Gün Onur Günüdür Deprem Felaketinin Yaralarını Sarmak İçin El Ele Verelim
Azadi Hareketi, Azadi Partisi, DBP, DDKD, DTK, HDP, KKP, Kürt Kadın Platformu, PAK, PDK, PDK-BAKUR, PDKT, PİA, PSK, TDK-TEVGER
23.02.2023 günü Azadi Hareketi, Azadi Partisi, DBP, DDKD, DTK, HDP, KKP, Kürt Kadın Platformu, PAK, PDK, PDK-BAKUR, PDKT, PİA, PSK, TDK-TEVGER, Diyarbakır Gazeteciler Cemiyeti’nde deprem felaketinin yarattığı mağduriyetler ve yaraları sarmak için el ele vermenin gerekliliğine dair bir basın toplantısı düzenlediler.
Basın toplantısının başında PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel kısa bir açılış konuşması yaptı. Daha sonra PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik açıklamanın Kürtçesi’ni, DBP Eşgenel Başkanı Saliha Aydeniz de açıklamanın Türkçesini okudu.
Ortak açıklama metni de şu şekildedir:
Gün Onur Günüdür
Deprem Felaketinin Yaralarını Sarmak İçin El Ele Verelim
06.02.2023 tarihinde Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler ile 20.02.2023 günü Hatay’da gerçekleşen 6.4 şiddetindeki deprem büyük insani ve maddi yıkıma yol açmıştır.
Çoğu Kuzey Kürdistan’da bulunan on il, yüzlerce ilçe ve yerleşim merkezini vuran ve 13 milyondan fazla insanın yaşamını etkileyen depremlerde, resmi rakamlara göre daha şimdiden 43 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği, 200 bine yakın insanın yaralandığı ve yüzbinlerce binanın yıkıldığı belirtilmiştir. Binlerce bina yerle bir olmuş, büyük hasar görmüştür.
Gerçek can kayıpları ve maddi hasarların, depremin psikolojik tahribatlarının daha büyük ve korkunç boyutlarda olduğuna kuşku yoktur.
Afrin, Cınderes ve Halep’te de deprem büyük bir felakete yol açtı. Şu ana kadar 7 bin insanın yaşamını yitirdiği, 15 binden fazla insanın da yaralandığı bilgileri mevcuttur. Halk büyük bir mağduriyet içindedir ve ne yazık ki, gözle görülür bir yardım da bu bölgelere ulaşmış değil.
6 Şubattan bu yana, Türkiye Devleti’nin depreme maruz kalan bölgelere dair olması gereken boyutta ve zamanında görevlerini yerine getirmediği açıktır.
Özellikle de depremin ilk 3 gününde, enkaz altındakilerin kurtarılmasında olsun, mağdurlara yardımların ulaştırılmasında olsun, devletin tüm kurum ve kuruluşları bir koordinasyonsuzluk, vurdum duymazlık, ihmal, başı bozukluk içindeydiler; devlet sahada yoktu. Ayrıca, depremin ilk 3 gününde, Türkiye Devleti, kendisi dışında, bir çok kurum ve şahsiyetin kendi imkanlarıyla deprem mağdurlarının yardımına koşmalarına engel oldu. Şimdi de bir çok bölgede bu tür engellemeler devam etmektedir.
Türkiye Devleti , deprem mağdurları için gönderilen bir çok yardımın Afrin, Cınderes ve Halep’e ulaşmalarına engeller çıkarmakta, bu da can kayıplarının ve mağduriyetlerin daha da artmasına yol açmaktadır.
Devletin bu tutumuna, kar, yağmur ve ağır kış koşulları da eklenince, depremin yol açtığı mağduriyet daha bir katlanmıştır.
Elbette ki Kürdistan halkı, Türkiye Devleti’nin benzer siyaset ve uygulamalarına ilk kez maruz kalmıyor. AKP ve MHP İktidarı, özellikle 22 Temmuz 2015’ten sonra tekrar savaş siyasetine döndü. Kürt karşıtı siyaseti ve savaşı, yeni bir strateji ile Kürdistan’ın 3 parçasına da yaydı. Türkiye Devleti’nin bu yeni stratejisinin totaliter, tekçi yönetim sistemiyle bütünleşmesinin sonucunda oluşan tablo, depremde daha çok can kayıplarının ve mağduriyetlerin yaşanmasına yol açmıştır.
Ama, Türkiye Devleti’nin tüm yasal ve fiili engellemelerine rağmen; halkımız büyük bir sorumluluk ve dayanışma duygu ve bilinciyle birbirini sahiplenmiş, büyük yardım kampanyalarını organize etmiştir. Kürdistan, Türkiye ve diasporada, bu açıklamada imzası olan partiler de dahil olmak üzere, bir çok siyasi parti ve örgüt, sivil toplum kuruluşu, belediye, şahsiyet, şirket mağdurlara çok boyutlu yardımların ulaştırılmasında büyük bir çaba içinde oldular, olmaya devam etmektedirler.
Bir çok dünya devleti deprem mağdurlarının yardımına koştu. Kürdistan Bölge Hükümeti ve Güney Kürdistan halkı, Kuzey ve Rojava Kürdistanı ile Türkiye ve Suriye’deki deprem mağdurlarına yardım ulaştırmak için çok boyutlu bir çalışma yürütmektedirler.
