Halfeti'de işkence görenler içeride, yapanlar dışarıda
.
Halfeti'de iki yıl önce köylülere işkence yapanların ifadelerine dahi başvurulmadı ortaya çıktı.
Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili (Derto) Mahallesi’nde 18 Mayıs 2019 tarihinde PKK'lilerle polisler arasında çıkan çatışmada bir polis ve iki örgüt mensubui yaşamını yitirmiş, olayla bağlantılı oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 55 kişi, götürüldükleri Yaylak Jandarma Karakolu’nda ve Urfa TEM Şube’de elektrik vermeye varan işkencelere maruz kalmıştı.
Üzerinden iki yıl geçen ve kayıtlara “Halfeti işkencesi” olarak geçen olayda, Yaylak Jandarma Karakolu bahçesinde yüz üstü yatırılan yurttaşların sırtlarına postallarla basıldığı fotoğraf karesi basına yansımıştı.
Yaylak Jandarma Karakolu bahçesindeki işkence, kötü muamele TEM Şubesi’nden devam etmiş, gözaltına alınan kişiler savcılıkta verdikleri ifadeler doğrultusunda karakolda tutuldukları süre boyunca elektrik, darp ve cinsel organlarını sıkma gibi insanlık dışı işkence ve muamelelere maruz kaldıklarını anlatmıştı.
Gözaltına alınan 55 kişiden 24 kişi hakkında işlem yapılırken, yürütülen soruşturma sonrasında 13 kişi tutuklandı. Farklı tarihlerde görülen duruşmalarda beş kişi tahliye edilirken, sekiz kişi ise hala tutuklu yargılanıyor.
Söz konusu işkence, Türkiye ve uluslararası boyutta gündem olurken, Uluslararası Af Örgütü “Acil” kodla imza kampanyası başlamış, İngiltere Parlamentosu gündemine taşınmıştı. Kamuoyundan gelen tepkiler ve Urfa Barosu’nun girişimleri sonucu TEM Şubesi’nde bulunan bazı polisler hakkında başlatılan soruşturma kapsamında üç jandarma personeli tarafından bilirkişi raporu hazırlandı.
12 güne ait olan 6 terabaytlık TEM Şube, Urfa Adliyesi, hastane ve Yaylak Karakolu’ndaki görüntü incelemeleri için işkencenin gerçekleştiği Yaylak Jandarma Karakolu’nda görevli personeller görevlendirildi. Jandarma personelleri görüntüler ile ilgili yaptıkları incelemede işkencenin olmadığını iddia etti. Avukatlarının itirazı üzerine görüntüler geçtiğimiz yıl Mayıs ayında İstanbul Adli Tıp (ATK) Kurumu’na gönderildi. Aradan geçen bir yıla rağmen hala inceleme tamamlanmadı.
İşkence olayının yaşandığı dönemde kötü muamele, işkence-hak ihlallerinin tespiti ve raporlaştırılması amacıyla Urfa Barosu adına oluşturulan heyette yer alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şube Eşbaşkanı Mustafa Vefa ve işkence olayını ile ilgili hukuksal süreci takip eden Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aslan, olayın henüz davaya dönüşmemesini değerlendirdi.
İşkence anına dair fotoğrafın sanal medyada bir JİTEM hesabı tarafından paylaşıldığını belirten Vefa, “Bu fotoğraf üzerine avukatlar müvekkilleri ile görüştü ve işkenceye maruz kaldıkları tespit edildi. Karakolda başlayan TEM’de devam eden işkence olayını serbest bırakılan kişilerin beyanları ile daha iyi anlaşıldı. Serbest bırakılanlardan bazılarının elbiseleri kanlıydı, yüzleri morluklar içindeydi. Bir heyet oluşturup mağdurlar ile görüşmeler yaptık ve bunu raporladık” diye belirtti.
