Esad'ın askerlerinin 288 sivili katlettiği belgelendi: Katliam sırasında çekilmiş 27 video var

Esad'ın askerlerinin 288 sivili katlettiği belgelendi: Katliam sırasında çekilmiş 27 video var

.

A+A-

Savaş ve soykırım araştırmacıları Uğur Ümit Üngör ve Annsar Shahhoud’un araştırması Esad’ın askeri istihbarat birimine bağlı faillerin, 288 sivili katledip bir çukura gömdüğünü belgeliyor.

Savaş ve soykırım araştırmacıları Uğur Ümit Üngör ve Annsar Shahhoud, izledikleri kan donduran toplu katliam görüntülerinin ardından Esad istihbarat görevlileri ile bağlantı kurdular, uzun ve zor bir sürecin sonunda işledikleri suçları itiraf etmelerini sağladılar ve ardından ortaya tüyler ürpertici bir araştırma çıktı. Bu araştırmayı sizler için tercüme ettik ve dört bölüm halinde yayınlayacağız. İlk bölüm aşağıda.

KATLİAM SIRASINDA ÇEKİLMİŞ 27 VİDEO VAR

Uğur Ümit Üngör ile Annsar Shahhoud’un açık kaynak araştırmalarına ve Suriye'nin Askeri istihbarat biriminde subay olarak hizmet etmeye devam eden bazı faillerle yapılan çok sayıda görüşmeye dayanan ve iki yıl süren araştırması, 16 Nisan 2013’te Şam’ın Tadamon mahallesinde meydana gelen katliamı belgeliyor.

Araştırmanın ilk bölümünde yedisi kadın ve 10’dan fazlası çocuk olmak üzere 288 sivilin katledilişi sızdırılan videolar ve faillerin konuşmalarıyla gösteriliyor. 2019 yılında sızdırılan ve katliamın farklı aşamalarında çekilmiş 27 videoda, askeri istihbarat görevlileri infaz etmeden önce sivil kurbanlarının yüzlerini kameraya gösteriyor ve vaziyetin tümden kontrolleri altında olduğunu sergiliyor. Görüntüler, ülkenin 11 yıllık savaşı sırasında sivil bölgelerin ayrım gözetmeksizin bombalanmasının yanı sıra sivillerin sistematik olarak toplu infazına dayanan bir rejimin iç işleyişine ışık tutuyor.

ŞAM’DA ‘TEMİZLİK OPERASYONU’

Şimdiye kadar, Suriye savaşı hakkındaki kamuoyu tartışmalarının çoğu, savaş sırasındaki çatışmalara veya rejimin muhaliflerin elindeki topraklara yönelik acımasız bombardımanlara ve hava saldırılara yoğunlaştı. Ancak cephe hattının hemen diğer tarafında rejim kontrolündeki mahalleler nispeten ihmal edildi.

Tadamon katliamı videoları, faillerle yaptığımız röportajlar ve hayatta kalanların tanıklığı, bu mahallelerde de geniş çaplı ve ölümcül bir temizlik operasyonunun gerçekleştiğini gösteriyor. Araştırma derinleştirdikçe, bu katliamın rejimin Şam’ın güney banliyölerinde uyguladığı çok daha geniş bir yıkım ve imha politikasının sadece anlık bir görüntüsü olduğunu anlaşılıyor.

Bu bölgedeki soykırım mikrokozmosunun boyutu, bu videoya kaydedilmiş katliamın çok ötesine uzanıyordu ve en az dört şiddet biçimini içeriyordu: sistematik toplu katliamlar, hapis, cinsel şiddet ve ekonomik sömürü.

Video kayıtlarında bu katliamda etkin rol oynayan iki cellat görülüyor. Bunlar, katliam sırasında subay rütbesine sahip 36 yaşındaki Emced Yusuf ve 2015’de ölen 1984 doğumlu, Ulusal Savunma Kuvvetleri (NDF) adlı paramiliter gruplarda görev yaptığı için resmi bir rütbeye sahip olmayan Necib el-Halebi. Her biri yaklaşık yedi dakika süren üç ayrı video, bu iki kişinin güpegündüz 41 sivili infaz ettiğini gösteriyor. Yine aynı kayıtlarda daha sonra cesetleri yakmak için araba lastikleriyle hazırlanmış önceden kazılmış bir çukura attıkları ortaya çıkıyor.

Görüntülerde Emced Yusuf, odaklanmış, sabırlı, ve azimli bir halde - yeşil askeri giysiler ve zeytin rengi bir balıkçı şapkası giymiş olarak beliriyor. Görevi 25 dakika içinde tamamlamak için en efektif şekilde çalışıyor. Silah arkadaşı Necib gri askeri kıyafetler giymiş ve rahat, gülümseyerek sigara içiyor ve hatta doğrudan objektife konuşuyor.