Deprem felaketinde mağdurlara, halklarımıza nakdi ve maddi yardıma koşan tüm devletlere, uluslar arası kuruluşlara, sivil toplum ve yardım kuruluşlarına, şahsiyetlere, şirketlere teşekkür ediyoruz.
Deprem, önüne geçilemez bir doğal olaydır. Ama, açıktır ki, depremin yol açtığı zararların sebepleri doğal değildir. Çıkarcılık, vicdansızlık, usulsüzlük, yolsuzluk ve prensiplerin ayaklar altına alınmasıdır depremde büyük mağduriyetlere yol açan.
Depremin yol açtığı can kayıpları ve yıkımların en büyük sorumlusunun, bütün kurum ve kuruluşlarıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle bizzat devletin kendisi olduğu açıktır.
Kürdistan ve Türkiye’de depremin yol açtığı felaketlerin önüne geçmek için, öncelikle, keyfi, aşırı merkeziyetçi, ranta dayalı, kayırmacı, günü kurtarmaya odaklı otoriter ve anti demokratik yönetim anlayışı terk edilmelidir.
Depreme dayanıklı binaların inşası için stratejik bir merkez oluşturulmalıdır.
Deprem mağdurlarına yardım ve deprem bölgesinin inşası için yapılan tüm çalışma ve tedbirler, bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi anlayışından uzak bir yaklaşımla yapılmalıdır.
Depremden zarar gören halkımızın ve özellikle de genç nüfusun yerini yurdunu terk etmemeleri, göç etmemeleri ve kendi şehirlerinde kalabilmeleri için, çok kapsamlı ve etkili bir çalışma organize edilmelidir. Bu amaçla, halklarımızı, yerel ve uluslar arası tüm ilgili kesimleri, kurumları, deprem mağdurları için insanca yaşayabilecekleri yaşam alanlarının ve çalışabilecekleri yerlerin temini için; ekonomik yardım ve destek için seferber olmaya çağırıyoruz.
Hiçbir kurum, kesim, şahıs, çevre, bu deprem felaketini kendi çıkarları için bir fırsat olarak görmemeli, halkın mağduriyetini istismar etmemeli; kira artışlarından, temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarına zam yapmaktan uzak durmalıdırlar.
Tüm maddi kaynakları savaş ve silah yerine, deprem riskini asgariye indiren sağlam ve güvenli kentlere aktarmak için, savaşa ve silaha yapılan harcamalara son verilmeli; Kürt, Kürdistan meselesinin siyasi, demokratik yol ve yöntemlerle çözüm yolunun açılması için Kürt milletinin en temel acil talepleri kabul edilmelidir.
Türkiye Devleti, Olağanüstü Hal ilanıyla, deprem mağdurlarına yapılacak olan yardımların önüne geçemeyeceğini; Kürdistan özgürlük davası ile Türkiye’deki özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesini engelleyemeyeceğini bilmelidir.
Halklarımızı, Kürdistan Bölge Hükümeti’ni, Rojava Kürdistanı Yönetimi’ni, Kürt, Kürdistani tüm kurumlar, siyasi parti ve örgütleri, şahsiyetleri, Kürt halkının dostlarını deprem mağdurlarına yardım amaçlı yaptıkları çalışmalarını sürdürmeye, deprem mağdurlarını yalnız bırakmamaya ve birbirimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.
Böylesi büyük bir deprem felaketinde yapılan yardım kampanyalarının yaşamsal önemde olduğu açıktır. Ama, böylesi büyük bir felaketin yükünün, ancak, devletlerin ve uluslar arası devlet ve organizasyonların yardımlarıyla taşınabileceği açıktır. Bu gerçeklikten dolayı, Türkiye Devleti’ni sivil toplum kuruluşları ve uluslar arası kesimlerin yardım kampanyalarına engel çıkarmamaya ve her şeyden önce, devlet olmaktan kaynaklı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kuşkusuz, tüm doğal, sosyal ve siyasal olaylarda en çok zarar görenler, mağdur duruma düşenler, çocuk, kadın, engelli ve yaşlılardır. Bu gerçeklikten hareketle, bu depremde de, söz konusu dört kesimin mağduriyetlerinin giderilmesi için özgün bir programa ihtiyaç vardır. Özellikle de, bu çalışmalar kadına pozitif ayrımcılık anlayışı üzerinden yürütülmelidir.
Tüm uluslar arası kuruluşları, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’ni deprem mağdurlarına yardım için daha ciddi ve etkili çalışmalar yürütmeye ve mağdurlara yardım konusunda daha hızlı ve sonuç alıcı çalışmalar yapması için Türkiye Devleti’yle daha güçlü bir diyalog geliştirmeye çağırıyoruz.
23.02.2023
Azadi Hareketi
Azadi Partisi
DBP(Demokratik Bölgeler Partisi)
DDKD(Devrimci Demokrat Kürd Derneği)
DTK(Demokratik Toplum Kongresi)
HDP(Halkların Demokratik Partisi)
KKP(Kürdistan Komünist Partisi)
Kürt Kadınlar Platformu
PAK(Kürdistan Özgürlük Partisi)
PDK(Kürt Demokrat Partisi)
PDK-BAKUR(Kürdistan Demokrat Partisi-Kuzey)
PDKT(Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi)
PİA(İnsan ve Özgürlük Partisi)
PSK(Kürdistan Sosyalist Partisi)
TDK-TEVGER (Kürdistan Demokratik Hareketi)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.