İşkence olayı ile ilgili Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Vefa şöyle dedi:
“Türkiye’de cezasızlık bir politika haline dönüştürüldüğü için bu dosyada da karşımıza çıktı. Suç duyurusu ile beraber dosya açıldı. Talebimiz hem gözaltında olan hem de serbest bırakılan kişilerin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi ve işkencenin boyutunun ortaya konulmasıydı. Bazı kişiler için talebimiz kabul edildi. Adli Tıp Kurumu’na giden kişilerin sonuçlarını henüz görmüş değiliz, çünkü raporlar dosya ya eklenerek bilirkişiye gönderildi. Bir yıldır İstanbul’da bekletiliyorlar."
'SİSTEMATİK İŞKENCE'
Mağdurların anlatımlarından yola çıkarak işkence yapan memurların tespit edilebileceğini ifade eden Vefa, Urfa’da uzun yıllardır “sistematik işkence” olduğunu sözlerine ekledi. Faillerin ortaya çıkarılmasından ısrarcı olacaklarının altını çizen Vefa, “Sistematik işkence ve kötü muamele engellenmezse bu artarak devam edecek. Aldığımız başvurularda asayiş, TEM, güvenlik şubesinde hala işkence olayları yaşanıyor. Herkes işkence ve kötü muameleye maruz kalabilir. Bir işkencenin boyutunu ve faillerinin ortaya çıkarılmasını engelleyen bir yargı mekanizmasına dahil olanlar ilerleyen yıllarda onlarda mağdur ola bilecek durumda. Cezasızlık politikaları, sistematik işkenceyle sonuna kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.
Zaman zaman açıklanan insan hakları eylem planlarına değinen Vefa, bu planlamaların yerelde bir karşılığı olmadığını söyledi. Bölge illerinde kolluk güçlerinin denetlenmediğine dikkati çeken Vefa, şöyle dedi:
“Kadınların cinsel işkenceye maruz kalıyor. Bunu engelleme zor değil. Yıllardır mağdurlar TEM şubenin ikinci katında yer alan bir odadan bahsediyor. Şimdiye kadar bütün suç duyurularına rağmen o oda da ne var bilmiyoruz. Bu iddiaların gerçek olup olmadığının araştırması dahi yapılmadı. Orada çalışanlar için bir yargı zırhı var. Kamera kayıtları olsa dahi yargı tarafından korunuyorlar."
Dosyanın hukuksal takibini yapan Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aslan ise, aradan geçen iki yıla rağmen dosya ile ilgili bir gelişmenin olmadığını söyledi. Dosya Savcısı’nın karakol ve TEM şubesindeki kayıtları bilirkişi diye işkencenin yaşandığı Jandarma karakolunda bulunan kişilere gönderdiğine dikkati çeken Aslan, “İşkencenin olup olmadığı işkence iddialarının geldiği yerden kişilere soruldu. Cevap verildi ve ‘hiçbir işkence izine rastlamadık’ denildi. Başsavcılığa yapılan itiraz ile görüntüler İstanbul Adli Tıpa gönderildi ve yaklaşık bir yıldır dosya İstanbul’da” diye konuştu.
Görüntülerin incelemesinin bitmesi ile işkencenin boyutunun açığa çıkacağını dile getiren Aslan, şu ifadeleri kullandı:
“Defalarca sormamıza rağmen henüz dönmediği tarafımıza iletiliyor. Görüntülerin incelenmesinin uzun süreceğini bekliyorduk. Birkaç ay olabileceğini tahmin ediyorduk ancak bir yıl süreceğini beklemiyorduk. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala incelemelerin bitmemesi normale aykırıdır. Ciddi bir olay yaşandı ve bir an önce incelemelerin bitirilmesi gerekir. Görüntüler geldiği zaman bağımsız heyetlerden incelemelerini isteyeceğiz. Aradan iki yıl geçti hala ifadesi alınan kolluk gücü mensubu yok."
(MA / Emrullah Acar)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.