HAK -PAR PM: "Özgürlüklerden ve demokrasiden yana güçler ele ele vermelidir"
HAK -PAR Parti Meclisi 1.Olağanüstü kongresinin ardından 14 Mayıs 2016 tarihinde İzmir de toplanarak gündemindeki konuları görüştü, yeni Başkanlık Kurulunu seçti
HAK -PAR Parti Meclisi 1.Olağanüstü kongresinin ardından 14 Mayıs 2016 tarihinde İzmir de toplanarak gündemindeki konuları görüştü, yeni Başkanlık Kurulunu seçti ve aşağıdaki bildiriyi kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırdı.
Ortadoğu’ya şekil veren ve bu günkü sorunlara da kaynaklık eden Skey Picot antlaşması ile şekillenen statüko 100.yılını doldurdu.
Emperyalist çıkarların esas alındığı, Kürt halkının da esarete mahkûm edildiği antlaşmanın üzerinden geçen yıllar boyunca bölgede savaşlar, çatışma ve ayaklanmalar hiç eksik olmadı.
Bu gün de durum değişmiş değil. Bölge kan gölü.
Savaşlar, çatışmalar bir birini izliyor.
Başta Kürt halkı olmak üzere bu statükonun kurbanlarının özgürlük ve demokrasi mücadelesi, iki kutuplu dünya dengelerin çökmesi ve dünyada küreselleşme ile başlayan yeni dengelerin yarattığı gerilim mevcut statükoyu sarstı.
Değişim rüzgârları yıkıma, kanlı fırtınalara dönüştü. Değişime direnen rejimler egemen oldukları coğrafyayı yıkımla yüz yüze bıraktı. Buna rağmen bu kanlı ve gayri meşru statükoyu ayakta tutmak mümkün olmayacaktır.
Nüfusu 40 milyonu aşan Kürt halkı kendisini en temel haklarından dahi mahrum bırakan ve ülkesi Kürdistan’ı parçalayan statükonun yıkılmasından yanadır.
İnanıyoruz ki yeni süreç Kürt halkının lehine sonuçlar üretecektir. Yeter ki Kürtler doğru bir siyasetle sürece müdahil olsunlar.
Ortadoğu’nun içinde debelendiği acı tablonun sorumlusu olan 1.Dünya Savaşının aktörleri, bu gün de bölgedeki değişimi kendi lehine çevirmek için tüm savaş araçlarıyla sahne alıyorlar.
Bu kanlı satranç oyununda Kürtler geçen yüz yılın acı ve ihanet dolu deneyimlerinin verdiği dersleri hep hatırda tutmalı, özgürlük hedefini asla gözden kaçırmamalıdır.
HAK-PAR, Parti Meclisi bu çerçevede Güney Kürdistan da yürütülen ulusal kurumsallaşma çabalarını ve bağımsızlık yürüyüşünü ilgiyle, gururla ve tam bir destekle takip etmektedir, yine Batı Kürdistan’da da tarihi bir fırsatın oluştuğuna kuşku yok. Kürtler bu parçada sömürgeci rejiminin kirli oyunları karşısında duyarlı olmalıdır. Sömürgeci rejimin, statükonun devamından yana güçlerin safında durmak, Kürdistan’i güçlere baskı uygulamak, tecrit etmek geçici başarılar sağlasa da felakete ve yenilgiye götüreceği görülmelidir.
HAK-PAR, DUHOK mutabakatı çerçevesinde tüm güçlerin ulusal birlik içinde hareket etmesini arzulamakta, değişimin kıyısındaki Suriye’de Batı Kürdistan’ın özgürlüğünü hedefleyen bir perspektifle mücadeleyi başarıya ulaştırmalarını dilemektedir.
Türkiye’de ve Kuzey Kürdistan’da da tablo iç açıcı değildir.
Haziran 2016 seçimlerinin ardından başlayan ve her gün daha da tırmanan şiddet olayları büyük acılar yaratarak sürmektedir.
PKK yanlış eylem biçimleri ile pek çok Kürt kentini tam bir savaş alanı haline getirmiştir. Tonlarla ifade edilen bombalar patlatmakta, canlı bombalarla en işlek caddeleri kana bulamakta, her gün onlarca insan yaşamını yitirmektedir.
Devlet ise tanklarla, toplarla ağır savaş araçlarıyla ilçelerde operasyonlar gerçekleştirmekte,
Mahalleleri yıkmakta, halkı göçe zorlamaktadır.
Savaş uçakları Güney Kürdistan’daki PKK kamplarını bombalamaktadır.
