Kani Xulam’dan BM Kürt Temsilciliği için Kürtlere çağrı
.
Kani Xulam, hava koşullarının elverişli olması halinde yürüyüşünü 24 Temmuz’da yani Lozan Antlaşması’nın imzalandığı günün yıldönümünde, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi önünde, Kürtlerin sorunlarıyla ilgilenecek BM Kürt Temsilciliği’nin atanması talebini iletecek.
Kürt-Amerikan Bilgi Ağı Başkanı Kani Xulam, Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla, ABD’nin başkenti Washington’dan, BM Genel Merkezi’nin bulunduğu New York’a doğru başlattığı ‘Onur ve Özgürlük Yürüyüşü’nde 15’inci gününe girdi.
Kani Xulam, hava koşullarının elverişli olması halinde yürüyüşünü 24 Temmuz’da yani Lozan Antlaşması’nın imzalandığı günün yıldönümünde, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi önünde, Kürtlerin sorunlarıyla ilgilenecek BM Kürt Temsilciliği’nin atanması talebini iletecek.
“Bu eylem için yaklaşık 9 ay süresince hazırlık yaptım”
Kani Xulam başlattığı ‘Onur ve Özgürlük Yürüyüşü’nün gidişatını ve 15’inci gününde engelsiz bir şekilde yürümesini Basnewse değerlendirdi:
“Bu eylem için yaklaşık 9 ay süresince hazırlık yaptığım için sağlığım gayet iyi ve eylemi sonuçlandırmak için uygun durumdayım. Günlük ortalama 25 – 30 Km. Yürüyorum. Hava sıcak olduğunda biraz zorluyor ama serin olduğunda gayet güzel ve rahat yürüyorum. Yani şu an bu anlamda herhangi bir sıkıntı yok. Moralim de gayet iyi. Yol boyunca yeni insanlarla da tanışma fırsatı oluyor ve onların sempatik destekleri moralimi daha da güçlendiriyor. Şu ana kadar ayak tabanlarımda herhangi bir şişlik durumu söz konusu değil. Bunun sebebi yaklaşık 9 aylık antrenman hazırlığımdır. Yani sağlık açısından şimdiye kadar ciddi bir problem yaşamadım. Sadece çok güneşli olduğunda, sıcaklar biraz bunaltıcı oluyor. Ama serin ve yağmurlu olduğunda gayet güzel bir etki yaratıyor.”
“Yürüyüş güzergahımda beni konuk eden aileler şiddete karşı olan aileler”
Kişisel Sosyal Medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarında uzun mesafeli yürüyüşünün ardından geceyi ABD’li ailelerde geçirdiğine vurgu yapan Xulam, konuk olduğu ailelerin Amerika’nın duyarlı kesimlerinden oluştuğunu bu ailelerin kendisinin yürüyüş eylemi ile Kürt ve Kürdistan’a yaklaşımları konusunda yaşadıklarını şu şekilde ifade ediyor:
“Eylem boyunca uğradığım aileler tarih boyunca şiddete karşı durmuş bir kültüre sahip aileler. Çok barışsever ve özgürlükçü aileler. Ben bu yürüyüş eylemime başlama kararı aldıktan sonra bu konuyla ilgili sivil toplum örgütleri ile irtibata geçtim. Eylem güzergahı boyunca 24 noktada kalacağımı ilettim ve kendilerinden bu konuda bana destek olup olamayacaklarını sordum. Bu kurumlar sağ olsunlar desteklerini ve yardımlarını esirgemediler şu ana kadar. Eylemimi başlattığım günden bugüne kadar yol güzergahımda 18 noktada yer ayarlandı. Şimdilik sadece 6 yerde kalma noktası belirleme hususunda eksik kaldık.
“Bu aileler Kürt sorununa da insani bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar”
Bu yol güzergahında bana destek olan evlerini açan aileler genellikle dindar ama açık görüşlü aileler. Kürt sorununa da insani bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Beni misafir eden ailelerle kaldığım süre içerisinde 3 ile 5 saat arası sohbetlerimiz oluyor ve gayet güzel bir atmosferde sohbet ediyoruz. Sohbet esnasında Kürtlerle ilgili bilgilenmek istedikleri konuları onlara anlatıyorum, onların sordukları veya merak ettiklerini elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum. Zaten bu eylemin diğer güzel bir yönü de bu yol güzergahı boyunca mümkün mertebe uğradığım her yerde Kürt dostlarını çoğaltmaya uğraşıyorum.
