"İran’ın Suriye’deki rolü Rusya’dan daha büyük"
.
"Rusya’nın 1998 yılına kadar PKK ile ortak hareket ettiğini" belirten Dr. Siarhei Bohdan, "Bu daha çok Sovyet dönemindeki müttefiklikten miras kalan bir politikaydı ve aslında Moskova’ya oyunu daha etkili oynama olanağı tanımıştı" dedi.
Berlin Özgür Üniversitesi Friedrich Meinecke Enstitüsü'nden öğretim üyesi Dr. Siarhei Bohdan, Mezopotamya Ajansı'ndan İsmet Konak'a Rusya'nın Kürt politikasını değerlendirdi.
"Rusya'nın potansiyel gücü hala devam ediyor, tarih yazan çok uluslu karakteri ortadan kaybolmuş değil ve belirli ortak çıkarlar hala güncelliğini koruyor" diyen Bohdan, "Kürt siyasi çevrelerinin şunu bilmesi gerekiyor, gücüne rağmen Rus devleti, kurumları ve görev yapan diplomatik personeli oldukça yozlaştı" dedi.
"Rusya’nın 1998 yılına kadar PKK ile ortak hareket ettiğini" belirten Bohdan, şöyle devam etti: "Bu daha çok Sovyet dönemindeki müttefiklikten miras kalan bir politikaydı ve aslında Moskova’ya oyunu daha etkili oynama olanağı tanımıştı.
Sonra Putin iktidara geldi. Rusya, Putin’le birlikte 'ayağa kalktı' ve Orta Doğu’daki tüm ihtirasları buharlaştı. Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmekle kalmadı, İran’a silah satışını da durdurdu. Irak ve Libya gibi eski Sovyet müttefikleriyle olan ilişkiler en aza indirildi. Dolayısıyla Kürt meselesi, bu olaylar dizisinden sadece bir tanesidir."
"Suriye'nin nasıl yönetileceği belli değil"
"Suriye’nin idaresi konusunda İran ve Rusya’nın pozisyonlarının önemli" olduğunu vurgulayan Bohdan, "Tabii Türkiye’nin tutumu da önemlidir. Şu an için Suriye’nin nasıl yönetileceği belli değil.
İki şeyi unutmamak gerek. İlk olarak, İran’ın Suriye’deki rolü ve nüfuzu Rusya’dan daha büyük. Sovyetler Birliği dahi Esad rejimine çok şey yapamadı. Hafız Esad yönetimi, karşılığında hiçbir ödeme yapmadan milyarlarca dolarlık silah ve yardım almıştı (Lazkiye’deki üs her zaman Sovyet ve Rus donanması için Mısır ve Güney Yemen’de kaybedilen askeri üslere oranla daha az önemde olmuştur).
Aynı Hafız Esad, sonrasında Lübnan’a girmiş ve Sovyet dostlarını (mesela Filistinli solcular) SSCB'den aldığı tanklarla yok etmeye çalışmıştır. SSCB’nin yıkılmasında sonra Suriye’deki Rus nüfuzu daha da azalmıştır. İran ise Lübnan'da Suriye yanlısı Emel hareketine karşılık Hizbullah’ı yarattı. Esad’a bu hareketi hiç dağıtma olanağı vermedi. Lakin SSCB, Esad rejimine Lübnanlı ve Filistinli solcuları ortadan kaldırma fırsatı vermişti. " (RT)
Röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.