngiliz himayesinde bir müstakil Kürdistan teşkilatı hakkında İngiliz propagandası ve bunun tarafından bertaraf edildi. Kürtlerle Türkler birleşti. Cafer Tayyar’a çektiği telgraf soyuttur. Türklerin morallerini yükseltmek ve Kürdistan Teali Cemiyeti yöneticilerinin çalışanların engellemek ve morallerini bozmak amacıyla böyle soyut bir telgrafı Cafer Tayyar’a çekiyor.
Sabahattin Selek, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek ihtilalin bir taktiği olarak değerlendiriyor. Mustafa Kemal da, Osmanlı yöneticileri gibi düşünerek, Kürtlerin-Türklerin hâkimiyeti altında kalmalarını istediği için bu şekilde hareket ediyor. Kürtlerin diğer milletler gibi, Osmanlıdan ayrılacağından korktukları için hem Osmanlı yöneticileri ve hem Mustafa Kemal bu şekilde düşünüyorlar.
Esas Mustafa Kemal’in korktuğu, Kürdistan Teali Cemiyeti çalışanları ve yurtsever Kürt gençleriydi. Hem Osmanlı yöneticileri ve hem Mustafa Kemal her fırsatta, İngilizleri ileri sürerek, bağımsız bir Kürt devletini kuracaklarını düşünüyorlardı. Lozan da görüldü ki, Kürdistanı parçalayanlar İngilizler oldu. Bu savaşın kanunudur. Cephede güçlü olan masada da güçlüdür. Esasen Kürtlerin katili İngilizlerdir. Araplar’a 22.5 devlet kurdurdular.
Erzurum Kongresi yapılmadan önce, İstanbul da kesin kuruluş tarihi belli olmayan Vilayeti Şarkiye Müdafa-i Hukuk Milliye Cemiyeti’nin bir şubesi de, Türk milliyetçiliği ile önlü olan Cevat Dursun öncülüğünde kurulmuştur. Mahmut Goloğlu’na göre kuruluş tarihi 6 Mart 1919- Sabahattin Selek’e göre 10 Mart 1919’dür. İstanbul’daki şubenin kuruluşu çok ilginçtir. Osmanlı hükümetinin yardımıyla (aslen Kürt olan) Diyarbakırlı İttihat ve Terakkici olan Süleyman Nazif’e kurdurulmuştur. Süleyman Nazif, Ziya Gökalp gibi Kürt milletine ihanet eder. Süleyman Nazif, Musul valisi iken kurduğu sembolik mahkeme, Melle Mustafa Barzani’nin abesi Şeyh Abdüsselam Barzani için idam kararı verir ve 15 Aralık 1914’te Şeyh Abdüsselam Barzani infaz edilir.
Kendi milletine ihanet eden kişi veya kişiler başka milletlere daha kolay ve daha çabuk ihanet ederler. Hitler diyor bütün suçlar ve cezalar af edilir. İhanet asla af edilmez.
Amasya da alınan karara göre, Erzurum kongresi 10 Temmuz 1919 de yapılacaktı. Niçin 13 gün sonra, yani 23 Temmuz 1919 da yapıldı. Bu güne kadar kimse bunu sorgulamadı. Mustafa Kemal, Türk ocaklarına kayıtlı olan ve Türkçülüğü savunan Trabzon’dan gelen delegelerle kongreyi başlattı. Bazılarına göre kongreye katılan delegelerin sayısı 54’tir. Mahmut Goloğlu’nin belirlemesine göre 56 dır. 41 tanesi, Trabzon ve Erzurum delegeleridir. Listede Van delegesi olarak gösterilen Cazım Bey, Bitlis delegesi olarak gösterilen Süleyman Bey, Siirt delegesi olarak getirilen Hacı Nafiz Efendi Erzurum Müdafa-i Hukuk Milliye Cemiyetinin kurucusu üyeleridir. Adları geçen bu şahısların Van, Bitlis ve Siirt illeriyle hiçbir alakaları yoktur. Yapılan Erzurum kongresine Doğu vilayetleri süsü vermek için; Van, Bitlis ve Siirt delegeleri olarak isimlerini yazdırmışlar.
