İran ve Doğu Kürdistan'da bilanço ağır
İran ve Doğu Kürdistan'da 28 Aralık'ta başlayan hükümet karşıtı gösterilerde bilanço ağırlaşıyor. Şimdiye kadar 20'den fazla gösterici hayatını kaybederken gözaltına alınanların sayısı 1000'e ulaştı.
İran'da, hayat pahalılığı, işsizlik, yolsuzluklara tepki olarak başlayıp siyasi taleplere evrilen protestolar devam ediyor. Protestolar İran’ın Tahran, İsfahan, Reşt, Kerec, Abadan, Lencan, Humeynî Şehr ve Mesc Suleyman kentleri ile Doğu Kürdistan’ın Sine ve Kirmaşan kentlerinde sürüyor. 20’yi aşkın insanın hayatını kaybettiği, yüzlerce insanın gözaltına alındığı İran protestoları 2009’dan sonraki en büyük protesto olarak nitelendiriliyor.
Tahran’da kılınan Cuma namazı hutbelerinde konuşan ülkenin önde gelen dini figürlerinden Ayetullah Ahmed Hatemi, gösterileri yönetmek için ABD’nin Erbil ve Herat’ta operasyon odaları kurduğunu öne sürdü. Ayetullah Hatemi, “Halk sesinin duyulmasını istiyor, deniliyor. Trump ve Netanyahu’ya vekâleten çıkan ses milletin sesi değil, ecnebinin sesidir ve halkımız bu sesi keser” diye konuştu. Gösterilerin alt yapısının sanal âlemde ve sosyal medyada hazırlandığını söyleyen Hatemi, protestoların başlamasının üçüncü gününde sosyal medyaya konulan kısıtlamayla ortamın yatıştığını söyledi. Yabancı kaynaklı sosyal medyanın daimi olarak kapatılmasını isteyen Hatemi, “yerli haberleşme” uygulamalarının geliştirilmesini istedi.
Öte yandan ABD, yaptırım listesine 5 şirketi daha ekledi. ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İran’da “yasadışı balistik füze programıyla bağlantılı olduğu” ileri sürülen beş şirketin daha yaptırım listesine alındığı açıklandı ve “Göstericiler unutulmayacak” denildi. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, “İran ekonomik şartları iyileştirmeye daha fazla, yasak silahlara daha az para harcamalı” dedi. Açıklamada ülkedeki gösterilere de atıfta bulunan Mnuchin “Göstericiler unutulmayacak” dedi.
Bir yandan Suriye’de, Irak’ta Haşdi Şabi’yi destekleyen, Yemen’de, Lübnan’da Şii silahlı gruplara ve Hizbullah’a destek veren İran içeride ise ağır yaptırımlar altında ekonomik sıkıntılar çekiyor. Ülkedeki işsizlik bu yıl resmi rakamlara göre yüzde 12,4'e çıktı. Özellikle Kürt kentlerinde sert politikalar uygulayan hemen her gün bir Kürdü idam eden, 12 Kasım’da Kirmanşan’daki 7.3 şiddetindeki depremde ortaya çıkan tabloda rejimin yaptırdığı evler yıkılmış, yüzlerce insan hayatını kaybetmişti.
Kadınların saçlarının görülmesinin bile suç sayıldığı İran’da ekonomik nedenlerle başlayan protestoları değerlendiren Ortadoğu uzmanları bunun aslında bir özgürlük mücadelesine dönüştüğünü ifade ediyor.
İran’ın iç içe geçmiş politik sisteminde gerçek otorite son 28 yıldır ülkeyi yöneten dini lider Ali Hamaney’de. Ülkede dini kurumların yanı sıra yargı, medya ve ordu dini lidere bağlı. İran siyasal sisteminde en kritik kurumlardan birisi ise 88 üyeli Uzmanlar Meclisi. Uzmanlar Meclisi üyeleri doğrudan halk tarafından seçiliyor. Geçmiş yıllarda yapılan değişiklikle Uzmanlar Meclisi’ne dini lideri görevden alma yetkisi verildi. Ancak Uzmanlar Meclisi de Anayasa Koruyucular Konseyi tarafından denetleniyor. Konsey 12 üyeden oluşuyor. Bunların yarısı dini lider tarafından atanıyor. Anayasa Koruyucular Konseyi, hem Uzmanlar Meclisi üyelerini hem de Cumhurbaşkanlığı adaylarını İslami inançlarını ve devrime olan sadakatlerini inceliyor. İnceleme sonucunda birçok aday ‘gerekli kriterleri yerine getirmediği’ gerekçesiyle seçimlere girmekten men ediliyor. Hasan Ruhani’den önce ülkeyi yöneten Ahmedinejad’in bir kez daha aday olması geçtiğimiz yıl Nisan ayında konsey tarafından engellenmişti. 290 üyeli İran Meclisi, dini liderin atama yoluyla oluşturduğu kurumların gölgesinde kalıyor. Cumhurbaşkanının daha çok bütçe gibi ekonomi konularında yetkileri bulunuyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.