Ateş etme anları rutin ve tekrarlayıcı görünmekte: Faillerden biri, gözleri ve elleri bağlı bir sivili beyaz bir minibüsten çıkarıyor ve onu önceden kazılmış büyük bir çukura doğru yürütüyor. Bir diğeri onu Kalaşnikof otomatik tüfeğiyle infaz ediyor.

Birkaç kurban tabancayla vuruluyor. Katiller, kurbanlara kısa ve kati (“kalk”, “çık”, “yürü”, “koş” vb.) emirler yağdırmak dışında konuşmuyor, standart prosedüre uyarak infazları gerçekleştiriyor. Bir görevli infaz ediyor, diğer ikisi çekim yapıyor. Öfke, hınç veya nefret gibi duygular belirmese de işten zevk aldıkları belli oluyor. Bir noktada, Necib kamerayı çevirir, gülümser ve bir görev mesajı gönderir: “Selamlar sana patron (muallim), güzel gözlerin ve giydiğin zeytin renkli üniforman için.” Araştırmamıza göre, “güzel gözlere” gönderme, komutanları olan ya Cemal İsmail’e ya da Ebu Münteceb’e izafen yapılmakta.

Failler, infaz alanını ideal koşullara sahip olacak ve ‘görevi’ sekteye uğramayacak biçimde oluşturmuşlar. Öyle ki, sahneyi sadece kurbanları en nihayetinde infaz etmekle kalmayıp aynı zamanda onları yakıp iz bırakmayacak şekilde hazırlamış oldukları da açıkça görünüyor.

Kayıtlarda failler rahat ve katliamın yapıldığı yere aşina görünüyorlar. Ayrıca kurbanları güpegündüz öldürebilmeleri, bölgenin tamamen kontrolleri altında olduğunu gösteriyor. Ne işi bitirmek için aceleleri var ne de herhangi bir tehditten endişe duymaktalar. Kurbanlarının bir kısmını başka bir bölgeye nakledilecekleri ve yolun bu kısmının keskin nişancılara maruz kaldığını öne sürerek aldatıyorlar.

Emced, bir kurbanını sendeleterek toplu mezara iterken “Keskin nişancı, seni piç!” diye bağırır, ve sonra ateş eder. Bir diğer kurbana karşı ise sabırsızlanır, birinci ve ikinci atışta ölmediği için ona kızar ve üçüncü atıştan sonra ona öfkeyle küfreder: “Ölsene, piç kurusu! Yetmedi mi?”

Videonun sonunda: “Daha var mı?” diye sorması katliamın sona geldiğine işaret ediyor. Nihayetinde bir sessizlik olur ve yalnızca faillerin çizmelerinin altındaki ceset yığınından belli belirsiz bir inilti yükselir.

Zaten şok edici olan bu videolar, Suriye’de ve başka yerlerde kitlesel şiddet ve soykırım araştırmacıları olarak kendi kariyerlerimiz boyunca incelediğimiz binlerce saatlik görüntüler arasında gaddarlığıyla ve sistematikliğiyle öne çıkıyor.

Özellikle Tadamon videoları ile ilgili şoke eden nokta, katliamı gerçekleştiren istihbarat elemanlarının resmi görevde ve üniformalı olmaları, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın direkt komuta zinciri altında bulunmaları ve bu görüntülerde yüzlerini göstermeyi seçmeleri. Videonun bazı noktalarında, gülümseyerek doğrudan kameranın içine bakmaktalar. Kendi eylemlerini belgelerken HD video kalitesini kullanıyorlar.

Başka bir videoda Emced, yaklaşık 3 metre derinliğinde bir toplu mezar kazmak için kullanacağı buldozeri sürerken görünüyor. Görüntülerden mezarın kazıldığı caddenin bombalanmış olduğu anlaşılıyor ve tüm sahne bombalama ve çatışmalardan kaynaklanan geniş çaplı tahrip ardından görünüyor.

Duvarlar kurşun delikleri ile dolu, öyle ki binanın bir ucundan karşı tarafı görebilmektesiniz. Savaş sesleri hiç yok: Bombardıman yok, ateş yok, çatışma yok. Sessizlik, sadece infaz atışları ve ara sıra katillerin silahlarından çıkan dumanla deliniyor.

Kameraman görüntüleri çekerken zamanı rahatça kullanıyor: çoğunlukla toplu mezara odaklanıyor. Kurbanlar daha sonra çerçeveye alınıyor ve tek tek vuruluyor. Mezar hızla doluyor ve bedenler, giysiler, kan ve araba lastiklerinden oluşan karışık bir karmaşaya dönüşüyor.

Kurbanların gözleri şeffaf koli bandı veya streç plastik film ile kapatılmış durumda. Elleri, normalde kabloları birbirine bağlamak için kullanılan beyaz plastik kablo bağlarıyla bağlı. (Bu aynı bağlar dünyanın her yerinde polis tarafından plastik kelepçe olarak kullanılıyor.)

