
Kayyımlar ve Kürt meselesi
.
Naci Sapan
Üçüncü kayyım dönemi başladı.
DEM parti üzerinden yürütülen ‘Kürt meselesine çözüm’ çalışmaları ‘İmralı’ ekseninde henüz netlik kazanmazken, belediyelerine yapılan operasyon, kayyım atamalarını nasıl değerlendirmek gerekir? Uzlaşma, anlaşma, müzakere gibi terimler kullanılmasına rağmen, pratikte bunlara denk gelmeyen bir sürecin yürüyor olmasını yorumlamak beynimizi ciddi bir şekilde yoruyor.
O nedenle de soruyoruz; Kayyım ataması çözüm mü?
Bu soruya rağmen, kayyım atamalarının devam edeceği görünür bir durum.
Kimi çevreler, DEM partiye yönelik operasyonları yeni Anayasa konusunda ortaklaşmaya zorlamak için değerlendirilse de, durum, ciddi bir uzaklaşmayı da beraberinde getirdiği yorumlarına neden oluyor.
DEM Parti ‘Kürt Meselesi’nin tarafı yâda muhatabı olmaktan çıkarılmak mı isteniyor?
Eğer, böyle bir durum söz konusu ise, bir heyetin İmralı-TBMM-Barzani ekseninde görüşmeler yürütmesinin anlam ve önemini hangi çerçevede konuşacağız. DEM Partililer, kayyım atamaları ile uğraşırken, protesto ve gösterilerle enerjilerini tüketirken, HÜDAPAR’ın Diyarbakır’da düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm” çalıştayının diriliği gözden kaçmıyor. Elbette ki tartışıp konuşacaklar, çözüme dönük önerilerini aktaracaklar.
Sorun, bütün kesimlerce tartışıldığında, ortak çözümde buluşmalar sağlandığında huzurlu bir gelecek için adımlar atılabilir.
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun çalıştayda konuşması dikkat çekici.
Şöyle diyor; “Çözümün gerekliliği konusunda tereddüt yoktur. Birlik olma, kardeş olma, iç cepheyi tahkim etme veya benzeri ifadelerle mecburiyetler ifade edilmektedir. Aslında hepsi aynı şeydir. Meselemizi sulh yoluyla adalet temelinde halletmek mecburiyetindeyiz. Zira meselenin çözümsüz kalmasının sonucu emperyalist müdahalelere açık hale gelmiş huzursuz bir coğrafya, heba olan nesiller ve ekonomik çöküntüdür. Kürd kavmi İslam ümmetinin asli unsurlarındandır. Yaşadığı coğrafya da ümmet coğrafyasının merkezidir. Meselenin çözümsüz kalması bütün bölgeyi olumsuz olarak etkileyeceği gibi adil bir şekilde çözümü hem bölgeyi hem bütün İslam coğrafyasını rahatlatacaktır. Çözüm daha fazla ertelenmemeli.”
Bu konuşmanın tamamı değil, ancak İslam temelli bir çözüm yaklaşımı dikkatlerden kaçmıyor.
Bundan sonraki süreçte Kürt meselesinin çözüm tartışmalarının; İslami temel de mi, laik, seküler temelde mi olacağı Türkiye’nin yeni gündemidir diye düşünüyorum. Hangi temelde olursa olsun, çözüm parametresi insanı önceleyen hak, hukuk, adalet temelinde olmalıdır.
İslami mi, seküler mi tartışmaları yeni olmasa da, HÜDAPAR’ın parlamento da temsili daha fazla söz sahibi olmasını sağlayan çok önemli bir etkendir. Bu nedenle Kürt meselesinin çözümü konusunun ‘İslami temelde’ olması tartışmalarının ciddi şekilde gündem olacağı kesin bir durum olarak karşımızda duruyor.
Kaynak: Tigris Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.