Bu ağır tabloya rağmen siyasetçiler çözüm üretmek yerine, Parlamentoda milletvekillerinin de dokunulmazlıklarının kaldırılmasını tartışmakta, gerilimi tırmandıracak her şeyi yapmaktadırlar.
Kürt davasına büyük zarar veren, Kürt halkına derin acılar yaşatan bu savaşın özgürlük veya demokrasi mücadelesiyle bir ilgisi yoktur. Bu şaibeli bir savaştır ve bir an önce sonlandırılmalıdır.
Öte yandan, toplum ciddi bir güvenlik tahdidiyle karşı karşıyayken, iç savaşı aratmayan görüntüler ekranlara yansırken, Kilis’e her gün birkaç roket mermisi düşerken, halk, esnaf ekonomik sıkıntılar içinde kıvranırken politikacılar “başkanlık” sistemine geçiş tartışmalarıyla vakit geçirmektedirler.
Bizzat AKP’lilerce başarıları yere göğe sığdırılamayan Başbakan Ahmet Davutoğlu istifasını vermekte, AK Parti alelacele “düşük profilli bir başbakan” çıkarmak üzere kongreye gitmekte, iç muhalefetten bunalan ve kongre yapmaktan kaçınan MHP yönetimi ise AKP ye destek sunacak noktaya sürüklenmektedir.
CHP bu olumsuz koşullarda, ana muhalefet olmanın gereği olarak çözüme yönelik politikalar üretmek yerine “Erdoğan karşıtlığı” bataklığında, tam da R.T.Erdoğan’ın belirlediği gündemler içinde debelenip durmaktadır.
HDP ise PKK’nin tırmanan şiddet politikalarına paralel olarak giderek etkisizleşmekte erimekte, siyasetten dışlanmaktadır.
Parlamentoda bulunan partiler, her gün daha çok toplumun sorunlarına çözüm üretme kabiliyetlerini yitirmektedirler.
TOPLUM yeni bir yol, yeni bir çıkış aramaktadır.
Zira mevcut partiler sorunları çözmek yerine her gün yeni sorunlar, gerilimler yaratmaktadırlar.
Bu kirli ve kanlı süreçten çıkış parlamentodaki mevcut partilerden beklenemez. Çıkış ancak değişimden, özgürlüklerden ve demokrasiden yana güçlerin, toplumun gerçek sorunlarına çağdaş çözümler üretecek, yeni bir siyaset tarzıyla öne çıkması ele ele vermesi ile mümkün olacaktır.
Bu gün gündemi meşgul eden “Türk usulü Başkanlık” sistemine geçiş tartışmaları Türkiye’nin çok uluslu çok renkli yapısı dikkate alınarak yeniden yapılanması, çağdaş demokratik bir anayasanın yapılması ile paralel tartışılmamaktadır.
Bize göre Türkiye, öncelikli olarak akan kanı durdurmayı, çatışmaları sonlandırarak huzurlu bir ortam yaratmayı, başta Kürt sorunu, alevi sorunu gibi temel sorunlarının barışçıl demokratik çözümünün önündeki engelleri kaldırmayı, demokratikleşmeyi, özgürlükleri geliştirmeyi hedeflemelidir.
Kürt tarafında sıkça gündeme gelen birlik çabalarını da değerlendiren Parti Meclisimiz mevcut durumu ayrıntılı olarak ele almıştır. Seçimlere girme hakkı olan partimiz, demokratik işleyiş ve çoğulculuğa son derce bağlı kalarak, ulusal özgürlük davasına hizmet etmeye kararlıdır. Bu tutumu ve kararlılığıyla Kürd halkına hizmet için herkes ile doğru bir siyaset ekseninde omuz omuza mücadeleye önem vermektedir. Her türlü diyaloğa açıktır. Demokratik zeminde halkımızın yararına olan her türlü iş ve güç birliğine katkı verecektir. Birlik çalışmalarını izleyecek, teşvik edecek, sağlıklı bir yapılanma için çaba sarf edecektir.
HAK-PAR Başkanlık Kurulu
Mayıs 2016 tarihinde İzmir de toplanan Parti Meclisimiz 14 kişilik Başkanlık Kurulu üyelerini seçmiştir.
Seçilen Kurul kendi arasında görev bölümü yapmıştır.16.05.2016
1- Necati Bayram
2-Abdullah Çelebi
3-İhsan Durak
4-Semra Arcan Gökçen
5-Latif Epözdemir
6-Abdulmenaf Kıran
7- Arif Sevinç
8- Derviş Korkmaz
9- Yaşar Kilerci
10-Ali Reşat Öztürk
11- Bedri Işık
12-Düzgün Kaplan
13-Cafer Küçükyıldız
14-Hüseyin Özdemir
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.