Sivas delegesi olarak adı yazılan Mumcuoğlu Cemal Bey o dönemde Erzurum da Doktor dür. Kürdistan Teali Cemiyeti’nin örgütlü olduğu Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Siirt, Bitlis ve Dersim’den, Erzurum kongresine delege göndermedikleri gibi, Kürt temsilcilerin kongreye katılmalarını da engellemişler.
Kurmay Albay, Cıbranlı Halit Bey kongreye davetli olduğu halde, kongredeki ekibi tanıdığı için kongreye katılmadı. O günkü Kürt önderleri bilinçli olarak Erzurum kongresine katılmadılar. Cıbranlı Halit Bey aynı zamanda, Kürdistan Teali Cemiyeti üyesidir. Kürdistan Teali Cemiyeti, Erzurum’da yapılan kongreye karşıdır. Kongreye delege göndermemiş.
Cıbranlı Halit Bey'in kongreye katılmadığını gören Mustafa Kemal, sonradan Muş milletvekili olacak İlyas Sami’yi, Halit Beyin evine gönderiyor. İlyas Sami, Halit Beyin evine gittiği zaman, Halit Bey oturmuş kitap okuyordu. İlyas Sami’nin geldiğini fark eden Halit Bey hiç oralı olmuyor. Belli bir süre sonra İlyas Sami bilinçli olarak öksürüyor. Halit Bey olayı bildiği için kitap okumaya devam ediyor. Halit Bey, İlyas Sami’yi çok iyi tanıyor ve niçin geldiğini de biliyor. İlyas Sami ikinci defa öksürüyor. Halit Bey diyor sen kimsin niçin benim evime geldin. Diyor ben İlyas Sami’yim nasıl beni tanımıyorsun. Halit Bey diyor aslında seni tanıyorum. Niçin geldiğini de biliyorum. Git Mustafa Kemal’e söyle ben kongreye gelmiyorum diyor.
İlyas Sami gidiyor, Halit Beyin söylediklerini, Mustafa Kemal’e anlatıyor. Mustafa Kemal ikinci defa, İlyas Sami’yi Halit Beyin evine gönderiyor. Diyor kendisi gelmiyorsa ben onun evine giderim. İlyas Sami ikinci defa Cıbranlı Halit Beyin evine gidiyor. Mustafa Kemal’in söylediklerini Halit Beye anlatıyor. Halit Bey diyor git ben geliyorum.
Kongrenin yapıldığı binaya Halit Bey gidiyor, kongrenin yapıldığı salona girmiyor. Ayrı bir oda da Cıbranlı Halit Bey ve Mustafa Kemal oturuyorlar. Ne konuştukları ikisinin arasında kalıyor ve halen bilinmiyor. Anlaşamadıkları tahmin ediliyor. Mustafa Kemal, kongrede yaptığı konuşmada Kürdistan Teali Cemiyetini ve çalışanlarını suçlar.
23 Temmız 1919 tarihinde çalışmalarına başlayan Erzurum kongresi 7Ağustos 1919 da temsilciler kurulu üyelerinin seçimiyle biter. Kongre sonrasında üyelerin kimlerden oluşturulduğu, nasıl seçildiklerini ve kimlere hangi görevler verildiği belli değil. Niçin temsilciler kurulu üyelerinin listesi 7 veya 8 Ağustos da değil de 24 Ağustos 1919 tarihinde bir dilekçe ile Erzurum Valiliğine verildiği düşündürücüdür.
Kürt temsilcilerin, Erzurum kongresine katılmadıkları açık olarak görülüyor. Temsilciler kurulu listesinde adları yazılı olan üyelerden Bekir Sami Bey, Sadullah Efendi ve Mutki Aşiret Reisi Hacı Musa Bey, kongreye katılmamışlar. İzzet Bey ve Servet Beyler de kongrenin dağılmasından sonra, Trabzon’a gitmişler. Kongrenin bitiminden sonra, Mustafa Kemal bazı Kürt aşiret reislerin mektuplar gönderiyor. Nutukta yazılı olan 7 tane mektup var. Mektuplar methiyelerle doludur.