Kürdistan Demokrat Partisi-Suriye (KDP-S)  Politbüro Üyesi Abdulbasit Hemo, Suriye’deki durum ve Türkiye’nin Suriye’deki rejimle normalleşme açıklamaları ve Suriye’deki durumları ele aldı.

Hemo, Suriye krizinin 11’inci yılında olduğunu anımsatarak bu süreçte uluslararası alandaki tavırlarda birçok değişik olduğuna vurgu yapıp sözlerine şöyle başladı:  

 “2012’de Katar’da Suriye muhalefeti oluşurken özellikle Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) 122 devlet buna destek vererek, bunun Suriye halkını temsil ettiğini belirtti. Kürtlerin önünde ise iki seçenek vardı. Ya muhalefetin ya da rejimin yanında yer alacaktı. Biz de 50 yıldır halkımızın meşru hakları için mücadele eden Kürtler olarak, bunun için hiçbir adım atmayan hükümet ve rejimi değil muhalefeti seçtik. Ve muhalefet Kürtlerin haklarını içeren bir belgeyi imzaladı.”

Krizin gittikçe uzan uzadıya bir hal almasına da değinen Abdulbasit Hemo,  birçok ülkenin tavır değiştirerek Suriye halkını desteklemekten vazgeçtiğini belirtti. Hemo, “Astana ve Soçi süreçleri giderek güçlendi. Biz Kürtler de coğrafik olarak ve uluslararası tavırlara göe halkımızın haklarını savunmak zorundayız” dedi.

“Suriye krizi uluslararası bir kriz”

KDP-S’li yetkili,  “Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Suriye muhalefeti içinde özel bir yere sahip. ABD ve Rusya ile ilişkileri var. ENKS’nin Kürtlerin ve Arapların kanında eli yok. ENKS’nin SMDK’daki diplomasi ve müzakerelerde belirgin bir rolü var. Suriye krizi uluslararası bir kriz ve Kürt meselesinin çözümü ve Suriye krizinin çözümüyle beraber görülüyor” dedi.

Hemo sözlerine devam ederken, “Biz de Kürt meselesinin çözümü ve Suriye krizinin çözümü dışında görmüyoruz. Kürtler olarak güçlü bir şekilde destek görmezsek amaçlarımıza ulaşamayız. Önemli olan slogan atmak değil, haklarımız koruma yolunda dostlar edinmektir” diye ekledi.

“Ankara ve Şam birbirine inanmaz”

Türkiye’nin Suriye’deki rejimle normalleşme açıklamalarına değinen KDP-S’li Hemo, “Rusya, Türkiye ve Suriye rejiminin yakınlaşmasını ve Demokratik Suriye Güçleri’ni (DSG) de Kandil ve İran aracılığıyla Suriye ordusuna dahil etmek istiyor. Ancak şu anda yapılan açıklamaların taktiksel olduğunu düşünüyorum çünkü aralarındaki çelişkiler derin. Türkiye tarafından yapılan açıklamalar daha çok iç kamuoyuna yönelik ve gelecek yıl yapılacak seçimlerle ilgilidir. Ankara ve Şam birbirine inanmaz” ifadelerini kullandı.