Demokratik kültür seviyesine erişmiş uygar toplumlarda halkı düşündürmeye iten sanatın icrası kolay ve özgürdür. Geri kalmışlığı aşmamış toplumlarda ise, sanatın icrası çok ciddi riskleri göze almayı gerektirir. Dolayısıyla geri kalmış  toplumlarda, toplumu doğrularla buluşturan yazarlık sanatı, yaşanan sonuç ve nedenlerin yaşanmışlığına göre şekil alıp icranın esas özüyle buluşması zorlaşıyor. 

Bundandır ki, gelişmemiş toplumlarda, şunun bunun çıkarına oyuncak olmamış  yazarlık icrası çok değerlidir. Bu değerin farkında olan yazarlar, her türlü baskı ve sindirmelere rağmen, özgür insan olmaya kanat açarlar.  Dolayısıyla şuna buna yem olmamayı başarabilen bir yazarı sindirmek kolay değil. Çünkü her hangi bir kesimin doğrusuna dönüşen doğruyu sorgulatacak o yazarın hayal gücü vardır.

Gerektiğinde Ruken'le konuşur, yeri geldiğinde Fatma'yla sohbete dalar, Hemo'yu karşısına alır konuşur, Mıho'yla dertleşerek meramını anlatır. Yeri ve zamanı geldiği zamanda,  hiç bir kesime eyvallah demeden yanlış olana yanlıştır der geçer. Velhasılıkelam, onun bunun yalaka yazarı olmayan bir aydını susturmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir.

Zira o yazarın konuşacağı kuşları var, gölgesine oturup dertleşeceği ağacın dalları var, barışı konuşacak güvercinleri var, kana silaha rest koyacak vicdanı var, oraya buraya kiralanmamış bir mantığı var. Yani sözün kısası, yazarlık sanatını felsefe ve edebiyatla bütünleştiren o yazarın hayal gücü var.

Sağ elini akliselim mantığına koyan, sol elini özgür insan olmaya aşık olmuş yüreğine koyabilen hiç bir yazar toplumsal sorunlara çözüm arayan Partilere ve partileşmelere karşı olmaz. Zira toplumsal sorunların çözüm istikametinin, toparlanıp örgütlenerek yol aldığının farkındadır.  Ama diğer bir farkındalığı, toplumun genel çıkarını parti çıkarına kurban eden edilişlerle restleşen bir duruşu da var.

Zira şu ya da bu partinin borazanlığına kalemi oynatan yazarla, toplumun genel çıkarlarına  işaret koyan yazarın farkı vardır. Her aydının düşünebilir kapasitesiyle kendince doğru bulduğu doğruyu savunma hakkı vardır eyvallah. Ama işin olmazsa olmaz denilen bir başka olmaza sarılma sorumluluğu da olmalı. Birisi bir gurubun yada bir partinin yalakalığını yapıyor,  diğeri ise halkın genel çıkarına yalakalık yapıyor. Biri bir partinin çıkarına kalem oynatan yazarı olmak istiyor, diğeriyse genel arzuların sesi olmak istiyor.

Yani sonuç itibarıyla, kendini şunun bunun yanlışına kurban eden yazarla, toplumun genel çıkarına kendini adayan yazarın bir farkı var. Şu parti bu partinin ne dediğini ve ne yaptığına bakmakla birlikte, yapılan doğruları gözünü kırpmadan alıp başına koyan yazarlara ihtiyaç var. Bir çok değer gibi, şu partinin, bu zümrenin  yazarı olmadan Kürtlerin yazarı olmak bir değerdir. Bu değerin varlığında haberdar olmayanların biran önce farkına varmaları önemle tavsiye edilir.