Kadın cinayetlerine karşı İstanbul Sözleşmesi yaşatır kampanyası
Emine Bulut cinayetinin ardından kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutları ve şiddete karşı bir güvence niteliği taşıdığı savunulan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması tartışması tekrar gündeme geldi.
Emine Bulut cinayetinin ardından kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutları ve şiddete karşı bir güvence niteliği taşıdığı savunulan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması tartışması tekrar gündeme geldi. Sosyal medyada İstanbul Sözleşmesi Yaşatır başlığıyla başlatılan kampanyada sözleşmenin kadınların maruz kaldığı her türlü şiddetle mücadele için hayati bir metin olduğunun altı çiziliyor.
Kadın cinayetlerinin istatistiksel raporlarla ortaya konulduğu Türkiye’de, Emine Bulut cinayeti kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutlarını ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasının kadınlar için neden hayati olduğunu tekrar gündeme getirdi. Türkiye tarafından imzalanan anlaşmanın hükümlerinin uygulanmamasına tepki gösteren kadınlar, Emine Bulut’un öldürülmesinin ardından sosyal medyada #İstanbulSözleşmesiYaşatır etiketiyle kampanya düzenliyor.
İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme olarak 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldı ve 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.
‘TÜRK AİLE YAPISINA ZARAR VERİYOR’A YANIT
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır etiketiyle sosyal medyada başlatılan kampanyaya destek veren avukat Eren Keskin, Türkiye’de Sözleşme’ye “Türk aile yapısına zarar verdiği” gerekçesiyle karşı çıkan kesimi hatırlatarak “Bu sözleşmeyi imzalayıp, hükümlerini uygulamayanlar, sözleşmeye karşı olanlar, erkek şiddetinin arkasında sizin zihniyetiniz var!” ifadelerini kullandı.
Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan İstanbul Sözleşmesi, 2018 tarihi itibariyle Türkiye dahil 45 ülke tarafından onaylandı.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için şiddetsiz bir dünyanın güvencesi olduğunu söyleyerek, “Kadınların şiddetten kurtuldukları bir hayata kavuşmalarının güvencesi: İstanbul Sözleşmesi…o yüzden alanlarda binlerce kadın, adını duyunca, alkış tufanı koparıyor. Asla vazgeçmeyeceğiz, mutlaka uygulatacağız” paylaşımını yaptı.
Sözleşmenin hedefinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının maruz kaldığı her türlü şiddetle mücadele için hukuki düzenlemeler, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için hazırlanmış bir metin özelliği taşıyor.
‘GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ’
Nar Kadın Dayanışması, “ÖLMEK İSTEMİYORUZ! #EmineBulut’un #TubaErkol’un bu ses tüm kadınların… hiçbiri ölmek istemedi! mücadele yaşatır, dayanışmamız yaşatır, tarihsel kazanımlarımız için, geleceğimiz için mücadele ediyoruz!” paylaşımını yaptı.
Sözleşme metni bu konularda getirdiği yüksek ve detaylı standartları içeren hükümlerin yanı sıra bir de Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için oluşturulacak ve kadına yönelik şiddet alanında uzman üyelerden oluşan GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu) adlı organın kuruluşunu, görevlerini ve işleyişini düzenleyen hükümler içeriyor.
‘HERKES KAPISINI KAPATIP İÇERİ GEÇTİĞİNDE’
Sözleşmenin amaçlarını özetleyen avukat Zuhal Ünal, sözleşmenin kadınlar için neden önemli olduğunu madde madde sıraladı.
İHD Amed Kadın Komisyonu, “İstanbul Sözleşmesi TC Anayasasının 90. Maddesi uyarınca kanun hükmündedir. Sözleşmeye kaldırılsın diyenler Anayasayı hiçe saymaktadır. Kanunlar herkes içindir. Sözleşme kadına kadın olduğu için ayrımcılık yapılmasını engeller” paylaşımını yaptı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.