İHD Diyarbakır Şubesi Bölgede 1 yılda kadına yönelik şiddet raporunu açıkladı

İHD Diyarbakır Şubesi Bölgede 1 yılda kadına yönelik şiddet raporunu açıkladı

.

A+A-

İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” dolayısıyla “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 Kasım 2021 – 1 Kasım 2022 Arası (1 Yıllık) Kadına Yönelik Şiddet Raporu”nu açıkladı.

Kadına Yönelik Şiddet Raporu’nun değerlendirmesini okuyan Kadın Komisyonu Üyesi Avukat Derya Yıldırım, “Bölgemizde intihar sonucu 11, aile içi şiddet sonucu 38, toplumsal alanda şiddet sonucu 19 kadın olmak üzere 68 kadın katledilerek yaşamını yitirmiştir. 49 kadın ise kuşkulu bir şekilde yaşamını yitirmiştir. 33 kadın cinsel saldırıya maruz bırakılmış, 29 kadın şiddet sonucu yaralanmıştır”dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi’nde açıklanan raporu İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu’ndan Derya Yıldırım ve Eylül Özgültekin okudu.

İHD

‘Kadına yönelik şiddetin, ayrımcı politikaların son bulmasına yönelik herhangi bir gelişme yok’

İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu adına açıklanan raporda kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiğine vurgu yapılarak, “Ne yazık ki tüm coğrafyalarda kadına yönelik şiddet devam ederken savaşın coğrafyası olan Ortadoğu’da kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar; savaşların en çok ezileni ve acı çekeni olmak durumunda kalmaya devam etmektedirler. Bilindiği üzere Ortadoğu da süregelen etnik, inanç ve cinsiyetçi temelde ki politikalar 14 Eylül 2022 tarihinde Mahsa Amini isminde genç bir kadının saçı göründü diye gözaltına alınması ve bu süreçte uğradığı işkence ile yaşamını yitirmesine sebep olmuştur. Bu vahim olay her ne kadar dünyada ses getirmiş olsa da ülkede yaşanan protestolar sonucu başka insanların da yaşam hakkı elinden alınmış ancak kadına yönelik şiddetin, ayrımcı politikaların son bulmasına yönelik herhangi bir gelişme yaşanmamıştır” denildi.

‘Gülistan Doku’dan 1055 gündür haber alınamıyor’

Kadına Yönelik Şiddet Raporu’nun değerlendirmesini okuyan Kadın Komisyonu Üyesi Avukat Derya Yıldırım, “Kadınlar birlikte oldukları ya da boşanmak istedikleri eşleri, partnerleri, ilişki istemedikleri bir yabancı, ağabeyleri, babaları, en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğramakta veya katledilmektedirler. 13 Kasım 2022 tarihinde fail Musa Sevim tarafından uzun süre duygusal birlikteliğe zorlanan Meryem Sevim, kendisiyle birlikte olmak istemediğini belirtmesine rağmen sistematik olarak psikolojik şiddete maruz kalmış ve failin evlenme teklifini reddetmesiyle katledilmiştir. Yine erkek arkadaşının şiddetine uğrayan ve en son erkek arkadaşıyla görüşüp 1055 gündür kendisinden haber alınamayan Gülistan dokunun akıbeti de henüz bilinmemektedir. Aile içinde şiddete uğrayan ya da katledilen birçok kadın, hakkında devam eden koruma kararlarına rağmen bu şiddete maruz kalmaktadır. Verilen koruma kararlarının sadece kağıt üzerinde kalması, failin yakalanmaması ya da yargılanan fail hakkında uygulanan cezasızlık politikaları kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıp sürekli artmasına neden olmaktadır. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde failden boşanma aşamasında olan Gülizar Kahraman, devam eden koruma kararlarına ve bir trafik polisinden yardım istemesine rağmen saldırıya uğramış, uzun bir tedavi sürecinden sonra ne yazık ki hayati tehlikesi olduğu için vücudundaki bir kurşunla yaşamak zorunda kalmıştır” ifadelerini kullandı.

‘Şiddete uğrayan kadınları şikâyetlerinden vazgeçirmeye çalışması’

Kadına karşı şiddet için var olan 6284 sayılı yasadaki maddeler etkin bir şekilde uygulanmadığına dikkat çeken Yıldırım, “Henüz emniyet aşamasında kolluk görevlilerinin arabuluculuk rolü üstlenerek, “aile içinde olabilecek durumlardır” diyerek işlem yapmak istememesi,  şiddete uğrayan kadınları şikâyetlerinden vazgeçirmeye çalışması da şiddetin ve kadın cinayetlerinin kamu eliyle artmasına sebep olmaktadır. Özellikle kolluk kuvvetlerinin faili olduğu suçlarda herhangi bir cezai müeyyidenin uygulanmaması faili cesaretlendirmektedir. Uygulanan cezasızlık politikası kolluk kuvvetlerinin artık alenen suç işlemesi gerçeğini karşımıza çıkararak cezasızlık politikasının en acı sonucunu yaşatmaktadır. Şırnak ta Sakine Kültür’ün Özel Harekat Ocakları başkanı tarafından 4 yıl boyunca gördüğü sistematik işkence sonucu öldürülmesi, Van da Suna Pek’in güvelik görevlisi eş tarafından işkence edilerek öldürülmesi, İpek Er’e cinsel saldırıda bulunan Musa Orhan hakkında tahliye kararı verilmesi, Urfa’da adalet nöbetinde direnen Emine Şenyaşar’ın görmezden gelinen mücadelesi, LGBTİ+ların varoluşlarının hedef alınarak devlet yöneticilerinin de desteklediği nefret yürüyüşlerinin organize edilmesi, Kürt kadınların ve Kürt LGBTİ+ların yaşamını iki kat yok sayan politikaların hayata geçirilmesi bizlere olayların münferit olmadığını, iktidar tarafından bölgemiz illerinde özel bir yöntem uygulandığını göstermektedir” diye belirtti.