“Cezaevi görüşünde Mehdi Zana ve annesine konulan Kürtçe yasağı anısından çok etkilendiler”
Bu arada uğradığım aileler genellikle Kürtler açısından önemli olan şeyleri soruyorlar. Kürtlerin neden 4 ayrı ülkede yaşamak zorunda kaldıklarını merak ediyorlar. Mesela misafir olduğum bir aile yaklaşık 3 yıl boyunca Ortadoğu’da kalmış ve Ortadoğu halklarının çok misafirperver olduklarını ifade ettiler. Ailelere anlattığım ve en çok etkilendikleri olaylardan birisi, Mehdi Zana’nın 1980’li yıllarda cezaevindeyken annesi ile yaşadıkları. Onlara Mehdi Zana’nın siyasi nedenlerle tutuklandığını, annesinin Kürtçe dışında bir dil bilmediğini cezaevi idaresinin devlet politikası olarak Türkçe dışında bir dille konuşulmasına izin vermediğini, Mehdi Zana’nın annesinin ziyaret için cezaevine geldiğinde bu ziyareti iptal ettirme şansının olmadığını, ziyaret esnasında Mehdi Zana’nın cezaevi kuralları gereği annesiyle Kürtçe konuşamamasından dolayı sessiz kalma zorunluluğu ile annesinin; ‘Allahım, oğlum cezaevinde hem sağır hem de dilsiz olmuş’ diyerek feryat eder. Mehdi Zana’nın buu anısını anlattığımda insanlar hem şok yaşadılar hem de şaşırdılar bu türden haksızlıklara karşı büyük bir öfke duydular.”
“Amaçlarımızdan biri henüz Kürtlerle dostluk ilişkileri geliştirememiş yabancılara ulaşmak”
Kani Xulam ‘Onur ve Özgürlük Yürüyüşü’ eyleminin ABD kamuoyuna yansımasını, diaspora Kürtleri ile 5 parça Kürdistan’dakiler ve Kürtlerin dostlarından beklentilerini şu şekilde dile getirdi:
“Başlattığım eylem şu an ABD’de bir gazetede yer aldı. 2 radyo kanalları ile söyleşi yaptım. 2 Podcast programına konuk oldum. Bu hafta sonu Philadelphia Kenti’ne ulaşacağım. Bazı dostlar tarafından Amerika’nın Sesi radyosunun yerel bir kanalının ilgi gösterdiği söylendi.
Burada asıl önemli olan Kürtlerin bu eyleme güçlü bir şekilde sahip çıkmaları olacak. İrtibatta oldukları resmi kurumları devreye sokarlarsa iyi olur. Zaten bu eylemdeki amacımız kamuoyu oluşturmak. Özellikle Kürtleri iyi bilmeyen veya bildikleri halde henüz Kürtlerle dostluk ilişkileri geliştirememiş yabancılara ulaşmak asıl hedefimiz. Şayet bu tür destekler gelişebilir ise Kürtlerin dostlarını çoğaltma amacımıza ulaşabiliriz. Bu da Kürt sorunun demokratik çözümüne büyük katkılar sunmuş olur.”
“Kürtlerden ricam; bulundukları ülkelerin ilgili siyasetçilerine mektuplar göndererek BM Kürt Temsilciliği’nin atanmasını talep etmelidirler”
Kürt-Amerikan Bilgi Ağı Başkanı Kani Xulam, BasNews aracılığıyla ‘Onur ve Özgürlük’ eylemi ile ilgili Kürt kamuoyundan beklentilerini şu şekilde ifade etti:
“Eylemimize ilgi duyan ve destek vermek isteyen herkesten ricam şu; bizim özellikle bu eylem için kurduğumuz Kurdistan.org sitesini sürekli olarak takip etmelerini isterim. Örneğin İtalya’da yaşayan bir Kürt İtalya’nın New York’taki Birleşmiş Milletler temsilciliğine kendi bulunduğu ülkedeki milletvekilleri aracılığıyla ulaşabilir ve oraya şu mesajı verebilir; ‘Lozan Anlaşması 100 yıldır Kürt halkının meşru haklarını yok saydı. Kürtler olarak bu durumu kabul etmiyoruz, bu anlaşma Kürtler açısından tarihi bir hatadır. Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkını gasp etmiştir. Bu nedenle Kürtlere yapılan bu 100 yıllık tarihi haksızlığın giderilmesi için BM’de Kürtleri temsil edebilecek daimî bir temsilciliğin atanmasını talep ediyoruz.”
Kani Xulam Kimdir?
Kani Xulam 1960 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Kulp ilçesinde gördü. 1980 darbesinden önce yurt dışına çıktı. University of Toronto, University of California at Santa Barbara ve American University’de lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. İlgi alanı Siyaset ve tarih olan Kani Xulam son 30 yılını Kürtlerin hak mücadelesini yürüten kâr amacı gütmeyen American Kurdish Information Network’da, calışmaktadır.
Halkların kendi kaderini tayın etme hakkına inanan Kani Xulam aynı perspektiften yola çıkarak bağımsız Kürdistanı savunmakta ve Kürt halkının hakları için diplomasi çalışmalarında yer aldı. Kürtçe’nin Kurmanci ve Zazakî-Kirdkî lehçelerinin yanı sıra Akademik düzeyde İngilizce ve Türkçe dillerini bilmektedir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.