Kurbanların çoğu modern, gündelik kıyafetler içerisinde: kot pantolon ve gömlekler, eşofman veya Arap dünyasında erkekler arasında yaygın cüppeler giymişler. Birkaçının pijamalarla göründüğü için ya evlerinden ya da güvenlik kontrol noktalarından kaldırıldıkları muhtemel.

Bazı kurbanlar fakir, diğerleri bakımlı görünüyor; hiçbiri ağır işkence belirtilerine haiz değil veya rejimin zindanlarında tuttuğu bir deri bir kemik kalmış tutuklulara benzemiyor. Kurbanlar uysal davranmaktalar, direnmiyorlar, itiraz etmiyorlar ve faillerin emirlerini yerine getiriyorlar. Emirlere göre dışarı çıkarlar, ayağa kalkarlar, yürürler, koşarlar. Görüntülerde Emced tarafından başı kesilen yaşlı bir adam dışında hepsi vurularak öldürülür.

Çoğu kurban sessizce ölür. Birkaçı yalvarır, ağlar ve inler; diğerleri pazarlık etmeye çalışır veya yakarır. Kurbanların hiçbiri ölmeden önce Kelime-i Şehadet getirmiyor. Bazıları tekmelenip veya çukura itilip sonra vuruluyor, bazıları ise kurşunlanıyor ve sonra tekmeleniyor, diğerlerine düşerken havadayken ateş ediliyor.

Kurbanlardan biri, “Lütfen, Hazret-i Ali aşkına” diye yalvarır, fakat Emced amansızca adamı içeri fırlatır: “Allah belanı versin orospu çocuğu.” İnfazlar sırasında birkaç aksilik meydana gelir: Yaşlı bir adam çukur yerine beceriksizce duvara çarpar, sonra tek ayağıyla mezara düşer ve duyduğu kasık ağrısından inler: “Ah babam!”

Başka bir durumda, Emced mezara itelediği ve havada vurmak istediği genç bir erkek kurbanı ıskalar ve adam mezara düşer. Ellerindeki kablo bağı kopan adam gözlerini ovuşturur ve Emced onu başından vurur. Bir ara, çukurda bazı cesetler hareket ediyor gibi görününce Emced, Kalaşnikof’unu tek eliyle kullanır hedef alır ve onları bir atışla susturur.

7 KADIN KURBAN

Kurbanların hemen hemen hepsi erkektir. Görüntülerde sadece başörtülü ve paltolu yedi kadın kurban var. Kadınlar faillerce erkeklere karşı sergilemedikleri türden bir nefret ve vahşetle öldürülür.

Çerçevenin dışında, hıçkıra hıçkıra ağlayan kadınlardan biri yalvarırken, Emced ona: “Kalk, orospu!” diye bağırır, saçlarından sürükleyip mezara atıp vurur. Kadınlardan mezara tekmelenip idam edilen iki kişi kontrolsüz bir şekilde çığlık atar; diğerleri kaderleriyle sessizce yüzleşir.

Başka bir videoda kameraman, karanlık bir odada aralarında kurşunla vurulmuşların da bulunduğu yere serilmiş bir grup ölü çocuğun üzerlerinden basarak geçer ve kameraman kısaca fısıldar: “Rukneddin mahallesinin en büyük finansörlerinin çocukları. Şehit Naim Yusuf’in ruhuna kurban.”

Araştırmamız, kurbanların büyük çoğunluğunun (etnik Türkmenler dahil) Sünni kökenli olmasına rağmen, birkaçının muhtemelen siyasi faaliyetler veya itaatsizlik için hedef alınan İsmaililer olabileceğini gösteriyor.

KURBANLAR ORTA YAŞLI SÜNNİ ERKEKLER

Faillerin düşman algısına ve tutumlarına bakılırsa, kurbanları orta yaşlı Sünni erkekler, Esad’a bağlılıklarını ve itaatlerini teyit etmedikçe şüpheliler olarak kalıyorlar. Yani, sempatizanlar, gizli ajanlar veya muhalefetin potansiyel destekçileri olarak görülüyor ve ona göre muamele görüyorlar.

Rivayete göre etnik Türkmenlerin Özgür Suriye Ordusu’nun mahalleye girişini kutlaması ve onları karşılaması bunun kanıtı. Ancak bu abartılı bir fantezi çünkü tanımladığımız tüm kurbanlar apolitik, işçi ve orta sınıf ailelerden. Tadamon’da veya onu çevreleyen kontrol noktalarında tutuklanmış, katliam alanına götürülmüş ve idam edilmişlerdi. Suriye savaşının ilk yıllarında rejim kontrolündeki bir bölgede hayatlarına devam ederken, sıradan bir gün başlarına gelecek bu seviyede bir vahşete hedef olacaklarını muhtemelen hiç düşünmemişlerdi. Katliam esnasında bile muhtemelen bunun neden başlarına geldiğini asla anlamadılar.

Kaynak / +GERÇEK 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.