Kürtlerin demokratik haklarını talep etmeleri, en vahşi bir şekilde baskı altına alındı. Binlerce Kürt, zehirli gas, kimyasal silah ve kitlesel katliamlarla öldürüldü. Sadece son 30 yılda Güney Kürdistan'da çeyrek milyon dolayında Kürt katledildi. Güney Kürdistan halkı, Irak'ta halkların demokratik, eşit haklara sahip bir ortak yaşam için büyük kurbanlar verdi. Ne var ki, merkezi Irak hükümetleri, bu devletin kuruluşundan beri, Kürt halkını sindirebilmek, baskı altında tutabilmek için kesintisiz bir savaş sürdürdü.

Sömürgeci faşist Baas rejiminin yıkılmasından sonra, Kürtlerin demokratik, federal bir Irak'ta ortak bir yaşam kurma ümitleri, merkezi hükümetlerin sahtekarlıklarıyla, anayasal anlaşmalar yapılmış olmasına rağmen, yerle bir edildi. Örneğin anayasanın 140. maddesine göre Kürdistan'dan zorla koparılmış olan bölgelerde halk oylamasıyla o yörelerde yaşayan halkın merkezi hükümet idaresine mi yoksa Kürdistan Bölge idaresine mi bağlanmak istemeleri belirlenecekti. 2006 yılından beri, merkezi hükümet bu oylamanın yapılmaması için, her türlü sahtekarlığa başvurdu. Bu güne kadar hala bu oylama, gerçekleştirilememiştir.

Açık anlaşmalara rağmen, Kürtler'e, bölge hükümetine verilmiş olan siyasi, ekonomik ve sosyal kurumlardaki yetkiler, ya oldukça kısıtlanmış, ya da tamamen işlevsiz kılınmıştır. Irak merkezi hükümeti, Kürdistan Federal Bölgesi'ne yönelik özellikle ekonomik mükellefetlerini yerine getirmemiştir. Örneğin anlaşma yapılmış olmasına rağmen, Irak merkezi hükümeti, Kürdistan Bölgesi'nin brüt sosyal üretimdeki % 17'lik payını 2014 yılından beri ödememektedir. Devlet ve resmi kurumda çalışanların maaşları, ödenmemektedir. Kürtler, DAEŞ barbalarına karşı büyük kurbanlar vererek savaşmasına rağmen, DAEŞ'in sonunun getirilmesinde neredeyse belirleyici rol alan peşmergelerin maaşları dahi ödenmemektedir.

DAEŞ barbar rejiminin estirdiği terörden kaçmak zorunda kalan yüzbinlerce insan, Kürdistan'a sığındı. Bölge yönetimi, merkezi idarenin ablukasına rağmen, imkanları ölçüsünde 1 800 000 dolayındaki farklı milliyet ve dinden göçmene yardımcı olmuş, kısa sürede, tatmin edici olmasa da ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. Merkezi hükümet, bu konuda da görevini yerine getirmemiş, maddi yardımda bile bulunmamıştır.

Kürtler, artık kendilerine dayatılan savaş istemiyor! Kürtler, artık yaşamlarının yabancılar tarafından belirlenmesini istemiyor! Kürtler, artık kendi ülkeleri Kürdistan'da, orada yaşayan tüm etnik, dinsel, mezhepsel kesimler ile beraber özgürce, demokratik ve eşit şartlar altında yaşamak istiyor!

İşte bu nedenlerle Kürtler, 25 Eylül 2017'de, bölge halkının Güney Kürdistan'ın bağımsızlığı hakkındaki fikrini almak için bir halk oylaması, bir referandum yapıyor. Biz, diasporada yaşıyan Kürdistanlılar olarak, 25 Eylül 2017'deki Güney Kürdistan'ın bağımsızlık referandumunda ’’Evet’’i destekliyoruz.

Tüm Avrupa halklarını Kürdistan halkıyla dayanışmaya, devletlerinin Güney Kürdistan’da yapılacak referanduma destek olmalarını sağlatacak girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz.’’