ihd diyarbakır

Kadına yönelik şiddet…

İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadın mücadelesinin kazanımlarının bir gecelik kararnamelerle yok sayıldığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın cinayetlerinin cins kırımı boyutuna ulaştığı bu süreçte, her ay onlarca kadın, erkeklerin fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetiyle karşı karşıya kalmakta, kadınlar koruma kararlarının varlığına rağmen kamuya açık alanlarda katledilmektedirler. Öte yandan kadına karşı şiddetle mücadele eden kadın hak savunucuları gözaltına alınarak, tutuklanarak yargısal tacize maruz bırakılmakta, kadınlara gözdağı verilerek kadın mücadelesini engellemeye yönelik politikalarla kadınlar yıldırılmaya çalışılmaktadırlar. Kimyasal silah kullanılması iddiasına karşı bağımsız heyetlerin araştırma yapması gerektiğini söyleyen Türk Tabipler Birliği Başkanı ve aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması Türkiye’de demokrasiden yana olan herkesin hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıya olduğunu bir kez daha göstermektedir. Yine siyasette ve politikada aktif rol alan Kürt kadınlarına yönelik tutuklamalarla gerçekleşen yargısal baskı da şiddetin başka bir yönüdür. Barışın sağlanabilmesi için mücadele yürüten Kürt kadın siyasetçilerin sürekli tutuklama ve cezalandırma ile karşı karşıya bırakılması kadına yönelik hem psikolojik hem de yargısal şiddetin tezahürüdür.  İlerleyen hastalığına ve hayatını tek başına idame edemeyeceği raporla tespit edilmesine rağmen uzunca süre tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk, yıllardır sadece siyaset alanında ki çalışmalarından kaynaklı tutuklanan ve hala tutuklu bulunan Gülten Kışanak, Ayla Akat, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel gibi birçok kadın siyasetçi bu şiddetin yansımasıdır. Kadına yönelik şiddetin yaşandığı bir diğer alan olan hapishanelerde mahpus kadınlar hem görevliler, hem de hastane ve mahkemeye yapılan sevkleri esnasında kolluk tarafından fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar. Yine tutuklamalar ardından hapishane girişinde arama adı altında çıplak aramalar yapılarak insanlık onuruyla bağdaşmayan bir şiddetle karşı karşıya bırakılmaktadırlar. Ancak şiddet uygulayan görevlilerin hiçbiri hakkında soruşturma başlatılmamakta ve cezasızlık politikası burada da devreye girmektedir.”

‘Bölgede 68 kadın katledilerek yaşamını yitirmiştir’

Kadınlara yönelik şiddetin bilançosuna ilişkin olarak ise Yıldırım, şu verileri paylaştı: “Bölgemizde intihar sonucu 11, aile içi şiddet sonucu 38, toplumsal alanda şiddet sonucu 19 kadın olmak üzere 68 kadın katledilerek yaşamını yitirmiştir. 49 kadın ise kuşkulu bir şekilde yaşamını yitirmiştir. 33 kadın cinsel saldırıya maruz bırakılmış, 29 kadın şiddet sonucu yaralanmıştır. Bilançomuz da görüleceği üzere kadınlar en çok aile içinde yaşanan şiddet sonucunda yaşamını yitirmiştir. Yine kadınlar toplumsal alanda yaşanan şiddet, intihar, kuşkulu ölüm, alıkonulma, cinsel saldırı ve fuhuş yapmaya zorlanma gibi birçok alanda şiddete ve ihlale maruz kalmaktadır. Kadınlar çatışmalı ortamda, hapishane ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını yitirmektedirler.”

‘Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalı’

Yıldırım, son olarak şunları vurguladı: “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretmelidir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili ve caydırıcı cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmelidir.”

Kadına yönelik şiddet raporu bilançosu

Raporun bilançosunu ise İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu Üyesi Avukat Eylül Özgültekin paylaştı. Yıldırım,

“*Bölge kentlerinde en az 11 kadın intihar sonucu yaşamını yitirirken, 5 kadın intihar teşebbüsünde bulundu.

* Aile içi erkek şiddeti sonucu en az 38 kadın yaşamını yitirdi, 15 kadın yaralandı.

* Toplumsal alanda erkek şiddeti sonucu en az 19 kadın yaşamını yitirdi, 14 kadın yaralandı.

* Toplumsal alanda en az 33 kadın erkeklerin cinsel saldırısına maruz kaldı.

*Bölge kentlerinde en az 49 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

Bölge kentlerinde 1 yılda 117 kadın yaşamını yitirdi. 34 kadın çeşitli şekillerde yaralandı.

Bölgede kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı ilk 5 şehir arasında URFA, ANTEP, ELAZIĞ, DİYARBAKIR VE ŞIRNAK bulunuyor.

Kadınların şüpheli şekilde en çok yaşamını yitirdiği il VAN olurken, URFA, DİYARBAKIR VE MARDİN ilk sıralarda yer alan diğer iller olmaktadır” diye belirtti.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.