İngiltere'de aşırı sağcı protestolar: Göçmenlerin kaldığı otel ateşe verildi
.
Protestolar, üç kız çocuğunu öldüren saldırganın Müslüman ve göçmen kökenli olduğu yönündeki yanlış haberlerin ardından, aşırı-sağcı gruplar tarafından Southport kasabasında bulunan bir camiye saldırılmasıyla başladı.
İngiltere'de göçmen karşıtı aşırı sağcı protestolar ülke genelinde yayılırken, Rotherham kasabasında Pazar günü öğle saatlerinde sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin kaldığı bir otelin önünde toplanan protestocular oteli ateşe vermeye çalıştı.
Göçmenlere ev sahipliği yapan Holiday Inn Express oteline girmeye çalışan aşırı sağcı protestocular oteli taşladı. Ardından sandalye gibi nesneler fırlatarak otelin camlarını kırmaya çalıştı.
Göçmen karşıtı protestocuların, "Artık hoş karşılanmıyorsunuz" ve "def edin onları" diyerek sloganlar attığı belirtildi.
Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde binanın dışındaki çöp bidonlarını ateşe veren maskeli protestoculardan bazılarının otelin pencerelerini kırarak içeri girdiği ve binanın zemin katında yangın çıkardığı görüldü.
İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Rotherham'da yaşanan göçmen karşıtı protestoları kınadı.
Cooper, "Rotherham'da sığınmacıları barındıran bir otele yapılan cani, şiddetli saldırı son derece dehşet verici" dedi.
Göçmenlerin kaldığı otelin "kasten ateşe verildiğini" belirten Cooper, "Güney Yorkshire Polisi, (protestoculara) karşı en güçlü eylemin gerçekleştirilmesi konusunda hükümetin tam desteğine sahiptir" dedi.
Rotherham'da yaşanan şiddet içeren olaylar, aşırı sağcı protestocuların otelin önünde toplanıp "Mülteciler hoş geldiniz" sloganı atan ırkçılık karşıtı protestocularla karşı karşıya gelmeleri ardından başladı.
Hafta sonu birçok kentte gerçekleşen protestolarda aşırı-sağcı gruplara karşı, ırkçılık karşıtı gruplar da sokağa döküldü. İngiliz yayın kuruluşu BBC, hafta boyunca devam eden protestolarda, 100'dan fazla kişinin gözaltına alındığını belirtti.
Geniş güvenlik önlemleri arasında binlerce polisin ayaklanmalarla mücadele etmek üzere görevlendirilmesi nedeniyle diğer suçların tam olarak soruşturulamayabileceği uyarısında bulunuldu.
Protesto çağrıları sosyal medyanın dört bir yanından geldi, ancak bu çağrıları güçlendiren kilit isim, Tommy Robinson adını kullanan ve uzun süredir aşırılık yanlısı bir protestocu olan Stephen Yaxley-Lennon.
Yaxley-Lennon'ın, Merseyside Polisi'nin bıçaklı saldırıdan bir gün sonra salı günü Southport'ta düzenlenen protestolarla ilişkilendirdiği aşırı sağcı ve İslamofobik bir örgüt olan İngiliz Savunma Birliği'nin (English Defence League) liderliğini yaptığı belirtiliyor.
'Aşırın sağın haydutluğu'
İngiltere başbakanı Kier Starmer Pazar günü yaptığı açıklamada, üç kız çocuğun ölümüyle sonuçlanan bıçaklı saldırının ardından ülkeyi saran protestolarda yaşanan şiddet olaylarını "aşırı sağın haydutluğu" olarak nitelendirerek kınadı.
Başbakan Starmer, ulusa seslenişinde, birçok şehirde hafta başından beri devam eden kaos ile ilgili hükümetinin "bu haydutları adalete teslim etmek için ne gerekiyorsa yapacağına" söz verdi.
Starmer, "Bu eylemi gerçekleştirmek için hiçbir gerekçe yoktur ve aklı başında herkes bu tür bir şiddeti kınamalıdır," dedi.
"Bunun ne olduğunu söylemekten çekinmeyeceğim, aşırı sağın haydutluğu" diye ekledi.
Geçtiğimiz hafta bir dans kursunda üç kızın ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan bıçaklı saldırının ardından, saldırganın Müslüman ve göçmen kökenli olduğu yönündeki yanlış haberlerin ardından aşırı-sağcı gruplar tarafından Southport kasabasında bulunan bir camiye saldırılmasıyla başladı.
Starmer kargaşayı sona erdirme sözü verdi ve ülke genelinde polise daha fazla kaynak sağlanacağını ve eyleme katılanların "yasaların tüm gücüyle" karşı karşıya kalacağını söyledi.
"İster doğrudan ister internet üzerinden bu eylemi kışkırtıp sonra da kaçanlar olsun, bu kargaşaya katıldığınız için pişman olacağınızı garanti ederim. Bu bir protesto değil. Bu organize, şiddet içeren bir haydutluktur ve sokaklarımızda ya da internette yeri yoktur" dedi.
Ne olmuştu?
İngiltere'de Merseyside Polisi, salı günü Southport'ta bir bıçaklı saldırı sonucu üç çocuğun yaşamını yitirdiğini, 11 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Olay, Taylor Swift temalı bir dans atölyesinde meydana geldi. İki saat süren etkinlikte bir yoga eğitmeni ve bir dans eğitmeni görev alıyordu.
Polisin yaptığı ilk açıklamada, 6 ve 7 yaşındaki kız çocuklarının hayatını kaybettiği bildirilmişti.
Son olarak, yaralı halde hastaneye kaldırılan 9 yaşındaki bir kız çocuğunun hayatını kaybetmesi ile ölü sayısı üçe yükseldi.
Yaralı halde kurtulan sekiz çocuk ve iki yetişkinin ise hastanede tedavileri devam ediyor. Hem yetişkinlerin hem de beş çocuğun durumunun kritik olduğu belirtiliyor.
Olayın ardından 17 yaşındaki saldırgan, öldürme ve cinayete teşebbüs şüphesiyle gözaltına alındı.
Saldırının nedeni henüz netleşmezken, polisler olayın terör bağlantılı olmadığını aktardı.
İlk başta kanlı saldırıyı gerçekleştiren kişinin "Ali" adında bir mülteci olduğu ve "İngiltere'ye bir yıl önce geldiği" şeklinde yanıltıcı haberler kamuoyuna yansıdı.
Fakat sonrasında saldırıyı 17 yaşındaki Axel Muganwa Rudakubana adlı saldırganın düzenlediği açıklandı. Axel'in Galler'in başkenti Cardiff'te doğduğu, 2013'te Southport bölgesine taşındığı aktarıldı.
İngiltere'de çocuklara yönelik düzenlenen saldırıların en ağırı 1996 yılında gerçekleşti. 43 yaşındaki Thomas Hamilton, İskoçya'nın Dunblane kentindeki bir okulun spor salonunda 16 anaokulu öğrencisini ve öğretmenlerini vurarak öldürdü. Olayın ardından, ülkede bireysel silah kullanımı yasaklandı.
Euronews
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.